Otorite kabul etmeyen, bütün kurallara karşı Burcu ile orta yaşlı, kendisine küçük bir dünya kurmuş olan Nurettin’in arasında geçen çatışmalarla yüklü bir hikâye olan “Kahvaltıya Kalsana”, 26 Kasım 2025 Çarşamba günü 20.00’de Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde ilk gösterimini yapıyor.

Adam grubunun solisti Mykhailo Klymenko yoğun bakıma kaldırıldı
Adam grubunun solisti Mykhailo Klymenko yoğun bakıma kaldırıldı
İçeriği Görüntüle

Oyunun Konusu:

Üç kişilik bir sahne güldürüsü olan "Kahvaltıya Kalsana", Ray Cooney ve Gene Stone tarafından 1970 yılında yazılan "Why not Stay for Berakfast?" adlı yapıtın bir uyarlamasıdır... Oyun, kimileri için artık köhneleşmiş sayılan değerlere sıkıca tutunarak yaşamaya çalışan "istikrar abidesi" devlet memuru Nurettin Kavak ile, henüz hangi değerlere sarılacağına bile tam olarak karar veremeyecek bir yaştayken, anne olmak durumunda kalan Burcu Güvenir'in trajikomik karşılaşmasını anlatır. Ülkemizde yaşanan sosyal ve kültürel alt-üstlüğün naif bir yansıması olarak ele alınan oyunda, Burcu ve Nurettin'in öyküsüyle sevginin, iyiliğin, değişebilme ve değiştirebilmenin umudu ve sevinci aktarılmaya çalışılır...

Afiş-1

"ÇAY KOY, BAŞTAN BAŞLIYORUZ!" DEMEYİ SEÇTİM...

Oyunun yönetmeni Ragıp Yavuz, “Kahvaltıya Kalsana”yı şöyle anlatıyor:

“Ben "Kahvaltıya Kalsana" ile, "Çay koy, baştan başlıyoruz!" demeyi seçtim... Ne demek, "Baştan başlamak?".. Sınıf çatışmalarının, siyasal rejimlerin, ideolojilerin, yaptırımların, yönelimlerin filan değil, bunların tümünün "öznesi" olan "insan"dan başlamak demek... En başa, yani "insan"a dönmek demek... İşte bu kadar basit... Ve "basit" olanın gücüne inanmak demek... Tiyatronun ve tiyatrocunun hiç de yabana atılamayacak bir gücü var... Ama açıkça görülüyor ki, bu güç, ne bugün, ne de geçmişte, iktidardaki ya da muhalefetteki siyasi partilerin veya emek örgütlerinin kurulmasına, yok olmasına veya yeniden yapılanmasına yetmiyor, yasa çıkartmaya, yasak koymaya, yasak kaldırmaya, kararname yayınlamaya yetmiyor... Böyle bir gücü de yok tiyatronun, misyonu da... Ama seyirci koltuğundaki bireyleri etkileme gücü hayranlık verici... İşte bu nedenledir ki, "insan"dan başlamak halâ ve her zaman mümkün ve gerekli bence... Biliyorum ki, sosyal ve politik olaylara bağlı olmayan ve onları hiçe sayan bir olay, içinde gerçek ve geçerlilik barındırmayan bir olaydır... Ama sanatın işlevi, insanlara daha yaşanası bir dünya önerme ile sınırlı tutulabilir mi?.. İzleyicimize, salt daha iyi ortak bir dünya yaratma girişimlerinde değil, özel acılarında ve karmaşalarında da yalnız olmadıklarını anımsatmak ve onları buna ikna etmeyi denemek de bir görev olmalı diye düşünülemez ve denenemez mi?.. İşte ben de şimdi bunu yapıyorum... Deniyorum... Mutlak başarılı olacak diye yola çıkılan bir deneme değil bu... Ne demiş mesleğin bir başka ustası: "Hep denedin, hep yenildin... Olsun... Yine dene, yine yenil... Daha iyi yenil..." Zaten günümüzün akılcılığıyla yaşamak kadar büyük çılgınlık var mı ki?

Ben bu oyunu çalışırken, bata çıka kişiliğini arayan "Burcu" ve güvenli sularda yüzmenin istikrar abidesi "Nurettin"le buluştuğumda, sevginin, iyiliğin, değişebilme ve değiştirebilmenin umudunu ve sevincini buldum... Ve ait hissettiğine ait olmanın anlamını... İşte bu nedenle seyircimize de önerim odur ki; çay koyun ve baştan, yani insandan başlayın... Oyun bu sözü önermeyi ne kadar beceriyor, ya da becerebilecek?.. Bilmiyorum... Göreceğiz... Ama; eninde sonunda; "Seyircinin hükmü kesindir, temyize gitmez..." Boynumuz kıldan ince...

"Kahvaltıya Kalsana"yı, bu naif güldürü ile yaşadığım sabırlı ve kahırlı günlerin can dostları Misak ve Anta Toros'un değerli anılarına armağan ediyorum... Huzur içinde uyusunlar... Saygıyla...”

Dekor ve kostüm tasarımını Barış Dinçel’in, ışık tasarımını Murat Özdemir’in, efekt tasarımını Erhan Aşar’ın, hareket düzenini Yasemin Gezgin Yavuzcan’ın yaptığı, fotoğraflarını Ahmet Çelikbaş’ın çektiği oyunda Can Ertuğrul, Derya Çetinel, Kamer Karabektaş rol alıyor.

Oyun, 26-29 Kasım 2025 tarihleri arasında Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.