İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik hazırlanan iddianamede Servet Yıldırım isimli bir şoför, 2023 yılında gazeteci Nagehan Alçı’nın tutuklu Medya A.Ş. Başkanı Murat Ongun ile bir otel odasında 5-6 saat görüştüğünü iddia etmişti.

Soruşturmanın tutuklu sanıklarından işadamı Hüseyin Köksal’ın şoförü olan Servet Yıldırım ifadesinde “Beşiktaş’ta bulunan Zorlu Raffles Otel’de Hüseyin Köksal bir oda kiralatmıştı. Bu ofiste Hüseyin Köksal, Murat Ongun, Emrah Bağdatlı, Ahmet Köksal haftanın üç günü toplanırlardı. Bu toplantılarda hangi ihalenin hangi bedel ile kime verileceği, paraların nasıl geri alınacağı konuşulurdu. Benim de odada durmamı istemezlerdi. 2023 yılı içerisinde Zorlu Raffles Otel’de 2604 numaralı, benim adıma aylık kiralanmış olan odaya bir kaç kez farklı tarihlerde gazeteci Nagehan Alçı’yı bizzat ben çıkardım. Odada Murat Ongun ile 5-6 saat görüşme yaptılar. Üç ayrı zaman diliminde bu şekilde görüşme sağladılar” demişti.

Kamuoyuna yansıtılmayan MESEM gerçeği: Isınmak için çöp yakıyoruz, yaralandığımızda önce malzemeye bakıyorlar
Kamuoyuna yansıtılmayan MESEM gerçeği: Isınmak için çöp yakıyoruz, yaralandığımızda önce malzemeye bakıyorlar
İçeriği Görüntüle

“OFİS OLARAK KULLANDIKLARI BİR YERDİ”

Bu ifadeyle ilgili Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici’ye konuşan Nagehan Alçı, “Bir gazeteci olarak bilgi almak için ofis ortamında yapılan görüşme ile ilgili böyle bir çarpıtma çok çirkin ve ahlak dışı. Ekrem İmamoğlu ve ekibi ile sadece gazetecilik amaçlı görüşmelerim oldu” dedi.

Bildirici, Alçı ile olan görüşmesini köşe yazısında şu sözlerle aktardı:

“Nagehan Alçı’ya yapılan da haksızlık. Alçı’nın adı, Servet Yıldırım adlı şoförün ‘etkin pişmanlık’ ifadesinde geçiyor; bu kişi, Alçı’nın Murat Ongun ile otel odasında görüştüğünü öne sürüyor. Hani belki mesleki etik tartışmasına konu olabilir bunlar, ama asla bir suç olamaz, nitekim Alçı da ‘şüpheliler’ arasında değil.

Anımsarsınız, Ergenekon iddianamelerinde de böyle suçla ilgili olmayan özel yaşam ihlalleri vardı. Bir kadın gazetecinin erkek arkadaşıyla tamamen özel telefon konuşması, başka bir gazetecinin telefonda makarna tarifi bile iddianameye konulmuştu.

Yargı o zaman itibarsızlaştırma aracı olarak kullanılmış, medya da o girişimlere destek vermişti. Maalesef medya yine özel yaşam falan dinlemeden iddianamede Nagehan Alçı’nın geçtiği cümlelerin üzerine atladı. Yeniçağ, ‘İBB iddianamesinde Nagehan Alçı’nın adı da yer aldı’ diye haber yaptı. Gazeteci Sabahattin Önkibar daha da ileri giderek, çeşitli imalarla ‘neden makamında değil de otelde buluştuğu’nu sorgulamaya kalktı; ‘ahlak bekçiliği’ yaptı.

Gazeteciliğe yakışmayan bu tutumu görünce dayanamadım; Nagehan Alçı’ya sordum; o da şu yanıtı verdi:

‘Orası otel odası değil, görüşmelerde ofis olarak kullandıkları bir yerdi. 5-6 saat gittiğim yalan, en fazla 1-2 saat. Orada birçok kişiyle görüşülüyordu, başka insanlar da vardı. Ofis olarak sunulan yerin şoförün tuttuğu bir oda olduğunu bilsem orada asla görüşmezdim ama hep ben gittiğimde orada bir hareket vardı. Hakikaten ofis ortamıydı orası, otel odası veya rezidans dairesi değildi. Bir gazeteci olarak bilgi almak için ofis ortamında yapılan görüşme ile ilgili böyle bir çarpıtma çok çirkin ve ahlak dışı. Ekrem İmamoğlu ve ekibi ile sadece gazetecilik amaçlı görüşmelerim oldu.'”

Nagehan Alçı, Ekol TV'deki program partneri Ferhat Murat'ın "Raffles Otel’de 2604 numaralı oda" sorusuna canlı yayında yanıt verdi.

Alçı şunları söyledi...