İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı (İBB Kültür) tarafından düzenlenen festival, iki Grammy ve Emmy ödüllü The King’s Singers, Saxback Ensemble, Stockholm Syndrome Ensemble gibi oda müziği gruplarını ve önemli isimleri ağırlayacak.
18 Eylül'e dek sürecek festivalde, konserlerin yanı sıra ücretsiz olarak düzenlenen ustalık sınıfı (masterclass) programları ve söyleşiler de yer alacak. Festival bugün, saat 20.00'de Saxback Ensemble konseriyle başlayacak.
Festivalin kurucusu ve genel sanat yönetmeni viyolonsel sanatçısı Nil Kocamangil’le festivali konuştuk.
'ALGIYI DEĞİŞTİRMEK İSTEDİK'
- Bu festivalin İstanbullularla kavuşması nasıl oldu? Kurucusu olarak sizden dinlemek isteriz.
Bir viyolonsel sanatçısı olarak uzun yıllardır süre gelen kariyerim boyunca katıldığım festivaller ve masterclasslar bu projenin hayalini kurmamda büyük rol oynadı. 2009-2020 yılları arasında Avrupa’nın klasik müzik alanındaki en prestijli kurumlarında hem viyolonsel hem de oda müziği alanında eğitim aldım. Bunun devamında da kurmuş olduğum bu büyük ağı ve edindiğim bilgileri ülkeme taşımak istedim.
Aslında genel gözlemim hem ülkemiz ve hem de dünyanın birçok yerindeki festivallerin başında yaşça büyük insanların yer aldığı üzerineydi, dolayısıyla bu tip bir oluşumu başlatabilmek uzun süre sadece bir hayal olarak aklımın köşesinde kaldı. Ancak yurtdışında yaşadığım dönemlerde gençlerin de bu tip girişimlerde bulunabildiğini görmem benim için büyük bir ilham kaynağı oldu ve 2020 yılında Türkiye’ye dönme kararı almamla birlikte bir ekip oluşturup festivalin planlarını yapmaya başladık.
Amacımız aslında çok zengin bir repertuara sahip oda müziğini sanatseverlere daha iyi tanıtmak ve sadece kalabalık formasyonlarla iyi müzik yapılabilir algısını değiştirebilmekti. Buna Türkiye’de bir ilk; dünyada ise çok az örneği olan, hem başvurunun hem de katılımın ücretsiz olduğu masterclass programlarımızı da ekledik ve 5 yıl içinde çok büyük isimlerin yer aldığı harika bir portfolyo oluştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ve yıllarca hayalini kurduğum festivalimiz şimdi 5 yaşına girecek. Bunun heyecanı ve gururunu tarif etmem mümkün değil. İBB Kültür Dairesi Başkanlığı’na çok büyük bir teşekkürü borç bilirim. Onlarsız böyle bir projeyi gerçekleştirmek bir hayal olarak kalırdı.
- Geçen 5 yıl, sizde nasıl izlenimler bıraktı? Festivali nerede görüyorsunuz? Geçmişe baktığım zaman en büyük hissim gurur. Zira kısa sürede dünya standartlarında bir festival haline geldik. Festival duyuldukça artık çok önemli isimlerden programlarımıza girmek üzere talepler de alıyoruz, bu da bizi gerçekten çok mutlu ediyor. Masterclass programlarında destek olduğumuz gençler ulaşmalarının gerçekten zor olacağı hocalarla ülkemizde sınırları içinde tanışıp çalışabilme şansına eriştiler. Böyle efsane isimlerin de gelmeyi kabul etmeleri gerçekten büyük bir onur bizim için. Hatta öğrencilerden bazıları hocalarla bu çalışmalarının sonunda onların eğitmenlik yaptığı okulların sınavlarına girip kazanarak o hocaların sınıfında eğitim almaya hak kazandılar. Buna vesile olabilmenin duygusu tarifsiz. Festivalin uluslararası tanınırlığının daha da artarak İstanbul şehrine mal olarak genelleşmesi en büyük hayalimiz.
GENÇLERİN EĞİTİMLERİNE KATKI
- Kapsamlı bir festival programı görüyoruz. Programı oluştururken nelere dikkat ettiniz?
Her yıl yeniyi arıyoruz. Davet ettiğimiz sanatçılar ve oluşturduğumuz programları büyük bir titizlikle seçiyoruz. Önceliğimiz dinleyicileri daha önce hiç dinleme fırsatı bulamadıkları veya uzun yıllardır dinlemedikleri sanatçılarla buluşturmak. Olanı tekrar etmek yerine yeniyi sunmak. Bu bağlamda her yıl sınırlı sayıda olan konserlerimizin dinleyiciler açısından en özel ve ilginç olan programlar olmasına özen gösteriyoruz. Böylelikle kendimizi de tekrar etmemiş oluyoruz. Ayrıca festivalde her yıl muhakkak Türkiye’de ya da dünya da ilk seslendirilişlere yer verdik, bu yıl ki programımızda da birçok eserin ilk seslendirilişi mevcut.
Genç müzisyenler bu programın neresinde?
Festivali kurarken en büyük hedefimiz ve misyonumuz sadece konserlerin olduğu standart bir festival yerine gençlerin eğitimlerine de destek olmaktı. Bu kapsamda geleceğin yıldızlarına ülkemizde bir ilke imza atarak hem başvuru hem de katılımın ücretsiz olduğu uluslararası masterclass programları sunarak, onlara birkaç gün boyunca ulaşabilmenin gerçekten pek de kolay olmadığı, alanlarının önde gelen solist ve eğitmenleri ile çalışma fırsatı sağlıyoruz. Ayrıca her masterclass bitiminde, katılımcı öğrenciler bir kapanış konseri vererek sanatseverlerle de bir araya gelme şansını yakalıyorlar.
Günümüz ekonomisinde yurtdışında bu eğitim programlarına katılabilmek neredeyse imkansız hale geldi maalesef, bir viyolonsel sanatçısı olarak bunu en iyi bilenlerden biriyim. Dolayısıyla dünyaca ünlü solist ve eğitmenleri Türkiye’ye getirerek gençlerimizin ülkemiz sınırları içerisinde bu şansa sahip olmalarına ön ayak olmak en büyük arzumdu.

Her yıl yeni enstrümanlar ekleyerek tüm enstrüman dallarından öğrencilere destek olduğumuz programlarımızda bu yıl yine çok büyük isimler bizlerle olacak. Keman, viyolonsel ve kontrbas özelinde gerçekleşecek masterclasslarımız kapsamında efsanevi solist ve eğitmenlerden Prof. Dora Schwarzberg (keman) ve Prof. Gary Hofmann (viyolonsel)’ın yanı sıra; günümüzün kontrbas alanında en önemli isimlerinden Prof. Rick Stotijn ve Prof. Burak Marlalı bu yıl ki eğitmen kadromuzda yer alacaklar.
5. yılımıza özel harika bir haberimiz de var. Bu yıl masterclass programları sonunda, her enstrüman dalından bir öğrenci katıldıkları masterclass programının eğitmenleri tarafından seçilecek. Bu öğrencilere Cemal Reşit Rey Konser Salonu‘nun 2025/2026 sezon programı içerisinde gerçekleşecek özel bir oda müziği konserinde, tanınmış sanatçılarla aynı sahneyi paylaşma ve “Festivalin Genç Yıldızları” başlığı altında unutulmaz bir konser verme şansı sağlayacağız.
'HERKESE ULAŞMAK'
- Festivalin, hem İstanbul hem de Türk müzik dünyasına katkılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kentin kültür sanat hayatına en büyük etkimiz ve katkımız, kapsamlı ve ulaşılabilir olmamız. Sadece dünyaca ünlü sanatçıları İstanbul gibi bir metropolde dinleyicilerle sembolik fiyatlardaki konserlerde buluşturmakla kalmıyor; bunun yanı sıra geleceğin yıldızlarına alanının önde gelen solist ve pedagogları ile tamamen ücretsiz olarak çalışma fırsatı sunuyoruz. Düzenlediğimiz çeşitli söyleşiler kapsamında ünlü sanatçılarla hem dinleyicileri hem de öğrencileri bir araya getirerek aradaki sınırları kaldırıyoruz.
Özellikle şu anki ekonomik gidişatta bu sanatçılara herkesin ulaşabilmesi zor, konser biletlerinin durumu ortada. Bu noktada biz sadece belli bir kesime değil, herkese ulaşabilmeyi hedefliyoruz. Amacımız gerçekten sanatseverlere dünya standartlarında bir festival deneyimi sunarak herkes için ulaşılabilir ve erişilebilir kılmak. Olanı tekrar etmek yerine, onları yeniyle buluşturmak. Ayrıca dinleyicileri sadece yabancı sanatçılarla değil ülkemizin çok değerli, belki de daha önce dinleme fırsatı bulamadıkları önemli sanatçılarıyla da bir araya getiriyoruz. Şu ana dek festivalimizde her yıl birçok dünya yıldızını Türkiye’de ya da Istanbul’da ilk kez ağırlama onuruna da eriştik.
- Önümüzdeki yıllar için festival için düşünülen yenilikler var mı?
Festivalimizde nicelik değil nitelik ön planda. En başta da söylediğim gibi oda müziğine olan ilgiyi artırmak en büyük amacımızdı, zira sadece bu alana odaklanan bir oluşumun tutunması hiç kolay değil. Her yıl dopdolu geçen konserlerimizle bu amaca ulaştığımızı görüyoruz.
Dinleyiciler festivali benimsedi ve böylelikle oda müziğine karşı ilginin de ciddi şekilde arttığını gördük. Bir festivalin şehre malolması ve uzun yıllar sürebilmesinin biraz da o şehirdeki sanatseverlerin bunu istemesi ve talep etmesiyle ilgili olduğunu düsünüyorum. Bu bağlamda amacımız dinleyicilerin büyük bir istekle katılabilecekleri programlar ve etkinlikler planlamaya devam ederek onların ilgi ve talebini artırmak. Sürprizleri bozmak istemem o yüzden detay veremiyorum ancak her yıl yaratıcı programlarımızı daha da geliştirerek sanatseverlerle buluşturmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Dilerim ki, festivalimiz daha da kökleştikçe insanlar planlarını Eylül ayındaki programımıza göre yaparlar.