CHP lideri Özgür Özel, Silivri'de açıklamalarda bulundu. Partisinin belediye başkanlarına yönelik düzenlenen operasyonlara ilişkin Özel, "Bir an önce iddianameleri çıkartınız. Biz o iddianameleri yargılanmak için değil sizleri yargılamak için bekliyoruz. Servis ettiğiniz onca yalanı ispatlayın, görelim. 560 milyarlık yolsuzluk dediniz tek kör kuruşu ispat edemediniz." dedi davaların canlı yayınlaması gerektiğini bir kez daha dile getirdi.

Özel'e Erdoğan'a sorulan ve yanıt alınamayan F-35'ler sorulunca, "F-35'leri neden merak etmiyorsun. Bizim paramızın üzerine çöktüler. 6 tane F-35 ABD'de hangarda tutuluyor. Para nerede yok, F-35 nerede yok." dedi.

Gazze'ye giderken İsrail tarafından alıkonulan Küresel Sumud Filosu hakkında sorulan soruya yanıt verirken Özel, "İsrail karşılığındaki pısırıklığın Trump korkusundan kaynaklandığını hepimiz biliyoruz" ifadelerini kullandı.

Dün geceki resepsiyonla ilgili Özel, "Hiçbir partiye çağrıda da bulunmadık. Çünkü baskı altında olan, saldırı altında olan biziz. Onlar davete icabet etmişlerdir. Ancak biz de içinde bulunduğumuz saldırının icap ettirdiği şekilde orada bulunmadık" dedi.

Özel'in açıklamaları şu şekilde:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, adli yıl açılışında Aziz İhsan Aktaş soruşturmasının iddianamesinin Eylül ayı içinde tamamlanacağını söylemişti.

Bu sözü kendisi söylüyor da bilmem farkında mı? Anneler duyuyor, babalar duyuyor, küçücük eş, gencecik eşler duyuyor, küçücük çocuklar duyuyor.

Ben de yıllardır 2011 yılından 2011 yılından bugüne 14 yıldır sadece 2011-2015 arası 250'nin üzerinde cezaevine 400'e yakın ziyaret yapmış birisi olarak söylüyorum.

İçeride birçok iftira atılmış, FETÖ kumpasına gitmiş masumu evlatlarını duymuş birisi olarak görüyorum.

"SİZLERİ YARGILAMAK İÇİN BEKLİYORUZ"

Son Dakika... Narin Güran davasında 3 isim tahliye edildi!
Son Dakika... Narin Güran davasında 3 isim tahliye edildi!
İçeriği Görüntüle

8 yaşında kız çocuğunun büyüyeceğim, avukat olacağım, babamı ben savunacağım dediğini duymuş ve o büronun açılışını Mustafa Balbay'ın kızı bürosunun açılışını yapmış kişi olarak söylüyorum.

Bu kul hakkıdır, başka bir şey değildir. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Cezaevindeki insanlara iddianamenin sözünü verip ailelerini heyecanlandırıp ondan sonra bunu yaşatmak ayıptır. Birazcık sorumlu olmak lazım.

Kendisini her görevlere layık gören, hayaller kuran, burada insanların hayallerini geleceğini karartan o kötü ruha söylüyorum. Bir an önce görevinizi yapınız, iddianameleri çıkarınız. Biz o iddianameleri yargılanmak için değil, sizleri yargılamak için bekliyoruz.

Bugüne kadar servis ettiğiniz onca yalanı hadi bakalım ispatlayın. İddianamelerde göreceğiz. Teker teker bekliyoruz onları. Ve insanların haysiyetiyle oynadınız, namusuyla oynadınız, şerefiyle oynadınız. 560 milyarlık yolsuzluk dediniz. Tek kör kuruşu ispat edemediniz.

Hadi şimdi yazın bakalım iddianameyi. Bunu bekliyoruz. Bir yandan da örneğin içeride Fatih Keleş'in, Sayın Fatih Keleş'in oğlu Mustafa'yı, 26 yaşında Mustafa'mızı da ziyaret ettim mesela. Konuyla hiç alakası yok.

Oğlu içerideyken dayanamaz bizim dediğimiz iftirayı atar diye Fatih'i içeride tutuyorlar. Ekrem Başkan'ın özel kalem müdürünü, koruma müdürünü içeride tutuyorlar ve ailelerle, eşlerle, çocuklarla, özel kalemlerle uğraşan bir anlayış var. Bir de bir yandan da örneğin iddianameye ne diyor Sayın Başsavcı? Aziz İhsan Aktaş suç örgütü. E Aziz İhsan Aktaş dışarıda. Suç örgütünün kurucusu dışarıda. Ben kim suçlu, kim değil bilemem. Benim bildiğim arkadaşlarımın masumiyeti. Ama savcı diyor ki, çıkmış karşımıza. Aziz İhsan Aktaş suç örgütü var. O kurdu. Sonra örgütün başı o. Sonra o ifade verdi, çıktı. İftira attıkları içeride kaldı veya iftiraya zorlattıkları içeride kaldı. Böyle bir şey olmaz. Bir an önce bu iddianamelerin ortaya çıkmasını ümit ediyoruz. İddianameyle birlikte tutuksuz yargılamaların artık başlamasını, yargılamayla birlikte de adaletin tecelli etmesini bekliyoruz.

Meclis dün açıldı. Biz gündeme bu yargılamaların ki bunu sadece buraya özel, yani kanunların genelliği ilkesi vardır. Şöyle bir kanun çıkması gerekmektedir. Eğer yargılanan kişilerin rızası varsa, bizim arkadaşlarımızın rızası var, talebi var. Toplumu ilgilendiren davalarda frekans tahsisi suretiyle bu davalar dileyen kuruluşlar tarafından yayınlanabilir.

DURUŞMALAR İNTERNETTEN DE ÇALIŞSIN

Kişilerin talebi durumunda ve toplumu ilgilendiren davalarda TRT buna bir kanalı davanın tamamını yayınlamak üzere tahsis eder. Böyle bir açıklama yapılırsa, böyle bir düzenleme yapılırsa hem TRT'den tamamının izlenmesi, hem de sizlerin davanın yayıncı kuruluşların önemli gördükleri kısımlarını yayınlamaları belki canlı yayınların dışında da sizin haberleriniz için çok pratik bir olanak da sağlayacaktır. Bizim arkadaşlarımız masumiyetlerine inanmakta, iftiraları canlı yayında yanıtlamak istemektedirler. Bu konuda bizim zaten hazırlığımız vardı. Sayın Bahçeli'nin de bunu olumlayan bir yaklaşımı vardı. Tüm siyasi partilerden içerideki toplumun son derece ilgisinin yüksek olduğu bu davanın da, bunun dışındaki davaların da kimsenin hakkını ihlal etmemek şartıyla tam olarak yayınlanmasını, bir frekans verilerek hiç değilse internetten takip edilebilmesinin olanaklı kılınmasını istiyoruz. Benim birazdan zaten bir metro açılışı ve test sürüşü olacak. Onun için orada farklı siyasi değerlendirmelerimiz olacaktır. Ama sizin burada sorularınız varsa kısaca yanıtlamak istiyorum.

ÇOK KONUŞULAN FOTOĞRAFLARA İLK YORUM

Değerli arkadaşlar, bir ülkede yasama yılı açılıyorsa ve yasama yılı açılırken ülkenin Cumhurbaşkanı gelip konuşma yaparken o ülkenin ana muhalefet partisi, son seçimlerin birinci partisi, tüm anketlerin birinci partisi ve o meclisin kurucu partisi yoksa burada herkesin oturup bir düşünmesi lazım. Cumhurbaşkanı demesi lazım ki ben yasama meclisine gidiyorum. Yürütmenin başı olarak bence olmamalı, tarafsız olmalı ama ve geçen sene bizi burada karşılayanlar burada yok. Bunu bir düşünmesi lazım.

Onlara oy verenler düşünüyor. Ben sahada, sokakta bir tane ya niye gitmediniz diyen duymadım. Normalde gitmesen der ki ya biz sizi oraya gidin diye seçiyoruz. Ama öyle bir zulm altındayız ki, öyle haksızlık altındayız ki fikren karşımızda olanlar bile bu tutumumuza dönüp de diyorlar ki ya ne yapsın adamlar yani gidip de orada nasıl dinlesin şimdi o Cumhurbaşkanı'nı. Bu sefer ben geleceğim buradaki arkadaşlarımıza, ailelerine, bizlere oy verenlere ne diyeceğim. Buradan çıkarılacak mesaj var. Cumhurbaşkanı'nın dünkü konuşmasını dinleyecek halimiz yoktu. Hal mi bıraktılar dinleyecek. Diyalog zemini mi bıraktılar? Veya insan gücü elime geçirdim diye bir tane savcıyı yetkilendirip de siyasi rakiplerine bu zulmü yapar mı?

Sayın Erdoğan'a açıkça soruyorum. Sen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken bu suçlamaların hepsine muhattaptın. Bir gün polis gelmedi. Bir gün gözaltı olmadı. Bir gün tutuklu yargılanmadın. Sana yapılmayanı şimdi arkadaşlarımıza nasıl reva görüyorsun? E bunu yapınca da biz meclise gelmeyince kimse kusura bakmasın. Onun dışında yansıyan resimler yorumlar, orada bulunan siyasi partilerden örneğin DEM Parti de yıllarca ağır zulümler gördü. Halen görüyor. Sayın Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ bu hükümetin iradesiyle, kararıyla halen daha içerdeler. Onların da zaman zaman protestoları oldu. Partilerin tavırları, tutumları kendileri açısından kendi yetkili organlarına değerlendirip kararlaştırılır.

Biz protesto ediyoruz diye herkes protesto edecek diye bir şey zaten beklemedik. Hatta hiçbir partiye çağrıda da bulunmadık. Çünkü baskı altında olan, saldırı altında olan biziz. Onun dışında diğer siyasi liderler meclisin çalışması sırasında meclis başkanı açılıştan sonra davet eder, giderler. Buradan o siyasi liderlere kötü bir söz söyleyecek halimiz yok. Onlar davete icabet etmişlerdir. Ancak biz de içinde bulunduğumuz konjonktürün ve saldırının icap ettirdiği şekilde dün orada bulunmadık. Bugün arkadaşlarımız oradadır. Meclisteki çalışmalara en etkin şekilde katılacaklardır.

Onun dışında kimseye söyleyecek tek sözüm yok. Hiçbir lidere haksızlık etmem, haksızlık edilmesini de istemem.

Ö Z E L-2

Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın, F-35 sorusu soran Gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu'na "Ne kadar meraklısın" yanıtı hakkında şöyle konuştu:

Ülkenin Cumhurbaşkanına Amerika'ya gidiyor, Trump'la kapalı kapılar ardında konuşuyor. Dönüşte kendisine sorulmayan soruyu, yapılmayan gazeteciliği bir gazeteci yapıyor ve soruyor. Ne kadar meraklısın diyor F-35'lere. Ben senin kadar merak etmiyorum. Niye merak etmiyon? Niye o gazetecinin vergileri, benim vergilerim, bu milletin vergileriyle 1,5 milyar dolar, 1,5 milyar dolar Türkiye parasıyla, Türk parasıyla 60 milyar TL'nin üzerinde 70 milyar TL'ye yakın para verdik. Adamlar bizim paranın üstüne çöktüler. Ne paramızı veriyorlar ne F-35'leri veriyorlar. Beyefendi Sayın Erdoğan bunu merak etmiyormuş. Ben nasıl merak etmiyor bunu merak ediyorum. Ben merak ediyorum. Bizim paraya ne oldu? Altı tane F-35 üzerinde Türk bayrağı var. Teslim edildi Amerika'da hangarda duruyor. Altı tane F-35'i alamıyoruz. Sumuta saldıran İsrail'in elinde F-35 var. Ege'nin öbür yanındaki Yunanistan'da F-35 var. Program ortağı olduğum yerde beni kovmuşlar. Paramı vermiyorlar. Para nerde yok? F-35 nerde yok? Erdoğan'a soruyorsun buna cevap vereceğine gidiyor muhabire ne kadar meraklısın diyor ki gazetecilik merak mesleğidir arkadaşlar. Gazetecilik toplumun merak ettiğini muhatabına sormak, cevabı ulaştırmaktır. Gazeteciye çok meraklısın. Senin meraksız olman esas atipik, anomali, anormal olan senin ne oldu benim F-35'ler diye Trump'a söyleyememen. Parasını verdiğimiz malımızı nasıl vermiyorsunuz diyemiyor, soran gazeteciye çok meraklısın diyor. Söyleyecek bir şey yok. Milletin vicdanına havale ediyorum bu sorumsuz tavrı.

Özel, Gazze'deki İsrail'in yaptığı soykırıma karşı harekete geçen Sumud Filosu'ndaki gözaltılar hakkında şöyle konuştu:

"Sumud filosuna saldırı büyük bir ahlaksızlıktır. Orada 37 tane bizim vatandaşımızın da, dünyadan gelen tüm aktivistlerin de tutuklanması, uluslararası hukuk açısından da son derece sakıncalı bir durumdur. Burada sandılar ki bir ara Sumud filosu giderken İspanya bir eşlik etmek üzere yanılmıyorsam karakol gemisi yolladı. Hollanda Firkateyn yolladı. İtalya Firkateyn yolladı. Bizimkiler de orada tatbikat yaparken orada bir gücümüz var. Filo da oradan geçerken su alan bir tanesine yardım da ettiler. Allah razı olsun. Sonra AK Partililer sanki biz de Sumuda destek yollamışız gibi bunu paylaşıyorlardı. Nerede o zaman şimdi bizim destek? 37 Türk vatandaşını gözaltına alınırken madem siz Sumuda eşlik etmeye gitmişiz gibi bunu anlatıyordunuz orada tesadüfen bulunan kuvveti niye müdahale etmiyor? Niye Türk vatandaşlarının gözaltına alınmasına tutuklanmasına engel olmuyorlar? Buradan söylüyorum. 37 tane İsrailli civcivi tutuklayacaklar. Bak İsrail neler yapıyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin düştüğü hale bakın. O yüzden vatandaşlarımıza derhal sahip çıkılması İsrail'e en sert tepkinin verilmesi Sumuddaki tüm aktivistlerin bir an önce özgürlüklerine korunması kavuşması gerekiyor. Bu kadar İsrail karşılığında karşısındaki pısırıklığın Trump korkusundan kaynaklandığını hepimiz biliyoruz"

Ayrıntılar geliyor...