Eskiden bu topraklarda devlete BABA denirdi.
Sebepsiz yere değil tabii…
Şüphesiz deyişin kökeni kültürümüzde babaya atfedilen rolle ilişkiliydi.
Koruyan, kollayan, sahip çıkandı baba.
Adaleti şaşmayandı.
Evladının arkasında dağ gibi duran,
Kendisi aç kalsa da yavrusunu doyurandı.
Şimdiyse o köprünün altından çok sular aktı.
Ne mi değişti?
Deprem oldu mesela…
53 binden fazla insan öldü.
Binlerce vatan evladı günlerce yardım bekledi enkaz altında.
Devlet, baba yüzünü göstermedi…
Kan donduran cinayetler yaşandı bu ülkede.
Üç kuruş para için bebekler öldürüldü…
Bilmem var mı haberiniz?
Sadece bu yılın ilk altı ayında 336 kadın katledildi mesela.
Tacizin, tecavüzün sayısıysa muamma!
Bir kulak kabartın sokaklara…
Yoklukta yaşayan çocukların sesleri yükseliyor ülkenin her köşesinden.
İnanması zor geliyor ama Türkiye tarihinde ilk kez çocuklar okula aç gidiyor.
Bu ülkenin evlatları oyuncak yerine peynirli, zeytinli, yumurtalı kahvaltı diliyor.
Dikkat ettiniz mi?
Üçüncü sayfalar yetmiyor artık cinayet haberlerine.
Çocuklar, çocukları katlediyor.
Çocuklar, büyükleri katlediyor.
İnternette kurulan tetikçi pazarında tarife pazarlıkları yapılıyor.
Anlayacağınız yetim kaldı bu ülke.
Sahipsizlik, kimsesizlik, güvensizlik hissi giderek ağırlaşıyor.
Ve en kötüsü de…
Artık kimse devlete baba demiyor…