Hilal SOLMAZ / BABAOCAĞI
Beyidoğlu’nun “Geçirgen”i, yüzeylerde birikmiş bu izleri salt fiziksel katmanlar olarak değil, aynı zamanda duygusal ve zamana bağlı katmanlar olarak ele alıyor. Sanatçı, eserlerinde gördüğümüz lekeleri, bozulmaları ve izleri “kusur” olarak değil, yaşanmışlığın, zamanın bıraktığı özgünlüğün ve insan deneyiminin simgesi olarak yorumluyor. Bu yaklaşım, çağdaş sanatın alışılmış estetik anlayışlarını zorlarken, izleyiciyi de alışılmışın ötesinde bir düşünsel yolculuğa çıkarıyor.
Her bir eser, rastlantısal görünse de, içinde bir hikâye, bir anı ve bir duygu taşıyor. Örneğin, duvarda kuruyan boyanın kıvrımları, yerdeki bir kahve lekesi ya da metal yüzeyde oluşan pas tabakası, aslında hayatın izlerini taşıyor; bireysel belleğin ve zamansal geçişlerin somut yansımaları haline geliyor. Bu anlamda “Geçirgen”, izleyiciyi sadece görmeye değil, hissetmeye ve yaşanmışlıkların derinliklerine inmeye çağırıyor.
Sanatçının işlerine yansıyan bu geçişkenlik ve katmanlılık teması, çağdaş sanatın sıklıkla üzerine eğildiği bir mesele: zamana ve mekâna bağlı olarak değişen kimlikler, anılar ve hafıza. Beyidoğlu’nun kullandığı materyallerin dokusundaki incelik, izlerin içinde saklı olan öyküyü görünür kılıyor ve izleyiciyi kendi iç dünyasında bir yolculuğa çıkarıyor.
Art Rooms Galeri ise Girne’nin tarihi dokusuyla uyumlu modern bir mekânda, sadece sergi alanı olarak değil; aynı zamanda disiplinler arası üretimlerin, söyleşilerin ve atölyelerin düzenlendiği bir sanat platformu olarak faaliyet gösteriyor. Mehveş Beyidoğlu’nun “Geçirgen” sergisi, bu zengin sanat ortamında özgün bir ses olarak öne çıkıyor ve Kıbrıs’taki çağdaş sanat sahnesine yeni bir soluk getiriyor.
Sanatseverler, sergiyi haftanın altı günü 13.30 ile 20.30 saatleri arasında ziyaret edebilir; böylece yüzeylerdeki kusursuzluk dışı izlerin yarattığı derin estetik ve duygusal deneyimi yakından keşfedebilirler.
