SOLParti İstanbul İl Örgütü, "Değiştireceğiz" kampanyasının ilk ayağı olan eğitim kapsamında Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda iktidarın politikalarını sergiledi.

AKP iktidarının gerici ve piyasacı eğitim politikalarının gösterildiği sergide “eşit, parasız, bilimseleğitim için bu düzeni değiştireceğiz” denildi. Parkın etrafına asılan sergilerde rejimin MESEM eliyle işçileştirdiği ve iş cinayetinde hayatını kaybeden çocuklar, tarikat ve cemaat ağlarına terk edilen okullar, şirketlere teslim edilen eğitim sistemi gösterildi.

Serginin ardından halk kürsüsü kuruldu. İlk olarak konuşan Veli Der Başkanı Ömer Yılmaz, "Eğitim çocukların özgürleşmesi ve geleceğini kurması için önemli bir umut" dedi. Ancak bu iktidarla birlikte bu umudun çocukların gençlerin elinden alındığını söyleyen Yılmaz, şöyle konuştu: "Yoksulluğun artışı ve eğitimin paralılaşması sonucu 1 milyon 508 bin öğrenci okulu terk etti.

4-6 yaş ile başlayan okul öncesi eğitimle birlikte gericilesme sarmalı mevcut.

Bu sarmal içerisinde çocuklarımız üzerinde dönüşüm sağlamaya çalışıyorlar.

ÇEDES Projeleriyle imamlar, vaizler okullara sokulmaya başlandı. Tarikat mensupları da İmam ve vaizler yerine okullarda hakim kılındı. Diğer yandan ideolojik ve ekonomik çıkarlar uğruna çocuklar sömürüye açıldı. 2 milyonu aşkın çocuk bugün işçi olarak piyasada. MEB işçi bulma kurumu oldu. Yoksul halk çocukları canları pahasına çalıştıkları MESEM'lerde 5-6 bin liraya muhtaç hale getirildi. Yoksul halkın çocukları İmam Hatip ve patronlara emanet ediliyor. Yoksul halkın çocuğu 5-6 bin TL’ye asgari ücretin yarısına ihtiyaç duyuyor. Proje okulları meselesinde 26 bin öğretmen okulundan edildi.

Okulun kimliğini bozan, onu dönüştürmek isteyen, kendi siyasi kadrolarını yerleştirmek amacıyla hareket ettikleri bir anlayışı hakim kıldılar.

Öte yandan haksızlığa ses çıkartan gençlerimiz de susturulmaya çalışılıyor.

İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından yüzlerce genç gözaltına alındı ve tutuklandı.

Oluşturulan Anne Baba Ağı ile beraber bu alanda da mücadeleyi yükselttik.

O yüzden biliyoruz ki dayanışmamız birlikte geliştirdiğimiz mücadele pratiklerimiz değiştirmek için en büyük gücümüz. Laik, bilimsel, eşit, parasız eğitim hakkımız için de mücadele, birlikteliğimizden geçiyor."

Yılmaz'ın ardından konuşan Galatasaray Üniversitesi öğrencisi Nilay ise "Eşitsizliklerle dolu eğitim hayatımıza AKP ile gözünü açan bir nesiliz" diyerek şu ifadelere yer verdi: "Her ile bir üniversite politikalarıyla niteliğin ortadan kaldırıldığı genç işsizliğin büyüdüğü, öğrencilerin yaşam alanlarına ÖGB ve faşistler eliyle müdahalede bulunulduğu, soruşturmalarla eğitim haklarımız gasp edildiği; okurken çalışmaya, çalışırken ölmeye mecbur bırakıldığımız koşulları yaşıyoruz.

Ama 19 Mart'ta yıktığımız o barikatla aydınlık yarınlarımızın kendi elimizde olduğunu biliyoruz. Hep birlikte değiştireceğiz."

BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ

Üsküdar Acıbadem Mahallesi Muhtarı Semra Aydın da eğitimin acil sorun olduğunu söyledi. Aydın, "Muhtarlığımın ilk döneminde mahalleli boş bir arsa talep edip nitelikli bir okul yapılmasını istediklerini ilettiler. Tabii bunun üzerine yaptığımız konuşmalarda mücadele etmenin önemini konuşurken hemen bir çözüm bulmamız gerektiği yönünde yüksek endişeleri ile karşılaştık.

Bu tablo eğitim sorununun ne kadar acil olduğunu gösteren ufak bir örnek.

Mahallede yer alan 4 tarikat yurduna karşı verdiğimiz mücadele bunun başka bir örneği. Sen ben hepimizin birlikteliği ile laik, bilimsel eğitim için örgütlenmemiz gerekiyor. Birleşe birleşe kazanacağız" ifadelerini kullandı.

MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ

SOL Parti MYK Üyesi Yaşar Aydın ise şu ifadelere yer verdi: "Bugün ülke keskin bir yol ayrımında. Bu ya kendini yeniden tahkim edecek, eğitim politikalarıyla nesilleri kendine uyarlayabilecek bir rejimin önünü açacak ya da tam da bizim dediğimizi gibi bu ülke topyekûn değişecek. İşte biz bu yol ayrımında hayatın içerisindeki sorunlara dair konuşmanın, tartışmanın, birlikte mücadele etmenin değişimi getireceğinin bilincinde olarak kampanyamızın ilk ayağını eğitim olarak başlattık.

Bu rejim 23 yıllık tarihleri ile bu halka sanki her şey hep böyleymiş gibi davranmaya başladı. Sanki bu memlekette özel okullar hep varmış gibi İslamcılık bu topraklara özgüymüş gibi bize kendi tarihlerini dayattılar.

Ancak biliyoruz ki böyle değil. Bizlerin devlet okullarında okuduğu, daha nitelikli eğitimler aldığı, tarikat ve cemaatlerin etkin olamadığı dönemlerimiz oldu.

AKP işte bu yalancı dönüşümü en başta eğitim ve yargı eliyle gerçekleştirdi.

YSK'nın 'Kurultay' kararının ardından Özgür Özel'den kritik açıklamalar
YSK'nın 'Kurultay' kararının ardından Özgür Özel'den kritik açıklamalar
İçeriği Görüntüle

İşte bu düzeni değistirmek için bir kez daha düştüğümüz bu yolda hayatın içerisinde ne varsa halkın sorunları ne ise oradan başlamak istedik. Bu yüzden de kampanyamıza eğitim ile başladık. Herkesin yüksek siyaset yaptığı bir yerde ülkenin gerçek meselelerini konuşacağız. Çünkü biliriz ki devrimciler hayatın örgütleyicileridir. Devrimcilerin en iyi yaptığı iş yaşamları örgütlemektir. Üstelik anti demokratik faşizan iktidar karşısında ülke değişime hiç bu kadar istekli olmamıştı.

19 Mart sabahı ile akşamı arasında yıllar var. O sabah operasyona uyandık ve her şey ülkedeki egemen gücün artık diye bakarken sadece akşamındaki bir görüntü değiştirdi bu havayı. Kışın yaza dönmesi gibi barikatı yıkan gençler değişimin umudunu körükledi memleketin üzerine. Bizler de şimdi o görüntüyü aklımızdan çıkarmadan bu mücadeleyi yükseleceğiz.