Güncel

İmamoğlu'ndan CHP'li milletvekillerine mektup

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, TBMM'de CHP milletvekillerinin makamına mektup ve "İBB Kumpas Davası" kitapçığı gönderdi. İşte o mektup ve kitapçığın içeriği...

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, TBMM'de CHP milletvekillerinin makamına mektup ve "İBB Kumpas Davası" kitapçığı gönderdi. Mektupta İmamoğlu, "Halkımızın 'Türkiye'nin kurtuluşu CHP'nin liyakatli ve mücadeleci kadrolarıdır' diyebilmesi adına sesimizin her haneye ulaşması ve yüreklere değmesi hayati önemdedir. Bizi usulsüz soruşturmalarla, tutuklamalarla, diploma ihlalleriyle, iftiralarla, baskı ve korkutmalarla durdurmaya çalışanlara karşı en güçlü cevabımız birliğimiz, dayanışmamız ve kararlılığımız olacaktır" ifadelerine yer verdi.

İmamoğlu, CHP milletvekillerinin TBMM'de bulunan makamlarına mektup ve "İBB Kumpas Davası" başlıklı kitapçık gönderdi. Milletvekillerine ithafen yazılan mektupta, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisinin çalışmalarına katkı isteyen İmamoğlu, birliktelik vurgusunda bulundu.

İmamoğlu mektubunda şu ifadelere yer verdi:

"Omuz omuza verdiğimiz mücadelemizin en güçlü neferleri sizlersiniz. Ülkemiz için böylesine zor zamanlarda elimi bırakmadığınız, umudu diri tuttuğunuz ve her adımda yanıma olduğunuzu hissettirdiğini için size kalpten teşekkür ederim. Milletimizi her ihtiyaç duyduğunda ayağa kaldıran o büyük iradenizin, Cumhuriyet Halk Partisi'nin yöneticileri olarak, bugün daha demokratik, adil ve eşitlikçi bir Türkiye için hep birlikte, hiç durmadan emek vermeye devam ediyoruz.

"HAYATİ ÖNEMDE"

Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimiz, iktidar yürüyüşümüzün kalbi ve aklı olarak, yarınlarımızı kurmak için çalışıyor. Geleceğin Türkiye'sine dair sözümüzü ve adımımızı sizlerle paylaştığımız bu örgütlü yapının sesini duyurmak, yolculuğumuzu beraberce büyütmek istiyoruz. Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizin sosyal medya hesaplarından paylaştığımız her içerik, nasıl bir ülkede yaşamak istediğimizin ve yönetim anlayışımızın göstergesidir. Bu sebeple sizlerden ricam, paylaşımlarımızı yakından takip etmeniz, elinizin, gönlünüzün değdiği her platformda yaygınlaştırmanız ve vizyonumuzu yurttaşlarımızla buluşturmanızdır. Halkımızın 'Türkiye'nin kurtuluşu CHP'nin liyakatli ve mücadeleci kadrolarıdır' diyebilmesi adına sesimizin her haneye ulaşması ve yüreklere değmesi hayati önemdedir.

Bizi usulsüz soruşturmalarla, tutuklamalarla, diploma iptalleriyle, iftiralarla, baskı ve korkutmalarla durdurmaya çalışanlara karşı en güçlü cevabımız birliğimiz, dayanışmamız ve kararlılığımız olacaktır. Sesimizi kısmaya çalışanlara karşı Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizin sesine ses, gücüne güç katmanızı bekliyorum. Dayanışmamız ne kadar büyürse, milletimizin değişim iradesi o kadar görünür hale gelecek ve Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını hukukla, adaletle ve demokrasiyle taçlandırma hayalimiz bir o kadar yakın olacaktır."


İBB KUMPAS DAVASI KİTAPÇIĞI

İmamoğlu'nun partisinin milletvekillerine gönderdiği 35 sayfadan oluşan "İBB Kumpas Davası" başlıklı kitapçıkta da 19 Mart operasyonuna giden sürecin, Ekrem İmamoğlu'nun 31 Mart 2019 tarihinde İBB Başkanlığı seçimlerini kazanmasıyla başladığına dikkat çekildi. 6 Mayıs 2019 YSK kararıyla seçimin tekrarına karar verildiği ve seçimin 23 Haziran 2019'da tekrar yapıldığı anımsatıldı.

Kitapçıkta, 2019-2025 dönemi "Davalar Süreci" olarak adlandırıldı ve bu dönemde hakkında açılan dava ve soruşturmalara ilişkin bilgiler verildi.

Kitapçıkta, 2014-2018 yılları arasında İBB Başkanları hakkında sadece 1 tane inceleme izni verilmişken, 2019-2025 arasında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 40 ön inceleme ve 6 kez de inceleme yürütüldüğüne dikkat çekildi. Yine 2014-2018 arasında İBB'ye yönelik inceleme, araştırma ve ön inceleme dosya sayısı 37'yken 2019 sonrası dönemde dosya sayısının toplam bin 389 olduğu bilgisi paylaşıldı.

"SİSTEMATİK BASKI OPERASYONU"

Kitapçığın sonuç bölümünde ise şu ifadelere yer verildi:

"İBB soruşturması, bir yolsuzluk operasyonundan öte hukukun üstünlüğüne, demokratik hak savunucularına ve seçilmiş iradeye karşı sistematik baskı operasyonudur. Gerek yargı süreçlerinde gerekse medya ve sosyal medya üzerinden yapılan manipülasyonlar, açıklık ve adalet taleplerini zorunlu kılmaktadır. Türkiye'de demokrasinin güçlenmesi için bu sürecin ulusal ve uluslararası arenada takip edilmesi elzemdir."