Fenerbahçe'nin yeni başkanı Sadettin Saran, birlik ve beraberlik içinde şampiyonluğa ulaşacaklarını belirtirken, hedeflerini tek tek anlattı.

Saran, Sabah'ta çıkan röportajında şu ifadeleri kullandı:

- Birlik, beraberlik, kardeşlik ve sevgi olmadan şampiyonluk imkansız. Bizim camiamızın da uzun yıllardır birlik ve beraberlik sıkıntısı var. Fenerbahçe tarihinde az görülmüş bir seçim kampanyası yürüttük. Bizim tarafımızdan hiç sataşma olmadı. Bunu da bilerek yaptık. Çünkü seçimi kazanmaktan ziyade, birlik ve beraberliğe zarar gelmesin istedik. Başkanlık sürem boyunca da buna zarar gelmesin diye özenli davranacağım. Eski başkanlarımız Aziz Yıldırım ve Ali Koç için stadımızın şeref tribününde iki koltuk her zaman onlar için ayrılmış olacak. Onları ağırlamaktan büyük onur duyacağız. Üç başkanın yan yana maç izlediğini düşünsenize, bundan daha iyi bir birliktelik mesajı olabilir mi? Dış etkenler, rakipler deniyor ama bence camia olarak bize en çok zarar veren Fenerbahçe sevgisi altında kendi menfaatleri uğruna hareket edenlerdir.

- Seçim sürecinde benimle ilgili birçok asılsız iddia gündeme getirilmeye çalışıldı. Bu iddiaları gündeme getirmeye çalışanlar da camiamızın içinden gelen insanlar. Benim için önce 'aday olamaz' dediler, sonra 'çekilecek' dediler, sonra 'seçilmez' dediler, sonra 'mazbatayı alamayacak' dediler. Şimdi de 'kayyum gelecek' diyorlar. Ama bu da gerçek dışı. 'Kayyum gelecek' laflarını da camiamızdan bazı isimler bilerek çıkardı. En üzücüsü ne biliyor musunuz? Tüm bunları yapanlar da güya Fenerbahçeliler. Güç neredeyse oraya giden, omurgasız insanlar. Bir de çıkıp 'maaş ödeyemez' dediler. Bu tipler en çok takıma zarar veriyor. Bunlar sadece kendi çıkarları için bunu yapıyorlar. Bana yakın olmadıkları için bunu yapıyorlar, zaten böyleleri bana yakın olamazlar. Tüm bu laflar oyunculara zarar verdi. Futbolculara 'çekilmedik, kayyum gelmedi, maaş ödeyebildik bakın' dedim. Futbolcuların ne kadar etkilendiklerini görünce, bu lafları çıkaran omurgasızlara çok kızıyorum. Camiamızdan böyle omurgasızları uzaklaştırmak için elimden geleni yapacağım.

"İLK ARAYAN DURSUN ÖZBEK OLDU"

Saran'ın konuşmaları ortaya çıktı!
Saran'ın konuşmaları ortaya çıktı!
İçeriği Görüntüle

- Bütün başkanlar arayıp, beni tebrik etti. Ama ilk arayıp tebrik eden Dursun Özbek oldu. Dursun Bey ile çok yapıcı bir konuşma yaptık. Ben spordan gelen bir insanım, milli bir sporcu babasıyım aynı zamanda. Sporun ve sporcunun ruhundan anlarım, kavga etmek için kavga etmem. Kavga ediyormuş gibi de görünmem istemem. Fenerbahçemizin haklarını tabi ki sonuna kadar koruyacağım ama bu yolda popülist adımlar atmayacağım. Ama şunu herkes bilsin: Bizim için esas olan iyi niyet temennileri değil, sahadaki adalet ve somut icraatlardır. Elbette yapıcı yaklaşımları kıymetli buluruz ama Fenerbahçe'nin hakkı söz konusu olduğunda tek ölçümüz kararlılıktır. Rahatsızlıklarımızı dile getiririz, baktık çok üstümüze gelirlerse o zaman Fenerbahçe'yi korumak adına ne yapılması gerekiyorsa onu yaparım, gerektiğinde o masada en sert şekilde durmasını da bilirim.

"MASADA DA SAHADA DA DİK DURACAĞIZ!"

- Her kademedeki Fenerbahçelileri harekete geçireceğiz. Kulübümüzün haklarını, ben, sen, o demeden, birlikte koruyacağız. Bu mücadele sadece başkanın değil, tüm F.Bahçe ailesinin sorumluluğudur. Biz barış istiyoruz, çünkü huzurun olduğu yerde başarı gelir. Ama herkes şunu bilsin ki barış istiyorsan savaşa da hazır olman gerekiyor. Hakkımızı savunurken geri adım atmayacağız. Çatışmacı bir başkan olmayacağım. Ancak bu hakkımızı savunmayacağımız anlamına gelmez. Uzlaşmacı, diyaloğa açık, kararlı bir yöneticilik anlayışını hayata geçireceğim. Fenerbahçe'nin menfaatleri söz konusu olduğunda masada da, sahada da dik duracağız.

"BAŞKANLIK BÜYÜK GURUR"

- Fenerbahçe'de başkan olmak büyük bir gurur ve onur. 5 yaşımdayken hangi takımı tuttuğumu sordular, "Babam hangi takımı tutuyor?" dedim. 'Fenerbahçe' deyince 'Ben de Fenerbahçeliyim' dedim. Cemil Turan, Alpaslan Eradlı gibi isimler de benim içimdeki Fenerbahçe aşkımı büyüttü. Ben sporcuyum, spor bursuyla okumaya Amerika'ya gittim. Yaptığım işlerin bir kısmı da spor endüstrisindeydi, bu alanda da Avrupa'nın en büyük firmalarından biri olduk. Bir süre sonra Aziz Yıldırım beni yönetime davet etti. O dönemde de başkan olmak istediğime emin oldum. B.Dortmund macerasına da ticaretten öte ileride daha iyi bir başkan olmak için girdim. Uzun yıllardır attığım tüm adımları Fenerbahçe başkanlığı hayalimi düşünerek attım. Bu kulübün başkanı olmak çok kıymetli, sözlerle ifade edilebilir mi emin değilim. Ama benim için asıl önemli olan; başkan olmak değil, iyi bir başkan olmak. İleride beni anlattıklarında inşallah 'F.Bahçe'yi şampiyon yapan başkan' desinler isterim. Ama aynı zamanda; "Sadettin Başkan ne söz verdiyse tuttu" desinler. Söz verdiğim her şeyi yapmak benim bu camiaya en büyük borcum.

"ŞAMPİYON ALAMAZSAK BİR DAHA ADAY OLMAM"

- Takımın bu süreçten etkilendiği açık. Seçim atmosferi ve bazı söylentiler oyuncuların moralini bozmuş olabilir. 'Maaşları veremezler' söylentisi mesela, futbolcuları çok olumsuz etkiledi. Böylesi dönemlerde bu tür etkilenmeler gayet normaldir. Ama mesele sadece seçim süreci değil; geçmişten bugüne gelen sorunların birikimi de var. Samandıra'da oyuncularla buluştum ve bu sorunları geride bırakmak için özel konuşmalar yaptık. Önce Samandıra'da, ardından kulübümüzde ve sonra da camiamızla birlikte kenetlenerek bu sorunları aşacağız. O güç bu büyük camiada fazlasıyla var. Biz de bu sürece hazırız.

Dış etkenler elbette var ama en büyük sıkıntımız içimizdeki sorunlar. Bu yüzden birlik ve beraberliği bir türlü tam anlamıyla sağlayamadık. İletişimde sorunlarımız var, futbol aklımızda sorun var, karar mekanizmamızda sorun var. Bunlar düzeldiğinde şampiyonluk kendiliğinden gelecektir. Üstelik sadece medyadaki bazı kişiler değil, geçmişte bu camiada önemli görevler üstlenmiş ama bugün duruma göre pozisyon alan kişiler de Fenerbahçe'ye büyük zarar veriyor. Bu durum dış etkenlerden bile tehlikeli. Benim dönemimde kimse 'Ben başkan olmak istiyorum' demekten çekinmeyecek. Başkan olmak isteyenlerin önünü açacağım. Gerçekten Fenerbahçe'yi düşünen, her koşulda onun iyi olmasını diler. Muhalefette de olsa kulübün başarısını istemek zorundadır. Gerçek Fenerbahçelilik budur. 'Fenerbahçe kötü olsun da biz pozisyon alalım' anlayışıyla bu camia bir yere gidemez. Taraftarımızın da bu tür kişilere prim vermemesi gerekir. Seçimde söz verdiğim gibi tüzük değişikliğiyle, şampiyon olamayan başkanın görev süresini 3 yılla sınırlayacağız. Bizim için aslında süre 3 yıl değil, 1.5 yıl. Eğer şampiyon olamazsak bir daha aday olmayacağım. Bu değişiklikle Fenerbahçe bir daha 27 yıl boyunca iki kişi arasında gidip gelmeyecek. Geçmişe takılıp kalmayacağız. Artık ileriye bakma zamanı. Doğru planlama, güçlü kadro mühendisliği ve camia birlikteliğiyle bu zinciri kıracağız.