Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, partisinin Van'da düzenlenen 8. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.
Burada Cumhur İttifakı'nın "Terörsüz Türkiye" olarak adlandırdığı sürece ilişkin konuşan Arıkan, kongreye katılanları Kürtçe selamladıktan sonra şunları söyledi:
"Saadet Partisi, bu komisyonun neresindedir? Hemen söyleyeyim. Saadet Partisi, akan kanı durduracak, hak ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamaların kalkmasına vesile olacak, dilin, kimliğin, kültürün, inancın ve düşüncenin kendisini ifade etmesine en uygun zemini hazırlayacak, haksız yere cezaevlerinde tutulan insanların ailelerine, sevdiklerine kavuşmasını sağlayacak, barış, huzur ve kardeşlik iklimini tesis edecek, tüm bunları gücün keyfiliğine bırakmayıp hukuk ile şekillendirecek, samimi her adımı herkesten daha fazla desteklemektedir ve destekleyecektir"
"İHTİYACIMIZ OLAN YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE'DİR"
Arıkan, konuşmasının devamında, "Üstüne basa basa şunu söyledik. 'Terörsüz Türkiye' müphemdir. İhtiyacımız olan yaşanabilir bir Türkiye'dir. Sonra niçin yaşanabilir bir Türkiye dediğimizi açıkladık. Yaşanabilir bir Türkiye'de terör de yoktur, kayyım da. Şiddet de yoktur, gözdağı vermeye yönelik gözaltılar da. Yaşanabilir bir Türkiye'de ne Diyarbakır anneleri ağlar ne de Cumartesi anneleri. Ne faili meçhuller olur ne de Diyarbakır 5 Nolu'da işkenceler. Yüreklerimize ne yeni bir Madımak ne bir Başbağlar ne de yeni bir Roboski acısı düşer. Yaşanabilir bir Türkiye'de devletin işleyişi keyfilikle, kayırmalarla, Kanun Hükmünde Kararnamelerle değil; hukukla, hukukun üstünlüğüyle, adaletle olur. Yaşanabilir bir Türkiye'de işsizlik, yoksulluk ve emeğin sömürüsü değil, onurlu ve insanca bir yaşam vardır. Çok net söylüyorum arkadaşlar. Yaşanabilir bir Türkiye'de ne beyaz Toroslar olur ne de siyah Transporterlar. Bizim bu söylediklerimizi az da olsa anladılar ki; komisyona 'Terörsüz Türkiye' diye bir isim vermediler. 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu' dediler. 'Biz nitelikli çoğunluk' dedik, kabul ettiler. 'TBMM'deki her parti komisyonda yer alsın' dedik, kabul ettiler. Bunları olumlu adımlar olarak görüyoruz. Biz; örgütün silah bırakmasını ve kendini feshetmesini olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. Ancak bölgemizde yaşanan gelişmelere baktığımızda bunu yeterli bulmuyoruz. Biz bu söylemlerimizin bir iktidar karşıtlığı olarak değil, bir yol gösterme olarak algılanmasını istiyoruz" diye konuştu.