Adana'nın Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi'nde 6 Şubat depremlerinde yıkılan Sami Bey Apartmanı'nda 40 kişi hayatını kaybetmiş, 2 kişi ise yaralanmıştı.

Kılıçdaroğlu’ndan ‘Bilge Şen’ mesajı
Kılıçdaroğlu’ndan ‘Bilge Şen’ mesajı
İçeriği Görüntüle

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, binanın müteahhitleri Abdullah Aybaba ile kızı Eda Aybaba Çelik hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Ayrıca, apartmanın yıkılmasına ilişkin Seyhan Belediyesi eski İmar Müdürü Alim Erdoğan ve eski Harita Kadastro Teknikeri Sunay Meydan hakkında da aynı suçtan bir dava açıldı. Her iki dava dosyası daha sonra birleştirildi.

İkisi firari müteahhit, ikisi tutuksuz olmak üzere dört sanığın yargılanmasına Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi; duruşmaya tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.

Mahkemede, sanıklar Abdullah Aybaba ve Eda Aybaba Çelik hakkında çıkarılan kırmızı bültenli yakalama emrinin henüz infaz edilemediği belirtildi.

"İNGİLTERE'DEKİ YERLEŞİK DÜZENİM NEDENİYLE TÜRKİYE'YE GELMEM MÜMKÜN DEĞİL"

Firari sanık Eda Aybaba Çelik, mahkemeye gönderdiği savunma dilekçesinde, hakkında çıkarılan yakalama emri ve kırmızı bülten kararına itiraz etti. Çelik, 2017 yılından bu yana İngiltere'de yasal olarak ikamet ettiğini, bu nedenle firari değil, yurt dışında mukim bir sanık olduğunu belirtti. Hakkında "kuvvetli suç şüphesi" bulunmadığını savunan Eda Aybaba Çelik, binanın inşasından babası Abdullah Aybaba'nın sorumlu olduğunu belirtti.

Çelik, "Şahsımın dosyayla ilişkilendirilmesine neden olan söz konusu hisse payı devri, benim bilgim, rızam, talebim ve herhangi bir katılımım olmaksızın, bizzat babamın tek taraflı, hukuksuz ve keyfi tasarrufu ile gerçekleştirilmiş bir işlemdir. Şahsımın iradesi dışında yapılan bu devir işlemi hukuken yok hükmündedir" dedi. İngiltere'deki yerleşik düzeni nedeniyle Türkiye'ye gelmesinin mümkün olmadığını ifade eden Çelik, savunmasının Londra Başkonsolosluğu aracılığıyla SEGBİS sistemiyle alınmasını talep etti.

"BABA-KIZ OLAN HER İKİ SANIĞIN CEZALANDIRILMALARINI TALEP EDİYORUZ"

Müşteki avukatı Hasan Murt, sanık Eda Aybaba Çelik'in savunmasını kabul etmediklerini belirterek, "Şirketin kuruluşu ve sonraki süreçte gerekli başvurular yapılmıştır. Ancak sanık, olaydan sonra cezadan kurtulmak amacıyla sorumluluğu olmadığını iddia etmektedir. Her iki sanığın da cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

Müşteki avukatı Dudu Büşra Maksutoğlu ise sanık Abdullah Aybaba'nın depremin ertesi günü saat 18.30'da İstanbul Havalimanı'ndan yurt dışına çıktığını belirterek, "Bu şahıs, müteahhidi olduğu binanın yıkılmasının ardından kaçmış, bu da suçluluk durumunu açıkça ortaya koymuştur. Sanık Eda Çelik'in savunma içeriklerini de kabul etmiyoruz. Baba-kız olan her iki sanığın cezalandırılmalarını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

"TUTUKLAMAYA YÖNELİK YAKALAMA EMRİ KALDIRILSIN"

Sanık Abdullah Aybaba'nın avukatı, müvekkilinin birçok inşaat yaptığını ancak yalnızca Sami Bey Apartmanı'nın yıkıldığını belirterek, binada ruhsata aykırı bir işlem yapılıp yapılmadığının araştırılmasını ve tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırılarak savunmaya yönelik yakalama emri çıkarılmasını talep etti.

Sanık Eda Aybaba Çelik'in avukatı ise müvekkilinin İngiltere'den görüntülü ya da istinabe yoluyla ifadesinin alınmasını ve yakalama emrinin kaldırılmasını talep etti.

DURUŞMA 26 MART'A ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, sanıklar Abdullah Aybaba ve Eda Aybaba Çelik hakkında çıkarılan kırmızı bültenli yakalama emrinin infazının beklenilmesine ve akıbetleriyle ilgili yazı yazılmasına karar verdi. Heyet ayrıca, sanıklar hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırılması ve tutuklamama güvencesi verilmesi taleplerini bu aşamada reddetti.

Mahkeme, İngiltere ile Türkiye arasında adli yardım anlaşması bulunup bulunmadığının bildirilmesi için Adalet Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılmasına karar verdi. Bu gerekçeyle duruşma, 26 Mart 2026'ya ertelendi.