TBMM, dün yine doğayı ve yaşam alanlarını tehdit eden yasa teklifleriyle gündemdeydi. AKP tarafından sunulan ve enerji ile madencilik faaliyetlerinin önünü açmayı hedefleyen torba yasa, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı. Yasa, başta zeytinlikler ve ormanlık alanlar olmak üzere pek çok doğal alanı sermayeye açmayı amaçlıyor.
Torba teklif, kamuoyunda "sözde iklim kanunu" olarak anılan ve gerçek çevresel dönüşüm politikaları içermediği eleştirileriyle gündeme gelen başka bir yasanın hemen ardından gündeme alındı. Her iki düzenlemenin ortak noktası: doğanın değil, şirketlerin öncelenmesi.
YAŞAM SAVUNUCULARI MECLİS ÖNÜNDEYDİ
Kanun teklifine tepki gösteren yaşam savunucuları, günlerdir olduğu gibi dün de Meclis önünde bir araya geldi. Muğla Milas’ın İkizköy Muhtarı Nejla Işık, yaptığı açıklamada tepkisini şöyle dile getirdi:
“İki haftadır burada ‘Bu çökme yasasını istemiyoruz’ diyoruz ama ısrarla sesimizi duymuyorlar. Duyuyorlar ama işlerine gelmiyor. Şirket temsilcileri Meclis’e elini kolunu sallayarak girerken, biz köylüler sadece 6 kişiyle içeri alınmadık. Burası milletin meclisi mi, şirketlerin meclisi mi?”
“KÖYÜMDEN KOPARILIRSAM KURUYUP ÖLÜRÜM”
Aydın’dan gelen bir yurttaş ise konuşmasında çocuklarına ve doğaya karşı borçlarını hatırlatarak şöyle konuştu:
“Eğer geri çekilirsek, elimizde neyimiz varsa alacaklar. Köyümden, suyumdan, hayvanımdan vazgeçemem. Eğer beni oradan ederseniz, bir ağaç gibi kurur ölürüm.”
FINDIKLARLA MECLİS ÖNÜNDE
Uzun yıllardır altın madeni tehdidiyle mücadele eden Ordulu Cevat isimli bir yurttaş da yanında getirdiği poşet dolusu fındığı göstererek seslendi:
“Ordu’nun altınını getirdim size. Bizim altınımız fındık. 3 bin dönüm madende sadece 13 milyon TL gelir var. Aynı alana fındık ekseniz 5 katı kazanç sağlarsınız, doğa da kirlenmez. Ama şimdi bu yasayla sadece Muğla’yı değil hepimizi vuracaklar. Nerede bu halkın sesi? Nerede Türkiye?”
