Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, güncel siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Baş, Gezi direnişinin 12. yılında yaşamını yitirenleri anarak, tutuklu bulunan Mine Özerdi, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman, Osman Kavala ve Hatay Milletvekili Can Atalay'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Kılıçdaroğlu Kurultay davası için ilk kez konuştu: "Bilgi sahibi olmadığım konuda konuşmamı istiyorlar"
Kılıçdaroğlu Kurultay davası için ilk kez konuştu: "Bilgi sahibi olmadığım konuda konuşmamı istiyorlar"
İçeriği Görüntüle

Baş, demokrasinin sadece seçimden ibaret olmadığını vurgulayarak, toplantı, protesto ve miting gibi hakların anayasal güvence altında olduğunu belirtti. İktidarın, sandıktan istediği sonucu alamadığında sandığı geçersiz saydığını eleştiren Baş, TBMM'nin halk yararına çok az iş yaptığını ve siyasi partilerin kapatılması, Siyasi Partiler Yasası'nın antidemokratik hale gelmesi gibi uygulamalarla halkın siyasete katılımının engellendiğini söyledi.

"SARAYDAN TALİMAT GELMESE..."

İktidarın kaybettiği her yere saldırdığını ve siyasetin saray ve Silivri arasında sıkıştığını söyleyen Baş, şu ifadeleri kullandı:

"Memlekette siyasetin sadece iki merkeze sıkıştığını görüyoruz. Bir tanesi saray ve çevresinde MHP’den tutun muhalif görünen kimi unsurlara kadar uzayan bir iktidar cephesi. Onlar gözlerini saraya dikmişler. Saraydan gelen bir ses, işaret onların ne yapmaları gerektiğini anlaması için yeterli. Açık söyleyeyim, saraydan talimat gelmese masadaki bardağı mutfağa götürme ehliyeti olmayan, kendi başına herhangi bir karar veremeyen bir topluluk, saray merkezi olarak bu ülkeyi yönetmeye karar vermiş durumda. İkinci doğal merkez de, Silivri’de somutlayalım, hapishaneler. Siyaset, Türkiye’de saray ile Silivri arasına sıkışmış durumda."

"NORMALLEŞTİRMEYE ÇALIŞANLARA KARŞI KARARLI MÜCADALEYE İHTİYAÇ VAR"

Ülkede suç işleyen ancak iktidara yakın oldukları için serbestçe dolaşan kesime dikkat çeken Baş "Toprağı için, deresi için, ormanı için direnen insanlar cezaevinde, üç kuruş daha fazla para kazanacağım diye memleketin madenlerini ölüm alanlarına çeviren, doğayı katleden, işçilerin ölümlerine neden olanlar servetlerine servet katıp hayatlarına devam ediyorlar. Esas mesele burada başlıyor. Buna alışacak mıyız? Bunu normalleştirmelerine izin verecek miyiz? Tam da burada bunu normalleştirmeye çalışanlarına karşı kararlı bir mücadeleye ihtiyacımız var” dedi.