Uzun yıllar CHP'de görev yapan İnce, 2018'de partinin cumhurbaşkanı adayı olmuştu. Şubat 2021'de CHP'den ayrılan İnce, Mayıs 2021'de Memleket Partisi'ni kurmuştu.
Geçen aylarda CHP'ye geri döneceğini duyuran İnce, Memleket Partisi Parti Meclisi toplantısına başkanlık etmiş, bu toplantıda fesih kararı alınmıştı. İnce, Genel Başkan Özgür Özel'in "Normalde Muharrem İnce'ye rozet takmam lazım ama takmayacağım, onun rozeti doğduğundan beri alnında takılı zaten" sözleriyle 24 Haziran'daki grup toplantısında CHP'ye geri dönmüştü.
Memleket Partisi Genel Başkanvekili Asuman Ali Güven de fesih kararının alınacağı tarihi açıklamıştı.
DİVAN BAŞKANI: BABA OCAĞIMIZIN ÇAĞRISINA KULAK VERİYORUZ
Memleket Partisi’nin Olağanüstü Kurultayı’nda Divan Başkanlığı görevini üstlenen Kerem Donat partinin resmen kapatılmasının ardından Memleket Partililerin CHP’ye katılacağını işaret ederek “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği aydınlık istikameti pusulamız bilerek, baba ocağımızın çağrısına kulak veriyoruz” dedi.
İşte o açıklama:
“Bugün, kurucularından biri olmaktan her zaman onur duyduğum Memleket Partisi’nin Olağanüstü Kurultayı’nda Divan Başkanlığı görevini üstlenmiş olmanın gururunu ve bu tarihi sorumluluğun ağırlığını kalbimde taşıyorum. Benim için çok duygusal bir gündü. İçimde büyük bir hüzün var. Ancak aynı zamanda, yeni bir başlangıcın arifesinde olduğumuzun da farkındayım.Bugüne dek omuz omuza yürüdüğümüz, aynı inancı taşıdığımız, aynı yüke omuz verdiğimiz tüm yol arkadaşlarıma yürekten minnettarım. Memleket Partisi, tarihe not düşülmüş bir inancın, bir cesaretin, bir uyanışın adıdır. Biz bu yola, “önce memleket” diyerek çıktık. Ne koltuk için, ne kariyer için… Yalnızca bu topraklara olan borcumuzu ödemek, Cumhuriyetimizin kurucu değerlerini savunmak, Atatürk ilke ve devrimlerini çağdaş bir yurtseverlikle yeniden yükseltmek için.
Kurultayımızda alınan karar doğrultusunda, Memleket Partisi’nin siyasi faaliyetlerine son verilmiştir. Bu karar, yalnızca bir partinin tüzel varlığını sona erdirmekten ibaret değil; bir dönemin muhasebesini yaparak, ülkenin içinde bulunduğu siyasi tablo karşısında yeni bir yol haritası belirlemenin sorumluluğudur. Ülkemiz, her geçen gün daha da sertleşen bir siyasal iklime sürüklenmekte; demokrasinin nefes alanları daraltılmakta, hukuk, liyakat ve toplumsal barış alanlarında ciddi aşınmalar yaşanmaktadır. Bu koşullar altında ülkemiz, fiilen iki kutuplu bir siyasal düzene doğru ilerlemektedir. Bu tablo, hepimize akılla ve vicdanla hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır.
Bugün geldiğimiz noktada, bu mücadeleyi daha geniş kitlelerle, daha güçlü zeminlerde sürdürme sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Yolumuz yine aynı; istikametimiz yine belli. Cumhuriyetimizin yılmaz savunucuları olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği aydınlık istikameti pusulamız bilerek, baba ocağımızın çağrısına kulak veriyoruz.
Bu bir veda değil; bir devrin kapanışı ve yeni bir göreve hazırlıktır. Biliyorum ki yolumuz uzun, sorumluluğumuz büyük. Ama inancımız da, kararlılığımız da yerli yerinde…”