Elazığ'da eşini evde başka erkekle basan başkomiser dehşet saçtı!
Elazığ'da eşini evde başka erkekle basan başkomiser dehşet saçtı!
İçeriği Görüntüle

AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında, CHP İstanbul İl Yönetimi’ne kayyum atanmasının hiç konuşulmadığı ortaya çıktı. Toplantı devam ederken kayyum kararı açıklansa da, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in bu gelişmeyi parti yöneticilerine “yargının işi” diyerek geçiştirdiği öğrenildi.

Gazeteci Nuray Babacan, Nefes'teki köşe yazısında bu durumun AKP Genel Merkezi’nin artık “karar verici” bir konumda olmamasıyla ilgili olduğunu yazdı. Babacan’a göre, MYK üyeleri ne bu konuda bilgilendirildi ne de konuyu müzakere etmek istediler.

Babacan, sadece MYK toplantısını değil, AKP kurmaylarının kendi aralarındaki değerlendirmelere de yer verdi.

CHP İstanbul İl Yönetimi’ne kayyum atanmasının AKP kulislerinde “Beklenmedik bir adım” olarak değerlendirildiğini aktaran Babacan, bu hamlenin CHP Kurultay Davası’nın sonucunu etkilemek amacıyla yapıldığının düşünüldüğünü yazdı.

"Bunun kime faydası olacağına konusunda ise AKP’liler pek de ikna olmuş değil. Bir kısmı son noktada bunun zararını kendilerinin göreceğini düşünürken, bazıları Erdoğan-Bahçeli ikilisinin kendilerini kazançlı çıkaracağını umuyor.

AKP’li bir kurmayın daha ilginç bir yorumu var. CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından etkisiz hale getirmesinin, Özgür Özel ve arkadaşlarını yeni parti kurmaya zorlayacağını, bu durumun iktidar için diğer seçeneklerden çok daha kötü sonuçları olacağını dile getiriyorlar.

Mağdur edilen, yaşam hakkı verilmeyen dinamik ve mücadeleci bir grubun temiz sayfa açarak, yeni bir başlangıç yapmasının sonuçlarının seçimde görüleceğini ve kaybedenin Cumhur İttifakı olacağı yorumları ilginç.

Herkes hukuki sonuçla değil, siyasi sonuçla ilgili. Bugün iktidarı kurtarmak gibi görünen gelişmelerin, orta vadede başka bir şeye evrileceğini ve kendilerinin zararlı çıkacağını söyleyenler az değil."

Babacan, AKP'de en büyük rahatsızlığın 'etkisiz yönetim' olduğunu da yazdı. Babacan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'a sayılı kişilerin ulaşıp onu 'etkileyebildiğini' şöyle ifade etti:

"Partide rahatsızlık yaratan başka bir konu da etkisiz yönetim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kimlerin etkileme kapasitesi olduğu. Bakanların, parti ve grup yöneticilerinin bu çemberde pek rol alamadıkları anlatılıyor.

Cumhurbaşkanını etkileme gücü olanların her durumu abartılı şekilde aktardığı, tek taraflı bir yönlendirme yaşandığı öne sürülüyor.

Özellikle Adalet Bakanının sürece dahil olamamasından, Cumhurbaşkanıyla görüşme yaparak kararların tüm yönlerini ortaya koyamamasından şikayet edenler var."

Kayyum sürecinin ekonomiye vuracağı darbenin yeterli kadar anlatılmadığını AKP'liler dile getirken bakanların da 'müsteşar' gibi olduğunu söylediği öğrenildi. Babacan şöyle yazdı:

"Ekonomi yönetiminin de bu sürecin ‘ekonomik sonuçlarıyla’ ilgili yeterince net pozisyon almadığı öne sürülüyor. Toplantılar yapıldığını ve bu kararların ‘ekonomiye vuracağı darbenin anlatılmaya çalışıldığını’ biliyoruz ama partililer yeterli bulmamış gibi.

Farklı düşünenler ise mevcut kabinedeki isimlerin ‘tam da bugünkü özellikleri’ nedeniyle tercih edildiğini, her bir bakanın müsteşar gibi çalıştığını, sadece rutin işlere baktığını, olayların siyasi yönünü analiz edemediğini savunuyorlar.

Sonuçta, tercih edilmiş bir yapı ve tercih edilmiş bir ekip var!"