İBB soruşturması kapsamında tutuklu bulunan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün'ün Silivri'de kıyılan nikahında şahit olarak bulunan CHP lideri Özgür Özel, çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Özel burada yaptığı açıklamada, CHP'nin Mecliste kurulacak Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin komisyona katılacaklarını açıkladı.

Özel "Sayın Meclis Başkanı, nitelikli çoğunluk ile karar almanın benimsendiğini, kararların böyle alınacağını ve bu kapsamda bizim beklediğimiz resmi açıklamanın kendisi tarafından yapıldığını açıkladı. CHP bu komisyona gerekli görevlendirmeleri yapacak. Bu komisyonda görev yapacağız" dedi.

“BU REJİMİN İNSAFINA LANET OLSUN”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevi önünde yaptığı açıklamada, cezaevinde tutulan CHP'li isimlerle ilgili süreci sert sözlerle eleştirdi. Tutukluların düğün, bayram gibi özel anlarında çekilen fotoğraflarının ailelerine ulaştırılmamasını “zulüm” olarak nitelendiren Özel, “Bu rejimin insafına lanet olsun” dedi:

“Bayramda çekilen fotoğraf yanmış dediler. Dijital makinayla çekilen fotoğraf nasıl yanar? 62 gün önceki nikah fotoğrafı hâlâ verilmedi. 2025 yılında karanlık odada fotoğraf tab ediliyor dediler. Bu rejime minnet edenin Allah belasını versin.”

“GELİNİN GÖZYAŞINA MERHAMET GÖSTERMEDİLER, GÖSTERMEZLER”

Tutuklu Gürkan Akgün’ün cezaevinde yaptığı nikâh törenine katıldığını belirten Özel, nişanlısı Sinem Hanım’ın gözyaşlarını anlatarak iktidara seslendi:

“Yıllarca çalışıp emeklisine merhamet göstermeyenler, asgari ücretliyi açlığa mahkûm edenler, bu ülkenin gençlerini yurt dışına kaçıranlar, burada dönüp de bir gelin hanımın gözyaşına mı merhamet gösterecekler?”

“19 MART DARBECİLERİNDEN HESAP SORACAĞIZ”

19 Mart operasyonlarını “saray rejiminin darbesi” olarak nitelendiren Özel, yargılamaların siyasi olduğunu söyledi. Canlı yayınlanacak duruşmalar ve bir an önce hazırlanacak iddianamelerle bu sürecin son bulması gerektiğini vurguladı:

“Yargılama TRT’den canlı yayınlansın. Herkes iftirayı da görsün, gerçeği de. Beyaz Toroslar’ın yerini alan Ak Toroslar çetesinin yakamızdan düşmesini istiyoruz. Ama merak etmesinler, ne zaman düşerlerse biz de düştükleri yerde bulacağız.”

“İMZA ATAN EVİNDE, ATMAYAN İÇERİDE”

Özel, içerideki birçok ismin iftiraya zorlandığını, bazı isimlerin baskı sonucu imza attığını, atmayanların ise hâlen tutuklu olduğunu söyledi:

“Ekrem Başkan, ‘İmza atmayın, bedelini ben öderim’ demişti. Ama kim imza attıysa evinde, kim direndiyse içeride. Eşinden ayrı geçirdiği ilk geceyi içeride geçirenler onlardır.”

“BİZ HER YERDEYİZ, ONLAR YERİN YEDİ KAT ALTINDA”

CHP lideri, tutuklu CHP’li isimlerin ve ailelerinin moralini yüksek bulduğunu belirtti. Mücadelelerinin devam edeceğini söyleyen Özel, siyasi iktidarın moralmen çöktüğünü dile getirdi:

“Bizim arkadaşlarımızın morali yerin yedi kat üstünde. Sarayda oturanların, adalet sarayını işgal edenlerin morali yerin yedi kat dibinde. Biz kazanacağız, kötülük kaybedecek.”

“TRT SUSUYOR, ANADOLU AJANSI İFTİRA ATIYOR”

Medya üzerinden yürütülen itibarsızlaştırma kampanyasına tepki gösteren Özel, kamu kurumlarının partizanlaştırıldığını ve halkın haber alma hakkının gasp edildiğini söyledi:

“TRT yok, Anadolu Ajansı iftira yayıyor. Atatürk’ün ajansını bu hale getirdiler. Ellerinde bir çubukla A Haber’de anlatıyorlar. Ama hadi bakalım, yazın bakalım bir kağıda. Somutlaştıramazsınız.”

“İDDİANAME YAZAMIYORLAR ÇÜNKÜ İFTİRALAR BOŞ”

Özgür Özel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Savcılar bu ifadeleri değerlendirmeli” sözlerine yanıt verdi. İftiralarla dolu dosyaların iddianameye dönüştürülemediğini söyledi:

“Bu kadar iftirayı yazıp da kağıda dökemiyorlar. Çünkü somut yok. CNN 'parasını ödemedi' diyor, ama iddianamede tarih, saat, yer yazamazsan çöker. Şimdi iddianame yazılamıyor çünkü ellerinde sadece iftiraname var.”

“YILMAZ TUNÇ’A SESLENİYORUM: TARİHİ CESARET GÖSTER, DESTEKLEYECEĞİM”

Özel, Adalet Bakanı Tunç’a doğrudan çağrıda bulundu. HSK’nın başkanı olarak, hukuksuzluklara karşı adım atması halinde destekleyeceklerini söyledi:

“Sen bu çetenin üzerine git. Tarihi bir cesaret göster. Ana muhalefet lideri olarak tam destek vereceğim. Ama laf çakmakla olmaz. HSK’nın başkanısın, gerekeni yap.”

“AK TOROSLAR ÇETESİNİ BİZ YARGILAYACAĞIZ”

İddianame sürecinin ardından, siyasallaşmış yargı kadrolarının ve zorla iftira attıranların yargılanacağını belirten Özel, sürecin sonunda hesap sorulacağını söyledi:

“Bu Ak Toroslar çetesi bir gün yargılanacak. Hakim, ‘Beni evladımla tehdit ettiler’ diyen ifadeye yeni soruşturma açmak zorunda kalacak. Biz o günü bekliyoruz.”


Özel'in konuşması şu şekilde:

19 Mart darbesinden beri Gürkan Akgün burada. Sinem Hanım nişanlısı olarak ve avukatı olarak neredeyse her gün burada. Bugün de bir nikah törenine şahitlik ettik.

Hatırlarsınız bundan 62 gün önce yanımda Filiz Hanım vardı. Buğra Gökce'nin hayat arkadaşı, o gün evlendiler. Buradan şunu söyleyeyim. Dışarıda planlanan nikahların Silivri'de yapıldığı günlerdeyiz. 62 gün önce çekilen nikah fotoğrafı henüz yok, verilmedi.

Bundan 4 ay önce Ekrem Başkan'la bizim çekilen bayram fotoğrafımız da verilmedi. Bizim bayram fotoğrafımıza aylarca yok, orada, burada geliyor dedikten sonra yanmış dediler. Dijital fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekiliyor.

Fotoğraf yapmış arkadaşlar. Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı, Atatürk'ün kurduğu partinin genel başkanıyla 1. Cumhurbaşkanı Atatürk'ün milletimiz takdir ederse gelecek seçimlerden sonra makamında görev yapacak olan Cumhurbaşkanı adayımızın bayramın 1. günü çektirdiği fotoğrafa yandı diyecek küstahlıktalar. Bakanlıktan en son o fotoğraf yanmış. İsterseniz genel başkan bakan beyle konuşsun diyorlar. 62 gün önce çekilen nikah fotoğrafı tapta arkadaşlar, tab ediliyor.

Karanlık odada tab ediliyor fotoğraf. Dijital makineyle fotoğraf çekiliyor. Aileye fotoğraf taba gitti, çıkınca vereceğiz diyorlar. Eskiden fotoğrafı çektiriyordunuz, karanlık odadan ertesi gün çıkıyordu fotoğraf. Adalet ve Kalkınma Partisi 23 yıldır iktidarda.

Bakarsanız onlar gelmeden önce memlekette buzdolabı yoktu...

Onlar gelmeden önce memlekette radyo yoktu, televizyon yoktu. Bugün gelinen noktada 24 yılın sonunda 2025 yılında fotoğraflar tap ediliyor arkadaşlar 62 gündür.

Bugün de Gürkan'la Sinem'in aileleriyle birlikte törenlerine katıldık. Fotoğrafları, fotoğrafları bakalım ne zaman alacağız.

"BU REJİMİN İNSAFINA LANET OLSUN"
Ama insanların en mutlu gününün, en önemli anının cezaevinde de olsa fotoğraflarını dahi onlardan sevdiklerinden esirgeyen ve 60 gündür içerideki hiçbir arkadaşımıza açık görüş fotoğraflarını vermeyen bu rejime lanet olsun.

Bu rejimin insafına lanet olsun. Ne yapacaklardı? Gerçi böyle şeylere şaşırınca sonradan üzülüyorum. Ne yapacaktı? Bugün Sinem'in gözyaşlarına, Filiz'in gözyaşlarına merhamet mi göstereceklerdi? Yıllarca çalışıp emekli olan emeklisine merhamet göstermeyip onu aç sefil bırakanlar, asgari ücretlisini açlık sınırının altında çalıştıranlar, bu ülkenin gençlerinin geleceğine kıyanlar, burada dönüp de gelin hanımların gözyaşlarına mı merhamet gösterecekler?

"ONLARA MİNNET EDERSEK ALLAH BELAMIZI VERSİN"
Onlara minnet edersek Allah belamızı versin. Bu kadar açık söylüyorum. Bu rejime minnet edenin Allah belasını versin. Bu kadar net söylüyorum. İçeride bir kez daha bu rejime karşı, bu saray rejimine karşı, 19 Mart dikta rejimine karşı, 19 Mart darbecilerine karşı bir kez daha bilenerek çıktım. Bu da onlara bundan sonra dert olsun. Ve bundan sonraki süreçte, bundan sonraki süreçte artık tutuksuz yargılama dışında bundan sonraki süreçte canlı yayınlanan ve tamamı canlı yayınlanan duruşmalar dışında ve bir an önce yazılacak ve yazılacak bir iddianame ve yakamızdan düşecek bu beyaz Toroslar, Ak Toroslar çetesinin yakamızdan düşmesi dışında bir beklentimiz, bir talebimiz yok.

Bu Ak Toroslar ne zaman iddianameyi yazacaklar yakamızdan düşecekler. Ha sonra ben onları düştükleri yerde bulacağım günü gelince. Hiç merak etmesinler. Ama ne zaman ki iddianame, ne zaman ki mahkemeyle birlikte...

Yargılama, ne zaman ki TRT'den ve diğer televizyonlardan canlı yayın millet iftirayı da görecek, gerçekleri de görecek.

Bunun dışında içeride milletvekili olduğu ve sadece döneminin milletvekilliği görev süresince işlediği bir suç iddia edilen birisinin Ankara'daki milletvekilleri soruşturma şubesince soruşturması gerekirken yetki gaspıyla yani oranın dahi yetkine saldıran, meclise saldıran birilerinin içeride tuttuğu Aykut Erdoğdu da orada.

Doktora gitmek için kelepçe zulmüne, nakil zulmüne, 50 derece sıcakta nakil zulmüne katlanmak istemeyen birçok arkadaşımız da orada.

Bir gözümüz kulağımız Murat Çalık'ta. Bir gözümüz Fatih Keleş'in ki yarın kendisini ziyaret edeceğim. Esir olarak tutulan 26 yaşındaki pırıl pırıl evladı Mustafa da.

Bir gözümüz ki yine yarın ziyaretine gideceğim. Sırf istedikleri iftirayı atmadığı için Düzce'de tutulan Pınar'da. Bir gözümüz Afyon'da yine iftira atmadığı için evladının babasının 6 saatlik seyahatlerine rağmen onlarla görüştürülmeyen Fatoş hanımlarda da ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı olarak 2 milyon üyemiz adına, 15,5 milyon kişinin aday gösterdiği 23 Mart Büyük direnişi adına bu milletin vicdan sahibi herkese adına her yerde olmaya devam edeceğiz.

Birazdan dün bir trafik kazası geçiren Muğla milletvekilimizi Çağlayan'daki ameliyat beklediği hastanede ziyaret edeceğim. Hayati tehlikesi yok. Vefat haberi doğru değil. Onu da birinci ağızdan duyurmak isteriz.

Ayrıca bundan sonraki süreçte herkes şunu bilsin. Zaman zaman çok geniş bir alanda yetiştiğimiz oluyor, yetişme yetişemediğimiz oluyor.

26 gündür son Saraçhane mitingimizden sonra tutuklu bulunan dördü kadın arkadaşlarımız var. Silivri'de tutulan onu avukatlarımız, milletvekillerimiz ziyaret ediyor. Ben de önümüzdeki günlerde öğrenci arkadaşlarımızı ziyaret edeceğim.

Dimdik ayaktayız. Hepimizin morali son derece yüksek. Cunta panik halinde. Ak Toroslar çetesi dağılmış durumda.

Eğitim üzerinden vurgun iddiası: 100 milyonluk alım, müdüre 700 bin liralık transfer!
Eğitim üzerinden vurgun iddiası: 100 milyonluk alım, müdüre 700 bin liralık transfer!
İçeriği Görüntüle

Bir iddianame yazacaklar. Elleri ayaklarına karışmış durumda. Çünkü hep söylüyordum. Bugün iftira attırıyorlar. Yalanlamak bize düşüyor. Bugün onlar söylüyor, biz doğrusunu söylüyoruz. Onlar atıyorlar yalanı TRT'den.

Allah yokluğunu göstermesin diyeceğim ama yok yine bak. Biz yayın yapsın diyoruz, TRT yine yok. Anadolu Ajansı'nı kullanarak, Anadolu Ajansımızı kullanarak. Atatürk'ün ajansı. TRT'mizi kullanarak ama oraları işgal ettikleri partizanca tutumlarla kötü yöneterek iftiralar atıyorlar.

O günden bugüne attıkları dünya kadar iftiranın birini ispatlayabilmiş değiller. Şimdi itirafçı diye iftira attırdıklarının kağıtları önlerinde birbirlerine bakın. Ak Toroslar çetesi birbirlerine sinkaflı birbirine girmiş durumdalar.

"Aldırdım bu ifadeyi. Yazdırmışım bunu. Hadi bunu buradan bağla da göreyim" böyle kavga ediyorlar.

Daha dün, daha dün şaşırıyorsanız hiç şaşırmayın arkadaşlar. Birbirinize diyorsunuz ya. Ona onu yazdırmışım. Bunu bunu yazdırmışım. Gelsin o. İşte birbirinizin adını söylüyorsunuz.

Şimdi ben söylemeyeyim. Bu ifadeyi nasıl aldıysa bunun bağını o kursun bakalım. Vardır bir bildiği diyor. Yok onun bir bildiği. Onun aklı başında değil. Hep söylüyorum buradan. Yok onun bir bildiği. Karman çorman yaptılar. Şimdi iddianame gelecek.

Biz onları yargılamaya başlayacağız. Bu kadar ispatlanamayacak iftirayı, yalanı hani attırdın ya. O ona yapmış. Bu bunu duydum. Hadi bakalım şimdi. Yazacaksın somuta dönecek. Somuta öyle şey gibi değil. TRT'de iki gece konuştur. A haberde elinde çubukla anlattır. CNN'de bilmem ne yaptır. Hadi bakalım yaz bir kağıda. Somut ispatla. Biz de o iddianame üzerinden bu Ak Toroslar çetesini yargılayacağız. Şimdi birbirleriyle kavga ederken dün birinin ağzından küfür kaçmış. Sinkap çıkmış. Gelsin yapsın bakalım bunu burada diye birbirlerine girmişler. Ak Toroslar çetesinin moralleri bozuktur. Saray rejimi tükenmiştir.

19 Mart darbecileri kaçacak delik aramaktadırlar. Ben buradan hepsine şunu söylüyorum. Bakın size dert olsun.

Gelin Hanım nerede gelin Hanım? Gel, gel. Bak bizdeki morale bak sen kendi haline bak. Gel. Gelin, gelin var, damat var, çiçek var. Moralimiz yüksek.

Aday var, ofis var, sandık var. Moralimiz yüksek. Karşımıza çıkamayanlar düşünsün. Karşımıza çıkamayanlar. 62 gün önce Filiz Hanım buradaydı. 62 gün sonra Sinem Hanım burada. Eşleri içeride ama dimdik ayaktalar. Ant olsun ki biz kazanacağız, kötülük kaybedecek. Hepinize söz veriyorum. İyilik kazanacak, güzellik kazanacak, masumiyet kazanacak, haklılık kazanacak. Biz kazanacağız. Kötüler, çeteler, cuntacılar kaybedecek. Bizim içerideki arkadaşlarımızın moralleri beklediğinizin çok üstünde, yerin yedi kat üstünde. Sarayda oturanlar, Çağlayan Sarayı'nda da oturanlar sözde Adalet Sarayı'nda. Tabii içlerindeki namuslu hakimleri savcıları tenzih ederim. Ak Toroslar çetesini kastediyorum. Kaçak Saray'da oturanlar da moralmen yerin yedi kat dibinde. Biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız.


Soru: "CHP'li belediyelere yönelik soruşturmalarla alakalı Sayın Adalet Bakanı Tunç'un bir beyanatı oldu. Ortak ortada MASAK raporları, itirafçıların, kendi arkadaşlarının verdiği beyanlar var. Cumhuriyet savcısının o itirafları, itirafçıların verdiği beyanları değerlendirmemesi suç olur dedi. Bununla ilgili bir cevabınız olacak mı?"


"Yani bir yerde bir etkin pişmanlıktan yararlanan varsa onu değerlendirme ben demiyorum. Yılmaz Tunç niye diyor bilmiyorum. Önemli olan, şimdi diyorsun ya 'benim dediğim gibi ifade ver, evine çocuğuna kavuş'. İmza atanlar evinde, ev hapsinde. Atmayanlar burada. Eşinden ayrı geçirecek evlendiği ilk geceyi. İmza atmayanlar burada, atanlar evinde. Evladıyla, çoluğuyla çocuğuyla tehdit edilip iftiraya zorlananlara Ekrem başkan atın imzayı, ben öderim bedelini demişti zaten. Ama o kadar çok şeyi alanı bir araya getirdiler ki, biraz önce anlatmaya çalıştım, Yılmaz Bey'e de giden bilgi o. Bakın benim söylediğimle Yılmaz Bey, biz Yılmaz Bey'le ne nasıl olmuş? Yani kalp kalbe mi karşıymış? Veya tevafuk mu olmuş? Aynı şeyi konuşuyoruz aynı gün. O da diyor ki 'şimdi iddianame yazılamama sorunsalıyla karşı karşıyayız arkadaşlar.' Açık söylüyorum. Sayın Bahçeli'nin söylediği, MHP'li hukukçuların söylediği, vicdanlı AK Partili milletvekillerinin, hukukçuların söylediği bir şey var. 'Tadı kaçtı.' Ne dedi Devlet Bey? 'Tavı kaçtı' dedi. Tavı toprak tava gelir ya. Bir şey ekersin tohumu. Toprak tava gelirse bir şey yeşerir. 'Tavı kaçtı artık bu işin' diyor. Bu kadar uzun diyor tutukluluk ve iddianame yazılmaması tavı kaçan soruşturmalar. Gece gündüz çalışıyorsunuz yazın da çıkarın diyor. Şimdi bunlar gün 48 saat olsa iddianame yazamıyorlar. Eylül'e kadar yetiştireceklerdi güya. Dün kendi ifadeleri 'seneye Eylül'e kadar yazsan yazılmaz bu iddianame. Ne yapacağız biz?' diyor. Çünkü fevkalade koordinasyonsuz bir şekilde bir şımarıklık bir gözü dönmüşlükle. Birisine tamam dediğiniz gibi ifade vereceğim deyince bir sürü iftira attırdılar. Ama iftiraların, Yılmaz Bey'in de 'Ne yapsın?' diyorlar. 'Bunları görmezden gelemez' çünkü bir iddia bu. Bu kadar iftiranameyle bu iddianame yazılamaz. Şimdi bu iftiraname bir yere bağlanması lazım. Siz şimdi bana bir şey iddia ediyorsunuz. Diyorsunuz ki 'Özgür Özel dün şu restoranda oturdu kahve içti parasını ödemedi.' Sen bunu şimdi bir restoranda oturup parasını ödemediğini iddia eden birisi var diyorsun. CNN 'Parayı ödememiş, parayı ödememiş' diyor. A Haber 'Parayı ödemeyen Özgür Özel'e yazıklar olsun' diyor. Ama iddianame çıkınca sen bana yazacaksın. Hangi gün, hangi tarih, hangi saat, hangi restoran. Ben de sana o tarihte o saatte nerede olduğumu ispatlayacağım sen çökeceksin. İddianame bu yüzden yazılamıyor. Yılmaz Tunç'un dediği ne yapsın dünya kadar etkin pişmanlık hükümleri var bunlardan da yararlanmaması düşünemez diye aslında hiç haz etmediği Akın Gülle 'Hadi yaz bakalım' diyor. 'Hadi yaz iddianameyi' diyor. Onları sakın dışarıda çünkü diyorlarmış ki 'Bazılarını tutarsız görün dışarıda bırakmalıyız iddianame yazmak için'. 'Değerlendireceksin' diyor. Aslında günahı kadar sevmediği, haz etmediği, yetki aşımı yapan, kendi meslektaşlarını ezen, olmayan, anayasada bulunmayan Türkiye Başsavcılığı yetkisini kullanan birisine güç zehirlenmesiyle 'Yaptım bunu yaptım bunu ne beni taktın ne başka savcıları taktın. Hadi bakalım o kadar iftira mı önünde yaz iddianameyi' diyor. Dün de o iddianamenin yazılamayacağını kendi aralarında 'Nasıl olacak bu?' En son başlamışlar 'Bu ifadeyi alan bilmem kim gelsin yazsın şimdi bunu.' diye. Çünkü gözü dönmüş iş yapmışlar. Yılmaz Bey aynı duygudayız. Bu arkadaşların yaptığı iş değil. Ama sen de HSK'nın başkanısın. Bence olmamalısın. HSK Başkanı Adalet Bakanı olmamalı. Ama kaçamayacağım bir şekilde başkanısın. Ben de geçen hafta evlatla tehdidi, eşle tehdidi sürekli tutuklu kalmayı, uzun cezalar alma tehditleriyle iftiraya zorlananların Aktoroslar çetesi tarafından yapılan bu işlerin beyanlarına istinaden HSK'ya başvurdum. Şimdi sizin bunları soruşturup gerekli işlemi yapmanız lazım. Öyle laf çakmaktan olmaz. 'İddianame yazamıyorsun ne oldu bak' demekten olmaz."

O iddianame yazılacak, masanın üstüne gelecek, esas yargılama başlayacak. Biz Aktoroslar çetesini yargılayacağız, zorla iftira attıranları yargılayacağız. O gün o iftira attırdıklarının bir kısmı da bu iftirayı, ki kanun çok açık, kendi rızasıyla olacak. Çıkıp da hakim derse ne olacak? Beni evladımla tehdit etti de ondan attım o imzayı. Bu sefer hakim bu iddia karşısında yeni bir soruşturma başlatacak. O zaman bakalım izin vereceğiniz mi vermeyeceğiniz mi Aktorosların pamuk ipliği gibi çözülüp çözülmemesi. O yüzden onlar düşünsün bundan sonra. Elbette ben Adalet Bakanı benim asker arkadaşım. Aynı birlikte görev yaptık. Farklı rütbelerdeydik ama aynı komisyonda görev yaptık. O iktidar milletvekili ben muhalefetteydim. Birlikte görev yaptık. Ben kıdemli grup başkanvekiliydim o yeni grup başkanvekiliydi. Şimdi bakanlık nasip oldu. Kimin ne gün nerede olduğu değil yastığa başını koyunca hesap verebilir vicdana vermediği. Ben Yılmaz Bey diyorum ki tarihi bir cesaret göster şu çetenin üstüne sen git ana muhalefet lideri olarak tam destek arkanda duracağım. Yeter ki şu nefret ettiğin Aktorosları dağıt geç. HSK'nın başkanısın.