AKP milletvekillerinin imzasını taşıyan vergi kanunlarında değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi dün TBMM Başkanlığına sunuldu. Sunulan teklifte Türkiye’de düzenlenecek 2026 Avrupa Ligi Finali ve 2027 Konferans Ligi Finali karşılaşmaları ile 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası kapsamında UEFA, katılımcı takımlar ve organizasyonda görevli yabancı şirketler ülkede yapacakları mal ve hizmet alımlarında katma değer vergisinden (KDV) muaf tutulacak.
YERLİYE DE MUAFİYET
Yeni karar uyarınca işyeri, kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kişi ve kurumlar, söz konusu karşılaşmalar dolayısıyla gerçekleştirecekleri mal teslimi ve hizmet ifalarında KDV ödemeyecek. Aynı şekilde bu kurumların yapacağı işler de KDV’den istisna sayılacak. Bu işlemler nedeniyle Türkiye’deki şirketlerin yüklendiği vergiler ise ya indirim yoluyla telafi edilecek ya da nakden veya mahsuben iade edilecek. Hazine ve Maliye Bakanlığı, istisna ve iade uygulamasına ilişkin tüm usul ve esasları belirleyecek yetkili olacak. Bu teklife göre Türkiye, UEFA’ya ve turnuvada görev alacak yabancı tüzel kişilere “vergi yok” demiş oldu.
Bu organizasyonlar için yabancı kafilelere konaklama hizmetinden yayıncılık ve spor faaliyetlerine hizmet ve mal veren her türlü yerli şirket de KDV iadesi alabilecek. Dev spor organizasyonlarında ülkede adeta tekelleşmiş birkaç şirket ile her türden hizmet sağlayıcı, vergi teşviki ile ihya edilecek.
Daha önce Katar, Rusya veya Fransa gibi ülkelerde yapılan büyük spor organizasyonlarında da benzer vergi ayrıcalıkları tanınmıştı. Ancak Türkiye’nin ekonomik koşulları düşünüldüğünde bu tür muafiyetlerin kamu bütçesi üzerindeki etkisi daha büyük olması muhtemel. Bu tür kararlar ülkeleri ev sahibi olma yarışında avantajlı gösterse de gerçekte uluslararası kurumların mali yükünü tamamen kamuya yıkıyor. Böylece Türkiye, hem organizasyonların tanıtım ve güvenlik maliyetini üstleniyor hem de vergi gelirinden vazgeçiyor.
Muafiyet kararı, aynı zamanda uluslararası organizasyon anlaşmalarının kamuya açıklanmaması sorununu da gündeme taşıyor. UEFA ile yapılan sözleşmelerin mali boyutu ve devletin hangi taahhütlerde bulunduğu kamuoyuna açık değil. Türkiye, dev organizasyonları ülkeye çekmek uğruna kamu gelirlerinden bir kez daha sermayeye feragat etmiş oldu.