Samsun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek başına konulduğu hücrede epilepsi nöbeti geçirdikten sonra hayatını kaybeden zihinsel engelli Oğuzcan Gürbüzer’in ölümüyle ilgili yürütülen yargılamada cezaevi doktoru hakkında açılan dava sonuçlandı. Evrensel gazetesinden Eylem Nazlıer'in haberine göre mahkeme, “görevi kötüye kullanma” suçlamasıyla yargılanan doktor hakkında beraat kararı verdi. Gürbüzer’in ailesi karara itiraz edecek. Cezaevi yönetiminin ise ‘güvenlik gerekçesiyle yanıt veremeyeceklerini’ söyledikleri ifade edildi.

YÜZDE 93 ENGELLİ RAPORU VAR, ZEKÂ YAŞI 6

1995’te dünyaya gelen Oğuzcan Gürbüzer'in, yüzde 93 zihinsel engelli olduğu, resmi raporlarda yer almasa da ailesine göre kleptomani olduğu ve özellikle bisiklet çalma alışkanlığı, ancak yaptıklarının ne anlama geldiğini bilmediği ileri sürüldü. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu tarafından verilen sağlık raporunda; epilepsi, sağ hemiparezi, konuşma bozukluğu, burun ve damak deformitesi tanılarının yer aldığı, aynı raporda, zekâ yaşının 6 olarak saptandığının yer aldığı ifade edildi.

Devlet üniversitesini aile şirketine çevirmişler! Rektör, yüksek puanlı adayları eleyip 52 puanlı yeğenini işe almış...
Devlet üniversitesini aile şirketine çevirmişler! Rektör, yüksek puanlı adayları eleyip 52 puanlı yeğenini işe almış...
İçeriği Görüntüle

CEZAİ EHLİYETİ OLMAMASINA RAĞMEN TUTUKLANDI

Baba Haluk Gürbüzer, özellikle bisiklet çalma alışkanlığı nedeniyle hakkında birçok suç duyurusu yapıldığını ifade etti: “Oğlum doğuştan epilepsi hastasıydı. Yüzde 95 engelli, 6 yaş zekasına sahip, IQ ise 40. 7 yaşında vücudunda çürüme başladı, burnu kesilmek zorunda kaldı. Aidiyet duygusu olmadığından başkasının eşyasını kendisinin sanıp almaktadır. Oğlum doğruyu yanlışı bilmiyordu. Samsun’daki herkes onu tanırdı” diyen Gürbüzer, oğlunun suçun anlam ve sonuçlarını algılayamayacak durumda olduğunu vurguladı.

‘CEZAEVİNDE KALAMAZ’ RAPORU VARDI

Ailenin aktardığına göre Oğuzcan için daha önce “cezaevinde kalamaz” raporu düzenlendi. Ancak bu rapor ilerleyen süreçte iptal edildi. Oğuzcan cezaevine konuldu. Haluk Gürbüzer, tutukluluk sürecinde defalarca dilekçe vererek yetkilileri uyardıklarını ifade etti: “Savcılığa dilekçe yazdım. ‘Bu çocuk ölecek’ dedim. Burnundan nefes alamıyor. Epilepsi nöbeti geçirdiğinde başında biri olması gerekiyor. Ama kimse dinlemedi. Onu hücreye koyarak ölüme terk ettiler. Bu kararın altında imzası olan herkesten şikayetçiyim. Gardiyanlardan hekime kadar, sorumlular yargılanmalı.”

‘CEZAİ EHLİYETİ YOKTUR’ KARARLARI VERİLDİ

Oğuzcan Gürbüzer’in Avukatı Ümit Kulaksız, Oğuzcan’ın geçmişte işlediği benzer eylemler nedeniyle hakkında açılan davalarda mahkemelerin “cezai ehliyeti yoktur” diyerek ceza verilmesine yer olmadığı yönünde kararlar verdiğini aktardı. Samsun 2. Asliye Ceza Mahkemesi, ceza verilemeyeceğini karara bağladı. İddiaya göre zaman içinde bu kararlar değişmeye başladı. Mahkemeler Oğuzcan’a çeşitli hırsızlık davaları sonucu hapis cezaları verdi. Cezaların infazı 2020 yılında başladı. Samsun İnfaz Hakimliği, hapis cezalarını içtima ederek birleştirdi.

"HÜCREYE KONULLDUĞU GECENİN SABAHINDA ÖLÜ BULUNDU"

Aralık 2020’de cezaevine giren Oğuzcan’a 2021’de 1 günlük hücre cezası verildi. Epilepsi hastası ve yüzde 93 engelli olan Oğuzcan, aynı gün hayatını kaybetti. Oğuzcan Gürbüzer’in avukatı Kulaksız, cezaevine girdikten kısa süre sonra, Oğuzcan’ın duvara kalemle yazı yazdığı gerekçesiyle disiplin cezası aldığını, bunun üzerine bir günlük hücre cezası verildiğini ileri sürdü. Ancak bu cezanın uygulanabilmesi için cezaevi doktorunun onayı gerektiğini söyleyen Avukat Kulaksız, “Cezaevi doktoru, Oğuzcan’ın hücrede kalabileceği yönünde bir rapor verdi. Hücreye konulduğu gecenin sabahında, Oğuzcan ölü bulundu. Ölüm sebebi epilepsi nöbeti geçirmesi ve dilini yutmasıydı. Yanında biri olsaydı, çok basit bir müdahaleyle hayatta kalabilirdi. Ama hücrede yalnızdı” dedi.

ADLİ TIP: EPİLEPSİ HASTALARI YALNIZ BIRAKILMAZ

Oğuzcan’ın ölümünün ardından Samsun Valiliği, cezaevi doktoru hakkında soruşturma izni vermedi. Avukat Kulaksız, bu kararı Ankara İdare Mahkemesi’ne taşıdı. Bu süreçte Adli Tıp Kurumu 8. İhtisas Kurulu’ndan alınan rapor, olayın seyrini değiştirdi. Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporda, Gürbüzer’in nazal yolu yetmezliği, yarık damak deformitesi, psikiyatrik hastalık tanısı ve epilepsi (sara) hastalığı bulunduğu açıkça kaydedildi. Rapora göre, bu rahatsızlıklara bağlı olarak düzenli ilaç kullandığı da dosyada yer aldı.

"BU KARARIN VERİLMESİ HATALIDIR"

Samsun İlkadım Cezaevi Aile Hekimliği tarafından hazırlanan yazıda, Oğuzcan Gürbüzer için “Bir gün hücre cezası almasında mani yoktur, varsa kronik hastalıkları için düzenli olarak takibi uygundur” ifadelerine yer verildiğine dikkat çeken Adli Tıp Kurumu’nun raporunda şunlar yer aldı: “Nazal yolu yetmezliği, yarık damak deformitesi, psikiyatrik hastalığı ve epilepsi (sara) hastalığı olan bir kişinin tek başına hücreye konulması uygun değildir. Bu kararın verilmesi hatalıdır. Hatalı eylem ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu kanaatine varılmıştır. Ancak kişinin tek başına hücrede değil de koğuşta nöbet geçirmesi durumunda da ölümün önlenmesinin kesin olmadığı değerlendirilmiştir.”

Bu raporla birlikte, doktor hakkında soruşturma açıldı. Ancak yargılama sonucunda, mahkeme doktorun “ölümle illiyet bağı kurulamadığı” gerekçesiyle beraatına karar verdi. Avukat Kulaksız, bu kararı istinafa taşıyacaklarını ifade etti: “Ölümüyle illiyet bağı bulunmasa bile yine de yaşanan büyük bir ihmaldir.”

"CEZAEVİNE DAHİ GİRMEMESİ GEREKİYORDU"

Oğuzcan’ın zekâ yaşı 6 olan bir birey olarak cezaevinde bulunmasının hukuki boyutunu da değerlendiren Av. Kulaksız, “30 yıl civarında ceza aldı. Bu süreçte biz infazın ertelenmesi için başvurduk. Ama bu süreçte çok ağır ihlaller yaşandı. 27 gün sonra da Oğuzcan’ı kaybettik.”

Avukat Kulaksız, cezaevi doktorunun “epilepsi hastalığından haberdar değildim” şeklindeki savunmasını hatırlatarak şunları söyledi: “Kendisi Oğuzcan’a epilepsi teşhisiyle ilaç yazmış. Yani bu hastalıktan habersiz olması mümkün değil. Cezaevi yönetiminin de doktorun da bu bilgiden habersiz olması imkansız.”

"10 SAAT BOYUNCA HÜCRE KONTROL EDİLMEMİŞ"

Maktul hakkında kesin epilepsi tanısı konulmadığını ileri süren doktor, ölüm günü maktule akşam verilmesi gereken ilacın eksik bırakıldığını iddia etti, “Otopsi raporunda sadece Lamictal’e rastlandı. Depakin 48 saattir alınmamıştı” dedi. Doktor, ayrıca cezaevi personelinin 10 saat boyunca hücreleri kontrol etmediğine dair kamera kayıtlarının olduğunu öne sürdü. Mahkeme dosyasına giren ifadelere göre, infaz koruma memurları ise doktorun savunmasına itiraz etti, Gürbüzer’in epilepsi hastası olduğunun herkes tarafından bilindiğini söyledi.