CHP’nin 38’nci olağan kurultayı ve 21’nci olağanüstü kurultayının iptali istemiyle açılan davanın 5'inci duruşmasında karar çıktı. Ankara 42. Asliye Hukuk MahkemeSİ, "aktif husumet yokluğu ve konusuz kaldığı" gerekçeleriyle davanın reddine karar verdi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuya ilişkin basın açıklamasında bulunuyor...
Özel şunları söyledi:
Casus Onlarca kez verdiğim cevabın bugün beni mahcup etmemesinden büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Bu dava sonuç odaklı bir dava değildir. Süreç odaklı bir davadır. Sonuç alınması mümkün değildir. Amaç Cumhuriyet Halk Partisi'ni tartıştırmak, Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir tartışma varmış görüntüsünü vermektir. Davayı açan kişi partiden atılmış birisidir zaten.
Davaya taraf olamaz. Taraf olabilecek kişilere de dilekçeler verdirtiler. Mahkeme esastan kararını verdi ve davanın konusuz olduğunu söyledi. Ben bunu aylardır söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi 31 Mart seçimlerinde Türkiye'nin 47 yıl sonra yeniden 1. partisi olmasıyla belediyelerde %65'lik bir nüfusun yaşadığı belediyeleri kazanmasıyla, büyük bir zafer elde etmesiyle ve o günden bugüne Cumhuriyet Halk Partisi tüm anketlerde açık ara 1. parti olmasıyla birlikte Cumhuriyet Halk Partisi'ni normal siyasi yollarla yenemeyeceğiz.
Nasıl yenebiliriz? Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir iç karışıklık çıkaralım. Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir ikilik yaratmaya çalışalım...
"MİKROP ARAYIP MİKROP BULDULAR"
Alet edebilecekleri bir takım aparatları buldular. Bizi hasta etmeye çalıştılar. Hastalık yapmak için mikrop lazım. Mikrop arayıp mikrop buldular. Bünyeye onu sokmaya çalıştılar. Cumhuriyet Halk Partisi'nin güçlü bünyesi birlik ve beraberlik içinde ne hastalandı, ne güç kaybetti, ne de bu mikropları kabul etti ve artık bu iş bugün tamamen ortadan kalktı.
Böyle olacağını biliyorduk ama CHP'yi tartıştırmak istediler ve bugüne kadar geldiler. Bundan sonra artık bu tartışmalarda geride kalmıştır. Burada iki büyük teşekküre ihtiyaç var. O da şudur; bu süreçte bu davalar olduğunda, İstanbul'a kayyum atandığında, bir takım olumsuz senaryolar konuşulduğunda, Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul il delegeleri harekete geçtiler ve kimse karşı tarafa prim vermeden hep beraber kongre istediler, yaptılar ve il başkanımızı ve yönetimini yeniden seçtiler. Bu sefer hep birlikte. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultay delegeleri yarışmalı bir kurultayda hatta ikinci turda sonuç alınabilmişken o günün kurultay delegeleri bunlar umdular ki bizi birbirimize düşürecekler. Harekete geçtiler. Ben burada rakamları kendi ağzımla söyledim.
1040 kişi noterlere koşup 1,5 gün içinde kurultayı yeniden istediler. O 1040 kişinin içinde İstanbul delegeleri olmadığı için ve doğal delegelerimiz olmadığı için 1040 kişi neredeyse imza vermesi gereken koştular ve kurultayı yenilemediler. Zaten bu kararlar konusuz kaldı diyor. Kurultay irade yeniden oluştu ve o delegeler bizim irademiz budur dedi. Bu birlik ve bütünlüğü gösteren herkese sarayın planlarının, AK Parti'nin Yargı Kolları Başkanının planlarının, talimatlarının aksine ne İstanbul'da kayyıma ne burada bir başka olasılığa ihtimal vermeyip birlik ve beraberlik halinde davranan, Atatürk'ün emanetine hep birlikte sahip çıkan başta delegelerimiz, üyelerimiz, seçmenlerimiz, tüm sevenlerimiz ve tüm demokratlara teşekkür etmek lazım.
"OTOKRATIN TARAFINDA OLANLAR KAYBETMİŞTİR"
Burada Türkiye'nin bütün muhalefet partilerinin liderleri gelip dayanışma gösterdiler. Bu salonda birlikte basın toplantıları yaptık, nezaket ziyaretleri yaptılar. Yani bir yanda sandığa leke sürmeye çalışan ve sandığı ortadan kaldırmaya çalışan demokrasiyi hedef almış iktidar anlayışı, bir tarafta ona karşı mücadele veren bütün demokratlar.
Ne mutluyuz ki demokratlar bizim tarafımızda, biz demokrasi tarafındayız. Otokrasinin ve otokratın tarafında olanlar kaybetmiştir, demokrasinin tarafında olanlar kazanmıştır.
Yapılan ilk seçimde demokrasi kazanacak, otokrasi kaybedecektir.
"25 KURUŞA SİMİT KALMADI 20 LİRA OLDU"
(Erdoğan'ın yok öyle 25 kuruşa bir simit ve iktidara gelip bizi yargılayacaklarmış işte faşizan zihniyet sözleri)
Sayın Erdoğan uçaktayken uçarken iyice uçuyor. 25 kuruşa simit vardı. Kendinde iktidara geldiği gün simit Ankara'da 20 kuruş, İstanbul'da 25 kuruştu. 25 kuruşa simit vardı. Şimdi simit 20 lira. Bunu yapan Erdoğan'ın kendisi. Yani ben çok uzun düşünsem, taşınsam Erdoğan için en fena hatırlatma ne olur desem herhalde 25 kuruşa simit kalmadı. Yok öyle 25 kuruşa. Vatandaşa sen bunu diyorsun zaten. Yok öyle 25 kuruşa simit. O benden önceki hükümet zamanındaydı. Şimdi simit 20 lira oldu. Erdoğan eee Ömer Çelik'in de, Ömer Çelik'in kulak zarı biliyorsunuz hasta. Çok üzgünüm kendisi için. Seçici geçirgen bir kulak zarı var. İşine geleni iyi duruyor. İşine gelmeyeni duymuyor. Ben 4 aydır söylüyorum bunu. Bu mikrofonların, bu kameraman arkadaşlarının, buradaki değerli muhabir arkadaşımın hepsi şahittir ki ben 4 aydır iddianameyi bekliyoruz.
Yargılanmak değil, yargılamak için. İddianamenin bizi haklı çıkaracağını söylüyorduk. İddianame bomboş bir iddianame çıktı. Kanıt yok. Bunun üzerine de dedik ki biz İBB iddianamesinde bekliyoruz. O iddianameyle biz yargılanmayacağız. Biz yargılayacağız. Buradan yassı adadan hassı adada. Sayın Erdoğan da bugün demiş ki Yaslı ada yaptık falan. Onun altında imzam var benim. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanlığı, Grup Başkanvekili olarak Plan Bütçe Komisyonuna özel kanun geldi ve biz gittik orada o kanuna. Bütün partiler hep birlikte katkı verdik. Ben katıldım görüşmelere.
O kanunu biz destekledik ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 1960 darbesinde yaşanan mağduriyetlere karşı çıkardığı o kanunun altında imzamız var, oyumuz var, sözümüz var bizim ya. Tutmuş halen daha yassı ada massı ada. Bir de şöyle düşünün. Birazcık utanma olsa, birazcık utanma olsa efendim iktidara geldiklerinde bizi yargılayacaklarmış. İşte faşizan zihniyet. E iktidara geldiniz. Bizi yargılıyorsunuz. İşte faşizan zihniyet. Bu parti daha birkaç saat önce elinizden kurtuldu.
Bu partinin yaptığı kongreyi iptal etmekten medet uman zihniyetsiniz siz. İstanbul il binamıza dava açtınız, ilk kongremize dava açtınız, il başkanımıza dava açtınız. İşte faşizan zihniyet. İstanbul'un üç kez üst üste seçtiği ve her seçimde birincide hazımsızlıkla mazbatayı iptal ettirdiniz.
Büyük bir farkla 806.000 farkla seçti İstanbullu. 5 yıl yapmadığınız zulüm kalmadı. 1.100.000'i üstünde farkla seçti İstanbullu. Hazmedemediniz. Cumhurbaşkanı adayımızı Silivri'ye koydunuz. Onu yargılıyorsunuz. Bir de diyor ki faşizan zihniyet. Biz geldiğimizde suç işleyen varsa özgür, adil yargı karşısında hesap verir. O benim işim değil. Ben seni siyaseten yargılıyorum. Bu iftiraların ortaya çıktı diye bana yassı adadan rahmetli Menderes'in mağduriyetinden kendine siyasi rant çıkarmaya çalışıyor. Başka kapıya. Başka kapıya. Dediği gibi 25 kuruşa simit yok öyle 25 kuruşa. Erdoğan simidi 20 lira yaptı çünkü.
CASUSLUK SORUŞTURMASI
(Casusluk soruşturması İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne dönük bir kayyum riskini ortaya çıkarır mı?)
Çıkarmaz. Açıkçası şunu söyleyeyim. Bu kayyum tartışması köpürtmeye çalışanlar var tabii. Oradan ne ümit ediyorlar zaten. Ekrem İmamoğlu bir terör suçlamasıyla tutuksuz olarak yargılanıyor. Bırakın yargılanmayı. Yani daha doğrusu iddianame bekliyor. Soruşturmayı terörden açıldığı anda kayyum atama imkanı her zaman var biliyorsunuz. Ve oradan bir kayyum atama niyeti bu milletin vicdanından öyle bir geri döndü ki ona cesaret edemediler zaten. Yapacaksa her zaman kayyum atayabilir ama bugün Cumhuriyet Halk Partisi'ne işte kongresini yok sayma girişimi ortadan kalkınca Borsa %5 yukarıya fırladı. Görmüyor musunuz? Ya bu sadece bu. Bir de İstanbul Büyükşehir gibi dünyanın en bilinen metropolünün kaybettiğiniz 1 milyon farkla kaybettiğiniz şehre böyle bahane bulup kayyum atamaya kalktığınızda Türkiye'ye ne yaptığınızın farkında mısınız siz? O yüzden buna kimse ne ekonomik olarak ne siyaseten hiçbir şekilde cesaret edemezler. Edemediler, edemeyecekler. Bu millet onlara bunu yaptırmaz. Saraçhane'deki o milyonluk gece fotoğrafları niye var?
Dikkatimizden kaçmasın. Sayın Kavala casusluktan beraat etti ama o gün casusluktan tutuklayıp sonra başka dava açıp o davadan mahkum ettiler. Yani bunlar hiçbir şey yapamadıklarında en kolayı ne? Casusluk iddiasını at. Onun üzerinden bir şey yarat. Algı yarat. Sonra arkasını toparlarsın. Kime casus dediniz de siyaseten ispat ettiniz. Hepsi beraat etti. Ama ayıptır ya. Yazıktır. Günahtır yani. İnsanlara atmadık leke kalmadı. Bir de casusluk diyor. Casusluk arıyorsan, neden casusluk diyormuş arkadaşlar? İstanbul'un verileri varmış da bunlar paylaşılmış, yurt dışına yollanmış falan.
Arkadaşlar lütfen açsınlar 23. Ankara Ağır Ceza, 28. Ankara Ağır Ceza, 33. Ankara Ağır Ceza ve 27. Ankara İdare Mahkemesi'ndeki davalara bir bakın. Bilhassa 28.'sinin tarafı MİT'tir. Hakan Fidan zamanında MİT'in eş zamanlı olarak Sağlık Bakanlığı'nın, Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın, İçişleri Bakanlığı'nın Vatandaşlık Hizmetleri'ni yani herkesin nüfus bilgilerinin, bunun yanında SGK'nın bütün bilgileri çalınmıştır.
Hakan Fidan döneminde çalınmıştır. Hakan Fidan buna üstüne gitmeye korkmuştur üstüne kalacağını bildiği için. İbrahim kalın gelince yaptığı ilk iş bu konuda gerekli hassasiyeti göstermektir. Araları da o yüzden bozuktur zaten.
Hakan Fidan bu ülkenin bütün değerli bilgilerini çaldırdı. Söylediğim mahkemelerdeki dosyalara bakarsanız bu bilgilerin tamamının örneğin böyle isim isim veriliyor. Neyse kimseye yol göstermeyelim çünkü şey yapılmasın. Halen daha erişimde olan bazı yerlerde bu bilgiler satılıyor arkadaşlar. Hepimizin bilgisi.
"TRABZON ALNINI KARIŞLAR"
Sayın Erdoğan'ın TC numarası bile konu olmadı mı arkadaşlar? Sayın Erdoğan'ın TC numarasına kadar çaldırdılar. Hepimizin TC'sini çaldırdılar. Hepimizin sağlık bilgilerini, sosyal güvenlik bilgilerini, Gelir İdaresi'nin bilgileri çalındı. Hepimizin vergi bilgileri, gelir bilgileri yabancı hackerların elinde. Davaları görülüyor bunların. Neymiş? İstanbul'dan bilgi toplamış da bilmem ne yapmış. Bir de başında şey diyor diyor ki 2019 seçimleri öncesi 2019 öncesi İstanbul'u siz yönetiyordunuz. Kampanyada İstanbul'la ilgili seçmen analizi yapıldıysa bundan en çok AK Parti övünüyor arkadaşlar. Mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev seçmeni tanıyoruz, analiz ediyoruz, bilgileri var.
Şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz. Buna yabancılar canvassing diyor kapı kapı çalışmaya. AK Parti bundan övünüyor. Bütün partiler bunu yapabildiği ölçüde başarılı oluyor. E 2019 sonrası İstanbul senin projesiyle bilgi toplanmışta bilmiyorum ama oku seyirden bakıyorum. Yabancı bir server mörver ıvır zıvır böyle bir casusluk meselesine bulaştırabilmek için 50 tane takla atmışlar. Ne yapacaklar? Yeni bir yargılama yapacaklar. Milleti bu sefer de böyle ikna etmeyi deneyecekler. Çünkü işin içine casusluk koydun mu hepimiz casusluk Bir casus olursa bu Türkiye'ye büyük kötülük yapan bir adamdır. Kimse casus sevmez. Son çare yani son FETÖ'den aldıkları son mirasta akıllarında kalan Hırsız dedik olmadı. Yolsuz dedik olmadı. Çaldı dedik millet inanmadı. Terör dedik millet ayaklandı. Dur bir de casus diyelim bakalım. Bu kadar olmaz yani bu ayıp ayıp. Tenezül meselesi diyorum ya. E buna da tenezzül ettin. Ekrem İmamoğlu'na casus diyecek adamın bütün Trabzon anlını karışlar, bütün İstanbul anlını karışlar, bu millet anlını karışlar. Ayıptır artık yani.
MERDAN YANARDAĞ TEPKİSİ: BİR KERE DE BİR ŞEYE BULAŞTIRMAYIN ŞU ADAMI
Aynı soruşturmada gazeteci Merdan Yanardağ'ın da gözaltına alındığını hatırlatan Özel, "Bir kere de bir şeye bulaştırmayın şu adamı. O sanayi sitesinin içindeki küçücük yerde nasıl rahatsızlık yaratıyorsa her meseleye Merdan Yanardağ'ı koyuyorlar" tepkisini gösterdi.



