ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth bu operasyonun "bir tatbikat değil, gerçek bir operasyon" olduğunu belirterek, "Güney Mızrağı Operasyonu" (Operation Southern Spear)’nun resmen başlatıldığını duyurdu.

Hegseth, Batı Yarımküre’nin ABD’nin "mahallesi" olduğunu, uyuşturucu kartellerinin faaliyetlerine izin vermeyeceklerini söyledi.

Pentagon’un açıklamalarına göre, bölgede görev yapan kuvvetler arasında USS Iwo Jima amfibi çıkarma gemisi, USS San Antonio ve USS Fort Lauderdale çıkarma gemileri ile birlikte 22. Deniz Seferİ Birliği yer alıyor. Ayrıca güdümlü füze destroyerleri (USS Stockdale, USS Jason Dunham, USS Gravely), USS Lake Erie kruvazörü, USS Newport News denizaltısı ve özel operasyonlara destek sağlayan MV Ocean Trader de görev yapıyor. Buna ek olarak F-35 savaş uçakları ve MQ-9 Reaper İnsansız Hava Araçları da Karayipler’e konuşlandırıldı.

EYLÜL AYINDAN BU YANA 80 KİŞİ ÖLDÜ

ABD Deniz Kuvvetleri Güney Komutanlığı ve ABD 4'üncü Filosunun resmi sosyal medya hesabında yayınlanan açıklamada da, şöyle denildi:

"Gerald R. Ford Uçak Gemisi Saldırı Grubu’na bağlı unsurlar ile bir USAF B-52 bombardıman uçağının da 13 Kasım itibarıyla bölgedeki faaliyetlere dahil edildiği bildirildi. Bu unsurların, ABD Güney Komutanlığı (SOUTHCOM) misyonunu desteklemek üzere ortak ve çok alanlı bir güç olarak görev yaptığı; operasyonun ABD Savunma Bakanlığı tarafından yürütülen bölgesel faaliyetlerin yanı sıra Başkan’ın uyuşturucu kaçakçılığını engelleme ve ulusal güvenliği koruma önceliklerine hizmet ettiği belirtildi."

ABD ordusu son haftalarda Karayipler’de ve Doğu Pasifik’te uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere yönelik çok sayıda hava ve deniz saldırısı düzenledi. ABD askeri güçleri Karayipler’de bir tekneye yönelik 20’nci saldırısını gerçekleştirirken; bu saldırıda, dört kişi hayatını kaybetti.

Eylül ayından bu yana bu tür saldırılarda ölenlerin sayısının 80’e ulaştığı açıklandı. Hedef teknelerin "bilinen narkotik kaçakçılığı güzergahı üzerinde olduğu" ve "narkotik taşıdığı" belirtildi. Gece düzenlenen operasyonlar ve artan vur-kaç tarzı eylemlerle birlikte bu girişim, "uyuşturucu trafiğine karşı silahlı çatışma" olarak nitelendirildi.

Operasyon kapsamına tatbikatların yoğunlaştırılması da girerken; Trinidad and Tobago ile yapılacak ortak askeri eğitimlerin yakın zamanda artırılacağı açıklandı. Ülkenin Adalet Bakanı John Jeremie, ABD’nin 22'nci Deniz Seferi Birliği ile birlikte tatbikatların "önümüzdeki günlerde yoğunlaşacağını" duyurdu. Bu tatbikatlar, bölgede hem askeri varlığın sürekliliğini hem de ortak savunma kapasitesini güçlendirmeyi amaçlıyor.

"ABD’NİN VARLIĞI PROVOKASYON"

Bölgedeki geniş çaplı askeri hareketlilik ayrıca Venezuela’da da sert tepkilere yol açtı. Caracas yönetimi sahillerine savaş gemileri ve insansız hava araçları konuşlandırdı; iki Venezuelalı F-16’nın USS Jason Dunham üzerinde alçak uçuş yaptığı bildirildi. Venezuela hükümeti ABD’nin varlığını "provokasyon" olarak niteledi.

Ayrıca Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, ABD’nin teknelere yönelik saldırılarını "kabul edilemez" olarak değerlendirerek durdurulması çağrısı yaptı.

Askeri faaliyetlerin yanı sıra ABD, USNS Comfort hastane gemisini bölgedeki çeşitli ülkelere tıbbi yardım sağlamak üzere görevlendirdi. Washington bu adımı insani destek kapsamında değerlendirirken, gözlemciler hem sert güç hem yumuşak güç unsurlarının aynı anda devreye sokulduğunu belirtiyor.

Toplamda 10 binden fazla Amerikan personelinin Karayipler’de bulunduğu tahmin ediliyor. Uzmanlar, operasyonun yalnızca uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleden ibaret olmadığını, Washington’un bölgedeki siyasi dengeleri etkilemeyi de amaçladığını değerlendiriyor. Bölge ülkeleri ise bu yoğun askerî varlığın istikrarsızlık riskini artırabileceği yönünde uyarılarda bulunuyor.

Çin'den ABD'ye Tayvan resti: Toprak bütünlüğünü savunmak için…
Çin'den ABD'ye Tayvan resti: Toprak bütünlüğünü savunmak için…
İçeriği Görüntüle