Yazmak güzeldir...
Ama yazmanın iki aşaması zordur: Birincisi “merhaba”, ikincisi ise “elveda”.
Elveda dememek umuduyla herkese merhaba...
Dedim ya, ilk yazı hep zor olandır. Söze nasıl gireceğinizi düşünürsünüz hep. Yazacak, paylaşacak çok şey vardır ama nereden başlayacağınızı pek bilemezsiniz.
Çünkü ilk yazı spesifik bir konuyla ilgili olmaz. Geneldir, hatta biraz da ortaya karışıktır.
"Ortaya karışık" deyince insanın aklına ister istemez ortalığın çok karışık olduğu geliyor.
Hem de ne kargaşa...
İçeride ve dışarıda inanılmaz sıcak gelişmeler yaşanıyor. Bunları zaten biliyorsunuz.
Bilmediğiniz, hatta kimsenin bilmediği şey, bu karmaşa içinde nasıl bir yol bulunacağı.
Sakın yanlış anlaşılmasın, kimseye yol gösterecek değilim.
En iyi bildiğim şey, haddimi bilmektir.
Ben size haber vereceğim; bu haberi verirken de aslında bize ne denilmek istendiğini, 50 yıla yaklaşan deneyimimle aktaracağım.
Bu köşede sadece haber, analiz ya da yorum olmayacak elbette. Meşhur Ankara kulisleri de köşenin vazgeçilmezi olacak.
Önümüzdeki üç yıl, yani seçimlere kadar olan süre çok hareketli geçecek; hararet hiç düşmeyecek.
Adeta siyasete boğulacağız.
Örneğin “Terörsüz Türkiye” sloganı ile başlayan yeni süreç…
Öyle çok da kolay olmayacak. Sert gelişmeler olacak bu yolda yürürken.
Ekonomi başlı başına bir sorun. İşçi çıkarmalardan iflaslara kadar bizi bekleyen pek çok şey var.
CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar…
Görünen o ki, bu süreç de uzun sürecek.
İktidar, bu süreci hemen sonlandırmayı düşünmüyor. Yani daha çok konuşacağız.
Anayasa değişikliği...
Bu da elbette gündemi çok meşgul edecek.
Cumhuriyetle hesaplaşmadan, “Türklük” tanımına kadar çok fazla şeyi tartışacağız.
Suriye, İsrail, İran üçgeninde bir de Ortadoğu başlığı var.
Üstelik bu başlık kan kokuyor.
Yani demem o ki; gündem korkunç bir yoğunluk içerisinde.
İktidar ya da muhalefet fark etmez...
Bir bize söylenenler vardır, bir de o söylenenlerin arasına gizlenen mesajlar.
Bazen ise, söylenenlerden çok söylenmeyenler önem taşır.
Yukarıda saydığım, ilk akla gelen gündem başlıklarını, bu çerçevede ele alacağım.
Dedim ya, yol göstermeyeceğim.
Yolu birlikte arayacağız.
Esen kalın.