MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başlattığı yeni "süreç", Türk siyasetinde de ender rastlanır zıtlıkların sergilenmesine yol açıyor.
Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında "3 arkadaşımı alır İmralı'ya giderim. Gocunmam" sözlerinin ardından TBMM'de süreç ile ilgili kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” yarın kritik bir toplantı düzenleyecek. Toplantıda komisyon heyetinin Abdullah Öcalan ile görüşmek üzere İmralı’ya gitmesi oylanacak.
AKP, MHP ve DEM Parti'nin oylarıyla İmralı'ya gidilmesinin büyük bir olasılık olduğu toplantı öncesi Türkiye Komünist Partisi açıklama yaptı.
MHP'nin, Öcalan'ın Marksist çizgide kurduğunu söylediği ve hala komünizmin simgelerini kullanan PKK'nın elebaşı ile görüşme talebinin eleştirildiği açıklamada, "Önemli olan nereye gittiğiniz ve kimle konuştuğunuz değil, ne konuştuğunuzdur" denilerek sürecin Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını hedef aldığı belirtildi.
AKP ve MHP'ye seslenilen açıklamada, "Evet gidişiniz gündemde ve gideceksiniz. Fakat barış ve kardeşliğin yolu sizin aşındırdığınız kapılardan geçmiyor… Nereye giderseniz gidin. Bu memleketin başına sardığınız belalarla birlikte gidin ve bir daha dönmeyin" denildi.
"KİMLE DEĞİL NE KONUŞTUĞUNUZ ÖNEMLİ"
Tüm bu yeni 'süreç girişimlerinin' iktidar bloğunun "gitmemek" için sergilendiği vurgulanan açıklamada, yeni sürecin emperyalistlere ait olduğunun altı çizildi:
"Türkiye’nin ABD, İngiltere ve İsrail’in girişimleri ve dayatmasıyla sürüklendiği malum süreçte yeni bir aşamaya gelindiği görülüyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, laikliği, bağımsızlığı, eşitliği ve kardeşliği sorgulayan bir düzlemde inşa etmeye giriştikleri süreci Ağustos ayında bir komisyona havale etmişlerdi. İlk toplantısından bu yana ne bir gündem ne de en ufak bir toplumsal temsiliyet yaratabildi bu komisyon. Sessiz sedasız 17. toplantısını geride bırakırken biz onun yalnızca kuruluşunu ve o zaman ne kadar büyük tepki topladığını hatırlıyoruz."
ERDOĞAN'IN TAVRINA DİKKAT ÇEKİLDİ
TKP açıklamasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bahçeli'nin tüm ısrarına rağmen topu taca attığına değinildi ve şunlar ifade edildi:
"Son ana kadar topu taca atmayı sürdüren Erdoğan, sürecin toplumun hiçbir kesimi için ikna edici olmadığının bilincinde, kararsız ama vaktin daraldığını hissediyor. Gerekirse kendi imkanlarıyla adaya gitmeyi gözüne kestiren MHP lideri adeta bir 'barış ve demokrasi havarisi' kesiliverdi. Baştan beri tutumunu belirginleştirmekten uzak duran CHP esastan değil usülden eleştirmeye, pazarlığı elden bırakmamaya devam ediyor. DEM Parti ise bir yanda iktidarın diğer yanda sürece dahil olan diğer aktörlerin öncelikleri arasında adeta mekik dokuyor. Ve şimdi hep beraber İmralı’ya gidişi tartışıyorlar.
Yani Türkiye’yi uçurumun eşiğine getirenlerin gidişi var gündemde.
Biz ise baştan beri söylüyoruz:
Önemli olan nereye gittiğiniz ve kimle konuştuğunuz değil, ne konuştuğunuz!"
"GİDİN VE BİR DAHA DÖNMEYİN"
"Tepeden tırnağa sermaye sınıfının ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanmış bir plan barış ve kardeşliğe değil felakete yol açar.
Emperyalizmin bölge projeksiyonu ile uyumlu politikalar silahları susturmaz, daha büyük savaşları tetikler.
Türkiye’yi şahlandıracağız diye giriştiğiniz yol, sınırları genişletme pahasına özünde gevşemeyi getirecektir.
Başka sınırları sorgulayan Türkiye’nin önce kendi sınırları sorgulanır.
Cumhuriyet Devrimi ve Lozan Barışı ile hesaplaşmak Türkiye Cumhuriyeti’nin meşruiyeti ile hesaplaşmak anlamı taşır.
Etnik, mezhepsel, kimliklere dayalı, Osmanlıcı projenizin varıp varabileceği durak İslamcılıktan başkası olamaz.
Ve oradan da Türkiye’nin hiçbir sorununa çare çıkmaz!
Evet gidişiniz gündemde ve gideceksiniz.
Fakat barış ve kardeşliğin yolu sizin aşındırdığınız kapılardan geçmiyor…
Nereye giderseniz gidin. Bu memleketin başına sardığınız belalarla birlikte gidin ve bir daha dönmeyin!"





