Türk voleybolunun yıldız isimlerinden Zehra Güneş, dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Zehra Güneş, ailesiyle ilgili ilk kez konuşurken, nasıl başarıya ulaştığını da anlattı.

Zehra Güneş Haber Global'e göre şunları söyledi:

'Aziz İhsan Aktaş' haberlerine erişim engeli!
'Aziz İhsan Aktaş' haberlerine erişim engeli!
İçeriği Görüntüle

- Ailem beni her zaman destekledi 1 saniye bile desteklemediklerini hatırlamıyorum. Küçükken durumumuz çok iyi değildi, babam kendisi olan bir şeyi yapmazdı beni antrenmana götürürdü. 2 tane küçük kardeşim vardı ben de küçüğüm, uzak bir yerde oturuyorduk Annem iki kız kardeşimle birlikte beni antrenmana götürürdü tek gidemiyorum diye. Her zaman desteklerini hissettim.

- Boyum uzun olunca beni voleybola başlatmak istediler. Bunun üzerine hayal kuran biri değildim ama yaptığım işte en iyisi olması gereken biriydim. Voleybola başlıyorsam en iyisi olmalıyım dedim. Hiç unutmuyorum, andımızı okuduk. İçeri girerken antrenörüm, okula seçmelere gelmişlerdi. Bana "Geleceğin starı olmak ister misin?" dedi. Ertesi gün seçmelere gittim, beni seçtiler. Vakıfbank'ta voleybola başladım.

- Bana star olabilirsin dediler ya, ben de ekstra antrenmana gidiyordum ve sahadan en son ben çıkıyordum. Bu kadar çok fedakarlık veren insanlar bu kadar çok fedakarlık verdiğini farkında olmuyorlar başarılı oldukları için. O yüzden olmadığı zaman, "Ben istediğim yere neden ulaşamıyorum" diye sorgularken, yaptığı fedakarlıklar gözlerinin önünden film şeridi gibi geçiyor diyebilirim.

- Kardeşim Mina’nın Amerika’ya gitmesinden çok mutlu oldum. Bu tamamen kendi verdiği bir karardı. Çünkü yeni bir hayat kuracak, kendi ayaklarının üstünde duracak ve orada hiç kimse yok. Tek başına hayat mücadelesi vermek insanı çok büyüten bir şey.

"16 YAŞIMDA AİLEME BAKMAYA BAŞLADIM"

- Ben 16 yaşımda aileme bakmaya başladım ve bütün sorumluluk benim üzerimdeydi. Bu sorumluluğu aldıktan sonra, onlar bu hayata adım atarken aslında hayatlarında büyük bir zorluk yoktu. Onlara her zaman söylediğim şey şuydu: “Sen Zehra Güneş’in kardeşi olarak mı anılmak istiyorsun, yoksa kendi adınla mı?”

- Mesela biz Vakıfbank antrenmanında birlikte oynuyorduk ama kulüp içinde onlarla konuşmuyordum. Ben kendi soyunma odama giderdim, onlar kendi soyunma odasına giderdi. Birbirimizi gördüğümüzde sadece selam verirdik salonda. Eğer antrenörlerle konuşulacaksa babam gelir antrenörle konuşurdu; benim için sözleşme yapılacaksa sadece menajerimle iletişim kurulurdu. Bu noktada çok keskin çizgilerim vardı. Çünkü bu olmasaydı, bunun onlar için bir zarar olacağını düşünüyordum. - Tabii ki bu ismin altında bir şeyler yapmaya çalışmak onlar için de çok zor. Ama Mina Amerika’ya kendi kararlarını alarak, her şeyini kendi yaparak gittiği için çok mutluyum. Çünkü bu çok büyük bir karar. Onun yolunu açtığım için, önünü açtığım için de ayrıca mutluyum. Çünkü onun yaşında olsaydım ben bu cesareti gösteremezdim.