Zor günlerden geçiyoruz. Devasa sorunlar var. Bu sorunların başını da ekonomi çekiyor. Eskiden kız çocuklarının kulağına küpe yapıp gezdiği kiraz bugün 650 ile 1000 lira arasında değişiyor. Eti artık gramla alıyoruz. Ailece bir kebapçıya gidip lahmacun yemek bile artık neredeyse lüks.

İktidar, vatandaşın bu sorunlarını çözmek yerine vergi üstüne vergi getirerek açığını kapatmaya çalışıyor. Ancak onda da başarılı değil. Açık her geçen gün büyüyor.

Muhalefet ise zaman zaman bunları dile getirse de içine düştüğü girdap yüzünden ekonomik söylemleri cılız kalıyor ve onca gürültü arasında kaybolup gidiyor.

Çünkü iktidar, muhalefeti ve toplumu ekonomik sorunların konuşulmasından uzak tutmak için elinden geleni yapıyor. CHP’li belediyelere yapılan operasyonlar, “Terörsüz Türkiye” başlığında oluşturulmak istenen komisyon, CHP’nin enerjisini ekonomiye yöneltmesini engelliyor.

AKP oyunu güzel kurdu. Yaptığı hamle ile CHP yönetimini kendi tabanı ile karşı karşıya bıraktı.

CHP son süreçte Genel Başkan Özgür Özel’in liderliğinde muhteşem bir çıkış yakalamıştı. AKP ile arasındaki farkı 6-8 puana kadar çıkarmıştı. Ancak Meclis’te kurulan komisyona katılıp katılmama kararı ciddi bir tartışma yarattı. Toplumsal muhalefetin cazibe merkezi haline gelen CHP, bu tartışma yüzünden sıkıntılı bir sürecin içine girdi.

Özgür Özel’in işi zor. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.

Komisyona katılsa, “Daha önce menemen yapmam” dediği iktidarla Anayasa düzenlemesi yapmak için masaya oturmak zorunda olacak. Ve çok sert eleştiriler alacak/alıyor.

Komisyona katılmasa, “CHP terörsüz Türkiye sürecini sabote ediyor” diye kara propagandaya maruz kalacak. Ve iktidarın medya gücü düşünüldüğünde, bu propagandanın tutmayacağını düşünmek saflık olur. Tıpkı daha önce montaj videolarla yapılan algı çalışmasının tuttuğu gibi…

Özgür Özel bu ikilem karşısında patinaj yapıyor. Suçlamak için söylemiyorum. Bu patinajda haklı. Hangi kararı verse çok ciddi suçlamalarla karşılaşacak. Hangi kararı alırsa alsın ciddi risklerle karşılaşacak.
Bunu da biliyor ve risk hesabı yapıyor.

Açıklamalarına bakıldığında her iki anlamı da çıkarmak mümkün. Yani bir cümlesini çözümlediğinizde “katılacak” diyorsunuz. Bir başka cümlesinde ise “katılmayacağı” anlamı çıkarıyorsunuz. Ancak bütününe baktığımda komisyona girme kararına yatkın olduğunu görüyorum.

“Gireriz, bakarız, kırmızı çizgilerimiz ihlal edildiğinde çıkarız” demesi buna en net örnek. Şimdilik komisyona girme kararını nitelikli çoğunluğa bağladı. Bağladı ama matematik olarak baktığınızda nitelikli çoğunluğa “tamam” dense bile yine avantajlı olan taraf iktidar.

Şu anda Özgür Özel, “Gireriz, uygun olmazsa çıkarız” cümlesiyle katılmaya karşı olan tabanı ikna etmeye çalışıyor.

Bu karar bana göre çok daha fazla risk barındırıyor.

Şöyle;

Diyelim girdi. O an itibarıyla ciddi bir tepki başlar. Daha önce söylediği sözler gündeme getirilir. Buradan sert eleştiriler yükselir. Bir de iktidar medyasının “Bravo Özgür Özel” manşetleri… Bu tepkiyi daha da tetikler. Yani komisyona girmesi halinde ilk tartışma gerçekleşir.

Girdiniz, toplantılara katıldınız, sonra dediniz ki “Burada iyi şeyler olmuyor. Biz çıkıyoruz.” Bir tartışma daha başlar. Hem iktidardan hem parti içinden… İktidar yine “Süreci sabote ediyor” argümanına sarılır. Parti tabanı da “Biz söylemiştik” der ve buradan yürür.

Yani bir girerken, bir de çıkarken tartışma yaşanır. Hele hele bir de çıkma gerekçelerinizi iyi anlatamazsanız iş döner, normalleşme dönemine. Hâlâ tartışılıyor. Hâlâ hatırlatılıyor Özgür Özel’in o günlerdeki politikası. Toplumdaki algısı ise “zikzaklı bir siyaset” olur. Güven erozyona uğrar.

Bir de şu var;

Bugüne kadar iktidar CHP’yi hiçbir kararına ortak etmedi. Birçok konuda verdiği araştırma önergesi kabul görmedi. Şimdi neden “CHP gelsin, katılsın” nutukları atılıyor?

Çünkü CHP’nin olmadığı yerde meşruiyet tartışması olur. İktidar, yaptığı işe meşruiyet kazandırmak için CHP’ye şiddetle ihtiyaç duyuyor. CHP yönetimi bunu bilmiyor mu? Elbette biliyor.

Sözün kısası;

CHP bu komisyona girmemeli. Çünkü CHP’nin orada istediklerini gerçekleştirme şansı yok. Sadece itiraz edebilecek. Yani iktidar, komisyon yapısındaki çoğunluğu ile zaten istediğini yapacak. Kendi çalacak, kendi oynayacak.
O zaman CHP’nin orada ne işi var?

Esen kalın.