Cumhuriyetimizin 102. Yılı’nda, tüm yol arkadaşlarımıza bir teşekkürü borç biliriz.
Bu teşekkür kurtuluş mücadelemizde hayatını ortaya koyan, hem cephede hem masada savaşan tüm yoldaşlarımızadır.
Yoldaşız evet, imkansızlıklar içerisinden filiz bulan bir fikrin savunucusu olanlarız. Devrimi hayal eden ve gerçekleştirenleriz. Bir ülke kuran ve cumhuriyeti ilan edenlerle aynı yolda yürümeye devam edenleriz. Aynı fikri 102 yıl sonra paylaşan ve bunun için canla başla çalışanlarız.
Yoldaşız, çünkü ortak bir görüşü benimseyenlerden her biriyiz. Yol arkadaşıyız, arkadaşız.
Cumhuriyet fikri öyle bir yolculuk ki; her birimiz bu yolu kalbinde taşıyanlarız, her birimiz aynı yolun bir yolcusuyuz.
İmkansız gibi gözüken noktadan, umutların tükendiği bir andan filizlenenleriz. O günden bu günlere kök salarak ve boy vererek gelenleriz. Her geçen gün cumhuriyet devrim ve değerlerine bir adım daha yaklaşanlarız.
Türkiye’nin ikinci yüzyılında, ülkesi için, yaşayan her bir canlı için; ağaç, hayvan, çocuk, kadın, genç, yaşlı, işçi için en iyisini isteyenleriz.
Rengarenk ve umut doluyuz. Gökkuşağından renkli, nehirden coşkun, dağdan yüksek, güneşten sıcağız. Bir çocuğun hayali kadar inanılmaz, bir yaş almışın sevgisi kadar gerçeğiz. Bizi biz yapan değerleri unutmamış, her olumsuzluğa karşı kenetlenmiş, baskı ve zulme her yüzyılda karşı çıkmışlarız.
İlk günden bugüne kadar her yaşanılan sevinci ve hüznü cebine koymuş, görev ve ödevlerini bellemiş, heyecanla yarını bekleyenleriz. Bir karınca misali taşıdığımız su damlasından nehirler, denizler yaratanlarız.
Yolun kendisiyiz, yolculuğun parçasıyız, yolun arkadaşıyız.
Yola, yolcuya ve tüm yoldaşlara sevgi, saygı ve hasretle…