Olay, kentin ilk yerleşim merkezi olan ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından süs eşyası dükkanı olarak kiralanan tarihi burçta gerçekleşti. Bir vatandaşın 10 Ekim'de Cumhurbaşkanlığı İletim Merkezi'ne (CİMER) yaptığı başvuru, tarihi yapıya verilen zararı gözler önüne serdi. Şikayette şu ifadelere yer verildi:
"Antalya ili Tuzcular Mahallesi'nde yer alan, Vakıflar'a ait C.C. iş yerinin bulunduğu burca klima dış ünitesi takılması, taşların delinmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu işlemi yapan ve yaptıranlar hakkında gerekli işlemler yapılmalı, klima kaldırılmalı, tarihimizin zarar görmemesi sağlanmalıdır."
Şikayetin ardından harekete geçen Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu yetkilileri, tarihi burcun duvarlarına yapılan bu müdahaleyle ilgili kendilerine ulaşmış herhangi bir başvuru veya verilmiş bir izin olmadığını kesin bir dille belirtti.
GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN HASAR RİSKİ
Yapılan incelemelerde, klima cihazının iç ve dış üniteleri arasındaki kablo bağlantısını sağlamak amacıyla tarihi duvarın matkapla delindiği ve kablo kanalları açıldığı tespit edildi. Dış ünitenin ise metal ayaklarla doğrudan burcun orijinal taş duvarına sabitlendiği görüldü. Uzmanlar, bu uygulamanın, tarihi dokunun özgün yapısına ve taşıyıcı sistemine geri dönüşü olmayan zararlar verebileceği konusunda ciddi uyarılarda bulundu.
HELENİSTİK DÖNEMDEN SELÇUKLU'YA BİR TARİH HAZİNESİ
Konuyla ilgili bilgi veren Selçuklu tarihi uzmanı Dr. Mahmut Demir, Balıkpazarı Burcu'nun tarihi önemini vurguladı. Burcun, Sultan Alaeddin Keykubad tarafından 1226 yılında Antalya'da güçlendirilen su hattı üzerinde yer alan stratejik bir yapı olduğunu belirten Demir, kentin ve burcun geçmişini şöyle özetledi:
"Kent, Milattan Önce 2. yüzyıl ortalarında Pergamon Kralı 2. Attalos Philadelphus tarafından 'Ataleia' ismiyle kuruldu. En karakteristik özelliği üç kat surla çevrili, müstahkem bir liman kenti olmasıdır. Bu surlar Helenistik dönemde inşa edilmeye başlanmış, Roma, Bizans, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde de sürekli onarım ve tahkim görmüştür. Farklı medeniyetlerin mimari izlerini üzerinde taşıyan dinamik yapılardır."
Dr. Demir, Balıkpazarı Burcu'nun da bu dinamik yapının bir parçası olduğunu, Helenistik temeller üzerine kurulu olduğunu ve üzerinde Roma'dan Osmanlı'ya uzanan tüm medeniyetlerin izlerini taşıdığını belirtti.
"GÖZÜMÜZ GİBİ BAKILMASI GEREKEN SEMBOL BİR ABİDE"
Dr. Mahmut Demir, burcun sadece mimari bir yapı değil, aynı zamanda şehrin hafızası olduğunu ifade etti. Geçmişte Müslüman ve gayrimüslim mahalleleri arasındaki geçişi sağlayan ana bir kapının yanında yer aldığını ve şehrin en merkezi noktasında bulunduğunu söyledi. Burcun batı cephesinde, muhtemelen Alaeddin Keykubad dönemine ait Hicri 622 (Miladi 1226) tarihli bir kitabeye ait oyuk bulunduğunu dile getiren Demir, sözlerini şöyle tamamladı:
"Üzerinde her dönemin izi bulunan, Antalya'yı yansıtan bir burçtur. Nasıl ki Üç Kapılar'dan, Yivli Minare'den bahsediyorsak Balıkpazarı Burcu da bunlar mesabesinde önemli bir Selçuklu ve antik dönem kalıntısıdır. Toplumsal hafızada yer edinmiş, gözümüz gibi bakılması gereken önemli sembol abidelerden biridir."