Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde devam eden ve "deprem fırtınası" olarak adlandırılan sismik hareketlilik, bölge halkında tedirginliğe yol açarken, uzmanlar durumu yakından takip ederek önemli değerlendirmelerde bulunuyor. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, Sındırgı'daki aktivitenin yanı sıra daha büyük risklere işaret ederek uyarılarda bulundu.

Sındırgı ilçesinde sabah saatlerinde 06:16'da 4.7, 06:20 ve 06:21'de 4.2 ve 07:45'te 4.0 büyüklüğünde depremler meydana geldi. CNN TÜRK canlı yayınına katılan Prof. Dr. Süleyman Pampal, bölgedeki durumu "muazzam bir deprem fırtınası" olarak nitelendirdi. Pampal, "Sındırgı pek çok şeyi anlatıyor. 5 dakikada 3 deprem ama 3 ayda da 16 bini geçen deprem etkinliği bu" diyerek bölgedeki sismik aktivitenin boyutuna dikkat çekti. Bu süreçte Sındırgı fayı ve civarındaki çok sayıda tali fayın sürekli olarak kırıldığı belirtildi.

DEPREMLERİN ARKASINDAKİ BİLİMSEL MEKANİZMA

Prof. Dr. Pampal, Sındırgı ve Batı Anadolu'daki bu yoğun hareketliliğin arkasındaki mekanizmayı, yerin derinliklerinden yükselen magmanın, bölgedeki ince ve kırılgan kabuğu zorlamasına bağladı. Bu teorinin, Santorini civarında yapılan ve lavların yüzeye 3 km kadar yaklaştığını gösteren çalışmalarla da desteklendiğini ifade etti. Pampal, bu mekanizmanın sadece Sındırgı ile sınırlı olmadığını, dün Girit'te yaşanan 5.1 ve bugün Kıbrıs'taki 5.7 ve 5.4'lük depremlerin de aynı bölgesel dinamiğin bir parçası olduğunu vurguladı. Kıbrıs yayının, Afrika levhası ile Anadolu'nun sınırını oluşturduğunu belirten Pampal, bu bölgenin de sismik olarak aktif olduğunu ekledi.

"DAYANAMAZSA DAHA BÜYÜK DEPREMLER OLUR"

Sındırgı'daki deprem fırtınasının en kritik etkilerinden biri, kuzey-güney yönlü uzanan Gelenbe Fayı üzerindeki baskıyı artırması olarak gösteriliyor. Prof. Dr. Pampal, mevcut depremlerin Gelenbe Fayı'nı henüz kıramadığını ancak sınıra kadar dayandığını belirtti.

Pampal, durumu şu sözlerle açıkladı:

"Sındırgı fayındaki stres Gelenbe fayına çarpıyor, dönüyor, kıramıyor o fayı ve Sındırgı fayı kuzeyi-güneyi tali fayları sürekli parçalıyor, kırıyor. Ve bu depremleri üretiyor. Ama Gelenbe fayı buna ne kadar dayanır, dayanamazsa maalesef biraz daha büyük depremler olma ihtimali var. Bu 6-6.5'i bulabilir."

"ASIL TEHLİKE 7.5-8.5 ARASI BÜYÜKLÜKTE OLABİLECEK BİR DEPREM"

Prof. Dr. Pampal, Sındırgı'daki riskten daha büyük bir tehlikenin güneyde, özellikle Girit-Rodos hattında biriktiğine dikkat çekti. Bu bölgede tarih boyunca 8.5 büyüklüğüne varan depremlerin yaşandığını hatırlatan Pampal, "Asıl tehlikenin bizim kıyılarımıza gerçi bir miktar uzak ancak Kıbrıs'ı ve Girit-Rodos hattında 7.5-8.5 arası büyüklükte olabilecek bir deprem" olasılığına işaret etti. Böyle büyük bir depremin, dalma-batma zonunda oluşması nedeniyle hem birincil sarsıntı etkisiyle hem de yaratacağı tsunami tehlikesiyle Antalya'dan Çanakkale'ye kadar uzanan Güney Batı Anadolu kıyılarını ciddi şekilde etkileyebileceği uyarısında bulundu.

"TEDBİRLİ BEKLEMEKTEN BAŞKA YAPACAK BİR ŞEY GÖRÜNMÜYOR"

Nagehan Alçı da 'çakma parfümlerden' muzdarip: İstiklal'de yürünmüyor
Nagehan Alçı da 'çakma parfümlerden' muzdarip: İstiklal'de yürünmüyor
İçeriği Görüntüle

Bölgedeki sismik aktivitenin bir enerji boşalması olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Pampal, alttan sürekli beslenen magma nedeniyle yer kabuğunun zorlanmaya devam ettiğini ve bunun yeni fayların oluşumuna bile neden olabileceğini söyledi. Bu nedenle "Bölgeden enerji boşaldı demek doğru değil" ifadesini kullandı. Prof. Dr. Pampal, mevcut riskler göz önünde bulundurulduğunda, "Bir miktar teyakkuzda bir miktar tedbirli beklemekten başka yapacak bir şey görünmüyor" diyerek sözlerini tamamladı.