Bağışla bizi Ali'm...

Bağışla bizi Ali’m

Ali İsmail’in güzel yüzü sosyal medyada karşıma çıkıyor birkaç gündür. Gidişinin yıldönümü, birkaç cılız çabayla gündemde tutulmaya çalışılıyor.
Ali İsmail’in ismine kurulan vakıf, anma için duyuru yapmış:
“Düşlerinde Özgür Dünya…”

Ali İsmail aramızdan koparılalı 12 yıl oldu. Ama düşleri, cesareti, gülüşü ve umudu hâlâ bizimle. Her adımda, her direnişte, her dayanışmada yaşıyor.

Gezi Parkı’nda bir araya gelen milyonların ortak hayali olan adil, özgür, eşit bir ülke için mücadele etmeye devam ediyoruz. Ali İsmail’in “düşlerinde özgür dünya”sını kurma çabası, yalnızca bir gençliğin değil, hepimizin ortak sorumluluğu.

Gezi Direnişi sırasında Silivri’de Ergenekon kumpas davasında yargılanıyordum. Gündüz duruşma, akşam Taksim... Bir ay boyunca umutla, dirençle Ali İsmail’in düşlerindeki özgür dünya için mücadele ettik.

20 yaşındaki Mehmet Ayvalıtaş, 26 yaşındaki Ethem Sarısülük, 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz, 22 yaşındaki Ahmet Atakan, 21 yaşındaki Hasan Ferit Gedik, 15 yaşındaki Berkin Elvan, 22 yaşındaki Abdullah Cömert’i kaybettik Gezi Direnişi’nde.
Akşam Taksim’de direnişe destek verdikten sonra, sabah Silivri’ye duruşmaya koşuyordum. Tutuklu sanıklar, merakla, heyecanla benim anlattıklarımı dinliyordu. Gençlerimizin kaybı yüreklerini dağlıyordu ama direnişin gücü ve görkemi, ülkemizin aydınlığa yolculuğu için umut yeşertiyordu.

12 yıl geçti. Ali İsmail’in güzel yüzü telefonumun ekranında. Anmaya çağırıyor bizi bu güzel yüzlü çocuk. Ne değişti peki?
Memleketin zindanları artık daha kalabalık. Duvarları daha zalim. Kaşif Kozinoğlu’nu yutan duvarlar, seçilmiş belediye başkanı Murat Çalık için iştahla bekliyor. Murat Çalık’ın hastane fotoğrafı, size Kuddusi Okkır’ın o unutulmaz fotoğrafını anımsatmıyor mu? Ergenekon’un kasası diye aldılar garibimi, kanser oldu hücrede. Ölüme çeyrek kala tahliye ettiler, çok geçti.
Murat Çalık için dönülmez noktaya gelmesi mi bekleniyor?

Bu kindar ve zorba düzen değişmedikçe, Ali İsmail’in güzel yüzüne utanarak, mahcubiyetle bakmayı sürdüreceğiz. Zulüm artacak, mahcubiyetimiz artacak. Daha çok öleceğiz.

Keşke Gezi’nin ölü çocuklarına, umut çocuklarına layık olabilsek. Keşke fotoğraflarına “Başardık, kurtulduk, adınızı yaşatacağız.” gururuyla bakabilsek çocukların.