CHP İstanbul İl Yönetimi'ne, tartışmalı bir kararla Gürsel Tekin kayyum olarak atandı. Gürsel Tekin, bugün (8 Eylül) saat 12.10’da CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda olacağını açıkladı. Dün gece saat 23.00’te CHP Gençlik Kolları, İstanbul İl Başkanlığı’na destek çağrısında bulundu.

Bu çağrının ardından İstanbul Valiliği, altı ilçede üç gün süreyle eylem yasağı ilan etti. CHP İstanbul İl Başkanlığı da polis ablukasına alındı.

İl Başkanlığı’na destek için gelen vatandaşlar içeri alınmazken polis, dokunulmazlığı bulunan milletvekillerinin bile binaya girişine izin vermedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir açıklama yaparak herkesi “baba ocağına” sahip çıkmaya çağırdı ve il başkanlığında anayasal hakların kullanılmasına destek verdi.

Vatandaşlar, CHP İstanbul İl Başkanlığı’na gelmeye başladı. Birçok kişi barikatları aşarak binaya ulaştı.

Sabah saatlerinde polis, il başkanlığı önüne onlarca yeni barikat yerleştirdi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada sokak çağrılarıyla olayların provoke edildiğini savundu. Yerlikaya, “Sokak çağrıları yaparak kamu düzeninin ve milletimizin huzurunun bozulmasına, sokakların provoke edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise Yerlikaya’ya şu sözlerle yanıt verdi:

“Ne ben ne de partimden bir başka yönetici, insanları sokağa ya da şiddete davet etmiyor. Devletin polisini vatandaşla karşı karşıya getirmeye çalışan sizlersiniz! İl başkanlığımız, Cumhuriyet Halk Partililerin baba evidir. Evimizi ablukaya almak, haneye tecavüzdür.”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da CHP İstanbul İl Başkanlığı önündeki olaylar ve sosyal medyadaki paylaşımlar nedeniyle adli soruşturma başlatıldığını duyurdu.

CHP’li birçok milletvekili Ankara’dan İstanbul’a geldi.

CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde yüzlerce vatandaş ve CHP’li nöbet tutmaya başladı. İl Başkanı Özgür Çelik de binayı terk etmiyor.

Ali Erbaş tepki çeken hutbelerin sorumlusunu açıkladı
Ali Erbaş tepki çeken hutbelerin sorumlusunu açıkladı
İçeriği Görüntüle

CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP Genel Başkan Yardımcısı Denzi Yavuzyılmaz, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ve birçok milletvekili il başkanlığına geldi.

CHP’li Başarır, bina önündeki nöbet sırasında canlı yayına geçti.

Başarır, yoğun yağışa rağmen vatandaşların ve CHP üyelerinin alanı terk etmediğini vurguladı.

Denzi Yavuzyılmaz, "Vekillerimiz hem burayı sakinleştiriyor hem de içeriye giren izinsiz giren, girme hakkı bulunmayan sivil polisleri dışarıya çıkarıyorlar. Bu provokasyonlara gelmeyeceğiz ve burada Cumhuriyet Halk Partisi'nin haklılığını, sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Biz de milletvekilleri olarak şu anda burada İstanbul İl Başkanlığı binasının hemen önünde, siper olmuş durumdayız. Ani bir müdahaleye karşı şu anda haklarımızı savunmak için bir arada bir zincir oluşturmuş durumdayız" dedi.

Suiçmez, "Gün ışıdı geceden beri herkes dünden beri burada. Burada olmaya devam ediyor. Bu yapılanların hukukla hiçbir alakası yok. Onun altını defalarca çizmek istiyorum. Buraya bugün polisin müdahale etmeye bir hakkı yok. Çok açık net bir biçimde provoke etmeye çalışıyorlar. Nitekim sıkça sivil polisler binaya girmeye çalışıyor ve onları biz dışarıya çıkarıyoruz. Bahçenin ötesine, il binasının dışına çıkarıyoruz. Dolayısıyla bir yandan sakinliğimizi muhafaza ediyoruz Bir yandan birlik beraberlik ve dayanışmamızı da sürdürerek burada demokrasi mücadelesi vermeye devam ediyoruz. Ben buradan tüm vatandaşlara, örgütümüze gönülden teşekkür ediyorum. Çünkü bu artık bir hak, hukuk, adalet mücadelesi. Bu artık bir demokrasi mücadelesi. Bu artık demokratik laik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti devletine sahip çıkma mücadelesidir. Dolayısıyla biz burada beklemeye, il binamızı, il başkanımızı, müdafa etmeye devam edeceğiz" dedi.

CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğul, "Yapılmaya çalışılan darbeye karşı tüm gücümüzle direnmeye devam ediyoruz. Hep beraber örgütümüzle birlikte, partililerimizle birlikte, demokrasiye inanan tüm halkımızla birlikte direnmeye devam ediyoruz. Bir kaç binaya girmeye yönelik girişimler gerçekleştirmeye çalışıldı. Onlar geriye püskürtüldü şuan için. Direnmeye devam ediyoruz. Hep beraber bu hukuksuzluğa ve bu faşizme dur diyeceğiz" dedi.

CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, "Bugün demokrasiye sahip çıkma günü. Bugün partimize sahip çıkma günü. Bugün Türkiye'ye sahip çıkma günü. Hangi şartlarda, hangi koşullarda olursa olsun kazanan sonuçta örgütümüz olacaktır. Kazanan halkın iradesi olacaktır. Evet burada gergin bir bekleyiş sürüyor, devam ediyor. Ama gördüğünüz gibi partililerimiz burada İstanbul'lu hemşehrilerimiz burada, milletvekillerimiz burada. Ne olursa olsun geçit vermeyeceğiz. İstanbul İl Başkanlığımızı kayyuma teslim etmeyeceğiz. Bunun için de ne gerekiyorsa yapacağız. Göreceksiniz ki, dediğim gibi kazanan örgütümüz olacak. Kazanan Türkiye olacak. Kazanan demokrasi için mücadele edenler olacak" dedi.

CHP Şanlıurfa Milletvekili Tanal "Efendim bugün günlerden pazartesi günü. Okulların açıldığı gün. Emniyetin tüm yolları kapatması nedeniyle, maalesef dikkat edin tüm yollar kapalı. İstanbul'da trafiği, okulların açıldığı pazartesi günü allak bullak eden emniyet yaptı maalesef. Şimdi ne yapmaya çalışıyorlar? Kırk yıllık avukatım ben. Kayyum meselesi bir ihtiyati tedbir kararıdır. İhtiyati haciz kararıdır. İhtiyati tedbirdir. Yani bu binada, yukarıda işte yağmur yağıyor. Yağmur suları aşağı katlara geldiği zaman ne yapılır? O yağmur suları nedeniyle onun önlenmesi için tedbir kararı açıldığı zaman icraya konulur. Ödeme emri gelir ve yedi gün içerisinde itiraz etme hakkı var. Ancak öyle gelinebilir. Şimdi burada icra memuru yok, halen yok. Davayı açan davacı da yok ama emniyet var. Bu davayı açan emniyet mi? Bu davayı açan valilik mi? Bu davayı açan İçişleri Bakanı mı? Bu davayı açan kim? Bunu polis de icraya koyamaz. Bunu vali de koyamaz. Bunu emniyet de koyamaz. Bunu İç İşleri Bakanı da koyamaz. Burada davayı açan Özlem icra müdürüne davayı açar. Yedi günlük bir itiraz süresi var. İcra memuruyla birlikte gelir. Der ki böyle bir karar var. Ben bu kararı infaz edeceğim. Ama polisin bu şekilde yapması kanunsuz bir emirdir. Anayasa ihlal suçu işleniyor ve bu kanunsuz emri yerine getirenler de bundan mesuldür. Ama şunu söyleyin. Bir vatandaşın, işçiler mesela bu kadar ekonomik kriz var. Konkordato'ya gidenler var. İflas kararını alan şirketler var. O şirketlerden alacağı olan işçiler ihtiyati tedbir kararı alıyor. Ya bu kadar polis gidiyor mu ihtiyati tedbir için? Bu kadar polis gidiyor mu? Bu kadar araba gidiyor mu? Bir gün öncesinden orası, gidip polisle ablukaya alınıyor mu? Bu geceden beri biz buradayız. Geceliğin nerenin hasılat tedbiri yapılabilir? Geceliğin nerenin hasılat haczı yapılabilir? Ya bu geceden beri sivil kıyafetle polislerle on beş yirmi kişiyi biz binadan dışarı çıkardık. Sen görev kartın var mı kardeşim? Yok. Hangi yetkiyle siyasi partiye sen kalkıp, sivil kıyafetle girip çıkıyorsun, fotoğraf çekiyorsun? Bunları biz burada yakaladık dışarı, çıkardık. Yani onun için güya bir süre biliyoruz. Ne olur? Polis güya diyoruz kanunun bekçisidir diyoruz. Efendim, bir hukuka aykırılık varsa karakola sığının diyoruz. Polis suç işlememesi lazım ama içeride o sivil kıyafetlerle girip girmeleri suç işliyorlar ve bu olay tamamen suç. Bunun davacısı İçişleri Bakanı değil. İçişleri Bakanı'nı ilgilendirmiyor. Valiyi ilgilendirmiyor. Emniyeti ilgilendirmiyor. Cumhurbaşkanı'nı ilgilendirmiyor. Bunlar niye taraf oluyorlar? Yani buradaki tedbir kararı kimin menfaatine? Her halde bu tedbir kararı AKP'nin menfaatine ki bunun üzerine tepişiyorlar. Yani kayyumların dan daha çok İçişleri Bakanı'na valilik bu infazı sağlamaya çalışıyor" dedi.

CHP’li milletvekilleri, CHP İstanbul İl Başkanlığı önündeki kalabalığa karışıp binaya girmeye çalışan sivil polisleri tespit etti.

O polisler içeri alınmadı.