TBMM'de kurulan süreç komisyonunun İmralı'daki teröristbaşı Abdullah Öcalan ile görüşmesini MHP Lideri Devlet Bahçeli desteklemiş ancak, Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan'ın bunu desteklemediği konuşuluyordu

Görüşmeye ilişkin Erdoğan'ın “Partimizi kaldıramayacağı bir yükün altına sokmayız" dediği AKP'nin önde gelen yazarlarından Abdulkadir Selvi tarafından aktartıldı.

Bahçeli ise bugün partisinin grup toplantısında 'İmralı ziyareti' konusunda el yükseltti, gerekirse bizzat Öcalan ile kendisinin görüşeceğini açıkladı.

Bahçeli, uzun süredir tartışma konusu olan terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan ile görüşme tartışmasının son bulması için şunları ifade etti:

"Günlerdir süregelen İmralı'ya gidilsin mi gidilmesin mi tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde terörsüz Türkiye hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa İmralı'ya gidilmesini ayak sürmenin hiçbir manası da olmayacaktır. Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulamayacaksa sonuç nasıl alınacak? İlerleme nasıl kaydedilecek?

Şayet mecliste kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse açık açık söylüyorum. Alırım yanıma üç arkadaşımı kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmanın, çekinmenin bir masa etrafında yüz yüze gelmekten imtina etmem.

Karanlıkta göz kırpmanın ipe un sermem diye söylemeyeceğim ne varsa mertçe özgüven içinde muhatabım gözünün içine baka baka söylerim.
PKK'nın lağvedilmesinin itamında bütün kanlı silahlarını ya teslimi ya da yakılması mukadder bir akibet olarak önümüzde durmaktadır. Suriye'de PYD, YPG'nin merkezi hükümetle entegrasyon müzakereleri, alınan mesafeler bazı provokasyonların varlığına rağmen diyalogların günbegün makul bir çizgide seyretmesi kayda değerdir."

MHP Grubu da Bahçeli'nin bu sözlerini alkışlayarak destek verdi.

MHP GRUP'UNA SORDU

Bahçeli, konuşmasının devamında MHP Grup'una da seslendi. Bahçeli, "Şimdi şu yüce milletimizin önemli fertleri olan milletvekili arkadaşlarıma, dava arkadaşlarıma, buraya şereflendiren dava insanlarımıza sesleniyorum. İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz?" diyerek seslendi.

MHP Grubu da ayağa kalkıp Bahçeli'yi alkışlayarak İmralı'ya gitmesine onay verdi.

Bahçeli de teşekkür ettikten sonra, "İşte milletin özü burada milletin öz kararı da budur diye sesleniyorum" dedi.

BİR TRT ÇAĞRISI DAHA

Erdoğan'ın korumalarına harcanan para dudak uçuklattı! Dakikada 2,5 asgari ücret...
Erdoğan'ın korumalarına harcanan para dudak uçuklattı! Dakikada 2,5 asgari ücret...
İçeriği Görüntüle

Bahçeli, ayrıca İBB soruşturmasında İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun yargılanmasının geciktirilmemesi için çağrıda bulundu.

Geç gelen adaletin adalet olmadığını ifade eden Bahçeli, TRT ve diğer tüm televizyonlarda iBB soruşturmasının canlı yayımlanması için bir kez daha çağrıda bulundu. Bahçeli şunları ifade etti:

Bilâkis korku ve kaygının tezahürü olarak değerlendirilecektir. Bu meyanda olmak suretiyle bizim iki konuda samimi ve sahici beklentimiz vardır ve şunlardır:

Yargılama hızla tekamül ettirilmeli, siyasi kuşatmaya alınarak tavsamasına ve tartışılmasına daha fazla müsaade edilmemelidir. Geciken adaletin adalet olmayacağı ortadadır.

Hazreti Mevlana'nın dediği gibi adalet her şeyi layık olduğu yere koymaktır.

Daha önce de vurguladığım gibi yargılama en başta TRT olmak üzere tüm televizyonlardan canlı yayın olarak gerçekleşmelidir.


MHP Genel Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında şu ifadeleri kullandı:

Kısaca temas etmek isterim ki Türkiye Cumhuriyeti bir demokrasi zaferi, mücadele bereketi, muazzam bir halk hareketidir. Millet de millet devletleşmiş devletleşmiş müstevli akınlarını devirmiştir. Anlatmak ve açıklamak istediğim özetle şudur: Türk devlet felsefesine hangi açıdan bakarsak bakalım devlet millettir. Millet de devlettir. Devlet ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. İkisini birbirinden ayırmak, ayrı ayrı değerlendirmek, zaman zaman da çatıştırmak fahiş bir yanlış olmanın yanı sıra devlet umrumu ve onurunu hazmedemeyen nevzuhur demokrat yobazların handikap ve hüsranıdır. Bu nedenle terörsüz Türkiye hedefi mahut ve malum bir devlet politikası olduğu kadar milletin sarsılmaz, sakatlanamaz politik ve demokratik gayesidir.

Türkiye'nin politik sinir sistemini bozmanın peşinde güdenler devlet millet birlikteliğini budamanın peşin hayaliyle geviş getirenler çok derin hayal kırıklığı eşliğinde mahçup ve mağlup olacaklardır.

Terörsüz Türkiye gülen çocukların sevinen anaların, huzurlu gelinlerin sabırla şükür arasında ömür geçiren ümitli babaların remzidir. Terörsüz Türkiye, terörsüz bölge mazlumların gelecek ve gerçekleşeceği olan güvenli ve güçlü hayatlarının bereketli membağıdır.

Yüz yüze kuyruğa gir gelinmiştir. Çıktığımız halde gemiler yakıldığından geriye dönüş imkanı da kalmamıştır. Bugün 17. toplantısını yapacak olan milli dayanışma kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu artık son düzlüğe girmiştir.

Hazırlanması gündem olan sınırları millet devlet hassasiyet ve hükümranlık haklarıyla ihata edilmesi gereken yasal, hukuki ve demokratik çerçevenin önümüzdeki sürecin yol haritası olması hepimizin ortak kanaat ve kararıdır.

Bundan sonra İmralı'ya gidecek heyetin teşekkül ve tespitinin yapılması da muhtemeldir.

Günlerdir süregelen İmralı'ya gidilsin mi gidilmesin mi tartışmalarına bir nokta koyulmalıdır. Dürüst ve samimi ölçülerde terörsüz Türkiye hedefinin hayat ve zemin bulması isteniyorsa İmralı'ya gidilmesini ayak sürmenin hiçbir manası da olmayacaktır. Sürecin asıl muhataplarından birisiyle doğrudan temas kurulamayacaksa sonuç nasıl alınacak? İlerleme nasıl kaydedilecek? Şayet mecliste kurulan komisyon bu çerçevede karar alamazsa hiç kimse bu ziyarete yanaşmazsa herkes üç maymunu oynamanın merakında ısrar ederse açık açık söylüyorum.

"ALIRIM YANIMA ÜÇ ARKADAŞIMI İMRALI'YA GİDERİM"

Alırım yanıma üç arkadaşımı kendi imkanlarımızla İmralı'ya gitmekten gocunmanın, çekinmenin bir masa etrafında yüz yüze gelmekten imtina etmem.

Karanlıkta göz kırpmanın ipe un sermem diye söylemeyeceğim ne varsa mertçe özgüven içinde muhatabım gözünün içine baka baka söylerim.

PKK'nın lağvedilmesinin ithamında bütün kanlı silahlarını ya teslimi ya da yakılması mukadder bir akıbet olarak önümüzde durmaktadır. Suriye'de PYD, YPG'nin merkezi hükümetle entegrasyon müzakereleri, alınan mesafeler bazı provokasyonların varlığına rağmen diyalogların günbegün makul bir çizgide seyretmesi kayda değerdir.

Suriye Cumhurbaşkanının Amerika Birleşik Devletleri başkanı ile gerçekleşen yapıcı ve olumlu görüşmesi barışçıl arayışları kamçılamasının yanında 10 Mart Mutabakatının uygulanması için net mekanizmalar üzerinde uzlaşılması memnuniyet vericidir. Terörsüz Türkiye terörsüz bölge hedeflerinin neresi kötüdür?

Mazisi 41 yılı bulan esasen ideolojik feyzi bir buçuk asra yaklaşan ağır ve silahlı bir musibeti ülke gündeminden tamamıyla çekip çıkarmanın yanlış olan yeri nedir? İşkembeden sallayan, sallayanlar takılmış plak gibi aynı ezberleri seslendirip duranları terörün bitişi niye rahatsız etmekte, biçin deliye çevirmektedir? Ruhları vücutlarından başıboş gezen sipariş ve tasarlanmış milliyetsiz milliyetçiler sorarım sizlere terörün sona ermesiyle vasat bulacak şahlanmış Türkiye'ye tomurcuk tomurcuk açmış barış ve huzur neden uykularınızı bu kadar kaçırıyor? Müzakere yokken, mütareke yokken, taviz yokken, teslimiyet yokken gizli pazarlık yokken hepsine birden var demek sürekli çürük tahtaya çivi çakmaya kalkışmak manen, ahlaken ve vicdanen utanç duyulacak bir yüzsüzlük değil midir? Huzurlarınızda terörsüz Türkiye hamlesine karşı atılan elim ve şeniş ifade iftiraları hem reddediyor hem de muhlis muhataplarına misliyle iade ediyorum.

Terörsüz Türkiye'nin mahsurlu olduğunu ileri sürenlere sizin alternatifiniz, sizin politik vizyonunuz, sizi çağı ve yüzyıl okuyacak milli tasavvur ve teklifiniz nedir diye sormak en tabii hakkımızdır. Boşa sallayıp dolu tutmanın kurnazlığında olan marjinalleşmiş siyasilerle ilgimiz ve işimiz olmaz, olamaz, olmayacak. Elleri öpülesi ecdadımız Oğuz Kağan'ın asırlar öncesinden söylediği şu sözü de hiç aklımızdan çıkarmıyoruz. Hiç kimsenin de çıkarmasını arzulamıyoruz. Siz birbirinizden ayrılırsanız hepinizi ok gibi birer birer kırıp parçalarlar. Oysa birlik olursanız hiçbir güç sizi yıkamaz kıramaz. Birliğimizi koruyacağız, dirliğimizi koruyacağız, beraberliğimizi koruyacağız. Ant olsun, şart olsun, Türkiye'nin ve Türk milletinin ali ve asli çıkarlarından milim de olsa ödün vermeyeceğiz. Hep birlikte Türkiye olduğumuzu sonuna kadar haykıracağız. Melez ve kopya edilmiş açıkçası ana akım ve kaynaktan tamamıyla kopmuş sözde milliyetçi, sözde demokrat, sözde insansever, sözde aydınların hiçbir telkinine aldırmayacağız. Kale ve ciddiye bile almayacağız. Doğru bildiğimiz istikamette sağlam irademizle aydınlık yarınların izinde kararlılıkla ilerleyeceğiz. Durmayacağız, sinmeyeceğiz mevzu ve vatan ve millet olduğu sürece gözümüzü daldan budaktan asla uzak tutmayacağız.

MHP GRUBU'NA SORDU: İMRALI'YA GİTMEME İZİN VERİYOR MUSUNUZ?

Şimdi şu yüce milletimizin önemli fertleri olan milletvekili arkadaşlarıma, dava arkadaşlarıma, buraya şereflendiren dava insanlarımıza sesleniyorum. İmralı'ya gitmeme izin veriyor musunuz? (MHP Grubu ayağa kalkıp alkışlayıp onay verdi)

İşte milletin özü burada milletin öz kararı da budur diye sesleniyorum. Buyurun efendim. Değerli dava arkadaşlarım geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni saran rüşvet ve yolsuzluk davasına abi 3.741 sayfalık iddianame hazırlanmış ve mahkemeye sunulmuştur. Burada iddianamenin ayrıntılarına girecek değilim. Kaldı ki bu bizim işimiz de değildir. Artık Türk adaleti karar ve hükmünü verecektir. Bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. En başta CHP yönetimi olmak üzere herkesin yargıya saygı duyması, hakim ve savcılara hakaret eden ahlaksız üsluptan sakınması gerekmektedir. Hukukun üstünlüğü hepimiz için bağlayıcıdır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Herkes hukuk önünde eşittir. Hiç kimsenin ayrıcalığı ve imtiyazı yoktur. Ekrem İmamoğlu ve onunla birlikte yargılanan 105'i tutuklu 407 kişinin hakkında mahkemenin ne diyeceği nasıl bir sonuca ulaşacağı hükmü nasıl vereceği yakında belli olacaktır. İddianamenin karalanması CHP'ye bir şey kazandırmayacak.

İMAMOĞLU CANLI YAYINDA YARGILANSIN ÇAĞRISINA BİR DESTEK DAHA

Bilâkis korku ve kaygının tezahürü olarak değerlendirilecektir. Bu meyanda olmak suretiyle bizim iki konuda samimi ve sahici beklentimiz vardır ve şunlardır:

Yargılama hızla tekamül ettirilmeli, siyasi kuşatmaya alınarak tavsamasına ve tartışılmasına daha fazla müsaade edilmemelidir. Geciken adaletin adalet olmayacağı ortadadır.

Hazreti Mevlana'nın dediği gibi adalet her şeyi layık olduğu yere koymaktır.

Daha önce de vurguladığım gibi yargılama en başta TRT olmak üzere tüm televizyonlardan canlı yayın olarak gerçekleşmelidir.

Türk milleti olan biten ne varsa görüp öğrenmelidir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni saran devasa boyutlu iddiaların mahkemede görüşülmesi ve duruşma etaplarının doğrudan takip edilmesi, aynı zamanda hukuk ve demokrasi güvenliğimizi de destekleyecektir.

Dediğim gibi iddianamenin ayrıntısına girmeyeceğim. Zira her şey kamuoyunda bir seviyeye tartışılmakta, bilen de bilmeyen de gece gündüz ahkam kesmektedir.

Ancak bariz ve aşikar olan bir hususun altını kalın şekilde çizmenin de büyük bir ihtiyaç olduğu düşüncesindeyim.
O da şudur:

Aziz Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi adına ekosistem denilen, bununla münderiç organize suç örgütü olduğu ileri sürülen mafyalaşmış bir oluşum tarafından belediyenin kaynakları yani devletin parası kullanılarak bedeli mukabilince satın alınmıştır.