TÜRKİYE’DE ORTAÖĞRETİME GEÇİŞİN ADALETSİZ YAPISI
Temmuz ayı geldi, LGS sonuçları açıklanıyor. Yine bir milyonun üstünde çocuk… 14 yaşında, hayatlarının en güzel döneminde, sınavın başına oturdular. Çalıştılar, hayal kurdular, umutlandılar. Şimdi o bir milyondan sadece 50 bini, yani her 20 çocuktan yalnızca 1’i “nitelikli” denen okullara yerleşebilecek. Geriye kalan 950 bin çocuk ne olacak?
Bu soruyu sormazsak, vicdanımızı susturmuş oluruz.
BU SİSTEM NE ÖLÇÜYOR?
LGS, adı üstünde "seçme" sınavı. Ama kimi seçiyor? Gerçekten objektif bir değerlendirme yapıyor mu? Yoksa imkânı iyi olup özel ders alabilenleri mi? Özel kurslara gidebilenleri mi? Özel okullarda ayrıcalıklı bir şekilde eğitim alanları mı?
Her yıl aynı tablo: Büyük şehirlerdeki iyi mahallelerden çıkan çocuklar üst sıralarda; kırsaldan, yoksul semtlerden gelenler arka sıralarda. Sınav başlamadan yarış çoktan başlamış aslında. Bazı çocuklar ayakkabılarını çıkarıp sınıfa giriyor, bazıları kendi özel şoförüyle geliyor. Farklı imkânlar sunduğumuz çocuklarımızı aynı sınava girmeye zorluyoruz. Ne adil değil mi?
14 YAŞINDA HAYATIN TARTISINA KONULMAK...
14 yaşında bir çocuk, sınavı kazanamazsa sanki “başarısız” damgası yiyor. Oysa belki çok zeki, belki çok yetenekli bir müzisyen olacak, iyi bir sporcu olacak. Ama sistem diyor ki: “İlk yüzde beşe giremezsen, sen ortalardasın.”
Oysa eğitim, çocukları sıralamak değil; onların içindeki ışığı ortaya çıkarmak, her çocuğun özel yeteneğini sergileyeceği alanlar yaratmak olmalı. LGS, bir milyon çocuğumuzun 950 binini daha sınav başlamadan başarısız sayan bir sistemdir.
Biz bu çocuklarımıza başarısız damgasını vurduktan sonra lisede motivasyonlarını nasıl sağlayacağız? “Sen başarısızsın” dediğimiz çocuğumuza, ne yüzle “Hadi yaparsın, senin özel yeteneklerin var” diyebileceğiz?
ASIL SORU ŞU:
Neden her okul çocuklarımıza ihtiyaçları doğrultusunda eşit eğitim imkânı sunmuyor?
Devletin okulları arasında bu kadar kalite farkı neden var? Neden bir okulda laboratuvar var da diğerinde yok? Neden bir okulda öğretmenler sürekli değişiyor, diğerinde kadrolar yıllardır aynı? Neden bazı çocuklar hayata yüz metre geriden başlıyor?
Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı’nı yönetenler kendi çocuklarını özel okullara gönderip, vatandaşın çocuğunu “nitelikli, niteliksiz” diye ayırdıkları okullara zorunlu bıraktılar.
Biz bu soruları sormadıkça, LGS yalnızca bir sınav değil, bir adaletsizlik aracı olmaya devam edecek.
SONUÇ:
Sınav değil, bu sistem asıl tartışılması gereken.
Bir milyondan fazla çocuğun sadece 50 bini “şanslı” sayılıyorsa, sorun çocuklarda değil, sistemdedir. Her okul kaliteli olmalı. Her çocuk iyi eğitim alma hakkına sahip olmalı. LGS bu haliyle gençlerin emeğini, ailelerin umutlarını ve ülkenin geleceğini yok sayıyor.
Sınavları değil, sistemi değiştirme zamanı.
Sevgili veliler, LGS bir sıralama sistemidir. 14 yaşında bu sınava girme cesareti gösteren çocuklarımızın tamamı başarılı ve birer kahramandır…