Kurban Bayramı üçüncü gününde Ankara’daki Mühye Köyü’ndeki kurban pazarında kurbanlık satışlarındaki durgunluk devam ediyor. ANKA Haber Ajansı’na konuşan besici, üreticinin elinde kalan kurbanlıkları satın alacağını açıklayan Et ve Süt Kurumu'nun (ESK) verdiği fiyatlara tepki göstererek, ''Bana öldüğüm parayı teklif ettikten sonra Et ve Süt Kurumu’na verene kadar burada garibana veririm, sevap alırım. Et ve Süt Kurumu nakit para da vermeyecek, vadede çek verecek. Nakit olacak ki biz ‘zararımız çıktı’ diyelim, nakit olmadığında bizim zararımız yine aynı. Emekli güzel bir ikramiye alsaydı baya bir satış yapardık" dedi.

Ankara’daki Mühye Köyü’nde bulunan kurban pazarında Kurban Bayramı’nın üçüncü gününde fiyatların yarıya düşmesine rağmen satışlardaki yoğunluk düşük kaldı. Kurbanlıkların elinde kaldığını belirten besiciler, fiyatları arefe gününe göre yarı yarıya düşürmelerine rağmen yurttaşların alım gücünün kurbanlık almaya yetmediğini belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurban bağış fiyatlarına da tepki gösteren besiciler, devletten destek beklediklerini ifade etti.

"ÜLKEMİZDE ALIM GÜCÜ TAMAMEN BİTMİŞ, BİZ BU SENE ONU DAHA DA NET GÖRDÜK''

Besici Bülent Akyıldız, vatandaşların alım gücüne göre belirlenecek fiyatların artan üretim maliyetlerini karşılamadığını ve bu yüzden kurbanlıkların elde kaldığını belirterek, şunları söyledi:

"Durumlar berbat. Bütün çadırlarda herkesin elinde kaldı. Herkes malını götürüyor. Satışlar durgun, alım gücü yok, emekliler geliyor, ‘10 bin liraya kurban var mı?’ Onlara da hak veriyoruz, ekonomik durumlardan dolayı insanların alım gücü kalmadı. Burada geçen sene 38 çadır vardı, bu sene 65 çadıra çıktı. Vatandaşların bazıları ölücü olmuş. Hayvancılar zaten bitmiş yemler olsun, fiyatlar olsun. Yem fiyatı geçen sene 190 bin liraydı, bu sene 850 bin lira. Çadır geçen sene 12 bin liraydı, bu sene 30 bin lira. Bir nakliye 15 bin liraya geliyordu, bu sene 35 bin lira.

Tarım Bakanlığı’nın yanlış politikası var. Ankara dışından gelen hayvancıların yüzde 80’i ceza yedi 210 bin lira. Önceden Tarım İlçe’den sevki aldığında direkt buraya getiriyordun, şimdi noktalar oluşturmuşlar. Bundan da kimsenin haberi yok. Oradaki Tarım İlçe, buradaki Tarım İlçe’ye mail atıyor, ‘Sen 3 günü geçirdin, ceza yedin’ diyor. Tamamen vatandaşın sırtından cezayla geçinmeye çalışan bir devletimiz var. Üreticiyi de bitirdi. 2-3 seneye kalmaz küçükbaş da biter. Şu mallar 34-35 bin liradan bugün 18-20 bin liraya düştü. 185 hayvanla gelmiştik, 40-50 civarında bir hayvanımız var. Fiyat diplere düştü. 50-60 kilo karkas et veren hayvanı 20’ye veriyoruz, alıcı yok. Et ve Süt Kurumu’ndan hiçbir şey olmaz. Vereceksin malı, 3 ay sonrasına sonrasına çek verecek, nakit ödeme olmayacak. Herkes tamamen zararda. Ülkemizde alım gücü tamamen bitmiş, biz bu sene onu daha da net gördük."

''ALICI DA HAKLI, EMEKLİ MAAŞI BELLİ...''

Bir diğer besici Mehmet Taşçı ise bayramın üçüncü gününde kurbanlık fiyatlarına ve besicinin durumuna ilişkin, "Alıcı da haklı, emekli maaşı belli. Bizim sattığımız mal, bizi kurtaracak şekilde 22-25 arası, insanların vereceği fiyat da en fazla 10-12 arası. Şu an borcu olanlar, borcunun yarısını kapatmak için yarı fiyatına verdiler. Benim gibi köyde davarı olanlar geri yükleyip götürecek. Eski bayramlarda bayramın birinci günü gidiyorduk, şu an bayramın üçüncü günü her esnafta 50-60 mal kaldı. Çoğu da dün isyan edip mallarını yükleyip götürdü" dedi.

Ali Yerlikaya kaza anını paylaştı
Ali Yerlikaya kaza anını paylaştı
İçeriği Görüntüle

"5 BİN LİRAYA BAĞIŞ YAPAN ADAM BENDEN 17-18 BİN LİRAYA HAYVAN ALMAZ''

Emeklinin bayram ikramiyesinin düşük seviyede olması nedeniyle emeklilelere kurban satamadıklarını belirten soyadını açıklamayan besici Selçuk, pazara 100 hayvanla gelmelerine rağmen ancak yarısını satabildiklerini söyledi. Et ve Süt Kurumu'nun kurbanlık satın alımı uygulamasını eleştiren Selçuk, "Yarıya kadar düşürdük fiyatları ama yine alan, soran yok. Vekilin ucuza et yediği yerde vatandaş ot yiyor. Ortalama yok, ortalama olmadığı için de hiçbir şekilde düzelme olmaz bu memlekette. Bana öldüğüm parayı teklif ettikten sonra Et ve Süt Kurumu’na verene kadar burada garibana veririm, sevap alırım. Et ve Süt Kurumu nakit para da vermeyecek, vadede çek verecek. O da bizim hiçbir işimize yaramayacak. Nakit olacak ki biz ‘zararımız çıktı’ diyelim, nakit olmadığında bizim zararımız yine aynı" dedi.

Diyanet İşleri Başxkanlığının açıkladığı kurbanlık bağış fiyatlarına da tepki gösteren besici Selçuk, şunları söyledi:

"Kurumlar açıklamış 5 bin liraya koyun bağış için. 5 bin liraya bağış yapan adam benden 17-18 bin liraya hayvan almaz. Bu bağış olaylarına çare bulmaları gerekiyor. Gidip bu kurbanı gördün mü kurban vasfı var mı diye? Kurban parasını yolluyorsun da karşı tarafın kesip kesmediğini bilmiyorsun. Maalesef bunlar yüzünden pazar düşüyor.

Pazardaki en büyük kaybımız sosyal medya ve devletin destek çıkmaması yüzünden. Ne çiftçiye destek var, ne emekliye. Emekli güzel bir ikramiye alsaydı baya bir satış yapardık. 15 gündür buradayız, toplasanız 50 hayvanın içinde 6-7 emekliye sattık. Yarın gelir emekliler düşük fiyatlara aradıkları için. 15 bin lira istediğim koyuna emekli amcam 8 bin lira teklif ediyor. Nasıl çıkacağım işin içinden? Buraya getirmemin maliyeti bile değil 8 bin lira. Vermezsem de emekli amcam boynunu büküp gidiyor. Pazar gerçekten içinden çıkılmayacak bir halde."

"HAYVANCI PARA KAZANMIYOR''

Besici Recep Işık da arefe gününden bu yana fiyatları yarı yarıya düşürdüklerini ancak yurttaşın hala kurbanlık almakta zorlandığını söyledi. Satışlarının maliyetlerini karşılamadığını belirten Işık, Diyanet'in kurbanlık bağış fiyatlarını eleştirerek, şöyle konuştu:

"Fiyatlar baya düştü, müşteri yoğunluğu hiç yok. Her gün hayvan başı günde 2-3 bin lira hayvanımı geri çektim. Hayvan başı 4-5 bin lira zarara satıyorum. Yaklaşık 100 tane hayvan getirdim ben çadırıma, 85-90 tane hayvanım hala duruyor ve sattığım hayvanlardan 4-5 bin lira zarar ettim. Arefe günü 21-22 lira istiyorduk, müşteriler 15 bin teklif ediyorlardı, vermedik zarar ediyoruz diye. Kurban günü yoğunluk olmayınca 19 bin liraya düştük. Müşteriler 13 bin lira teklif, biz de zarar ettiğimiz için vermedik. İkinci gün 15 bin liraya düştük, bu sefer müşteri 10 bin liraya düştü. Bugün de 11-12 bin lira istiyorum, müşteriler 8 bin lira veriyor. Götürsem zarar, burada kalsa zarar. Ne yapacağımı bilmiyorum, çaresizim.

''ET VE SÜT KURUMU 8-9 BİN LİRAYA KESECEK, O DA 40 GÜN SONRA ÖDEMELİ''

Buraya sadece yer parası 30 bin lira verdim. Yaklaşık 110 bin lira nakliyem gitti. Yem masrafları zaten 3 kat arttı, 40-45 bin lira civarı yem masrafım gitti. Çözüm aranmıyor, hayvancıyı destekleyen yok. Devletimiz de insanımız da hayvancı da hayvancıyı desteklemiyor. Aracı denen insanlar benim hayvanıma 7 bin lira teklif ediyor. Bu nasıl bir vicdandır ya? Et ve Süt Kurumu ‘Getir ben alayım’ diyor. Tamam alın ama zararına niye alıyorsun? Hayvanımı 20 bin liraya mal etmişim, Et ve Süt Kurumu 8-9 bin liraya kesecek, o da 40 gün sonra ödemeli. Hayvancı para kazanmıyor, hayvancı rezil. Marketlere ve Diyanet’e seslenmek istiyorum: 5 bin 500 bin liraya kurban satıyorsanız bütün kurbanlarınızı ben satın alayım, siz kurban satmayın. 5 bin 500 liraya kurban nerede var?"