CHP'de Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı kaybettiği 38. Olağan Kurultay'ın iptali talebiyle açılan ve olası her sonucu Türk siyasetinin geleceğini etkileyecek olan davanın duruşması bugün Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yapıldı. Mahkeme, davayı 8 Eylül’e erteledi. Duruşmanın ardından CHP’den konuya ilişkin ilk tepkiler şöyle:
Önceki Dönem Genel Başkanı Hikmet Çetin: "Hepimizin genel başkanın etrafında toplamamız lazım. Birlik içinde olmamız lazım. Halkın beklentisi var. Yerel seçimlerde 47 yıl sonra, 77'den sonra ilk defa birinci parti olduk. Ve bu birinci parti aslında gelecek olan desteklerle ben bizim iktidara geleceğimizi umuyorum."
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel: "Demokratik bir seçimle seçilmeden kimse CHP'nin genel başkanlık koltuğuna oturamaz "Bu dava da 19 Mart sürecinden bağımsız bir dava değil. Demokratik bir seçimle seçilmeden kimse CHP'nin genel başkanlık koltuğuna da yöneticilik koltuğuna da oturamaz. Bu dava sonuç odaklı bir dava değil. Mahkemeden olumsuz karar çıkmasına ihtimal vermiyorum."
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş: "Kurultayımıza dair açılan davada, mahkemenin görevsizlik kararına yapılan itiraz süreci beklenerek duruşma 8 Eylül’e ertelendi. Oysa biz, bu davanın en başından itibaren reddedilmesi gerektiğini savunuyoruz. Çünkü siyasi partilerin iç işleyişi, Anayasa’nın ve Siyasi Partiler Kanunu’nun açık hükümleriyle güvence altına alınmıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın denetimi ve nihai olarak Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkisi tartışmasızdır. Bu süreci yargı eliyle tartışmalı hale getirme çabalarının ne hukuki ne de siyasi zeminde bir karşılığı olabilir.
Adalet duygusunu zedeleyen bu davaların, yurttaşlarımızın gerçek sorunlarını perdelemesine asla izin verilemez. Bu ülkenin ağırlaşan ekonomik krizini de, adalet sistemindeki çürümeyi de çözecek yeni bir iktidara ihtiyaç olduğu şüphesizdir. Ancak bu derin sorunlar yalnızca partimizin değil, tüm muhalefetin ve halkın ortak meselesidir. Çünkü bu düzen yalnızca bizi değil; hakkı, hukuku, ekmeği savunan herkesi hedef alıyor. Bu nedenle; tüm muhalefetin bir ve beraber olmaktan başka şansı da çaresi de yoktur. Her türlü zorluğu da omuz omuza vererek aşacak gücümüz vardır."
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır: "Şizofrenik bir dava dilekçesiyle dava açılıyor, Türkiye bununla meşgul oluyor. Bu davanın usulde esasta hiçbir karşılığı yok. Böyle bir davanın bir an için kabule dildiğini düşünürsek Türkiye'de seçim güvenliği diye bir olgu olmaz! 8 Eylül’de bu davanın lehimize çıkacağından eminiz. 2 kere 2 dört ne ise, bu davanın sonucu da odur.
Bu dava hemen reddedilmeliydi. Bu dava Türkiye'nin gündemine gelmemeliydi. Hukuku, adaleti bu kadar örselemeye hiç kimsenin hakkı yok. Adalet yargı insanlara güveni teminat olarak verir ama bizim ülkemizde yargı kararları tedirginlik yaratıyor. 86 milyon niye bu saçma sapan davayla ilgilensin! Biz buradayız, partimiz emin ellerde. Biz partimizi hiçbir şekilde teslim etmeyiz.
Eğer bir büyüğümüz genel başkan olmak istiyorsa seçimler başlar, Sayın Özgür Özel gibi delegenin karşısına çıkar, başarılı olursa kazanır. Bunun dışında AKP’nin bir anlamda yarattığı gündem ve yargı kararlarıyla bu koltukta oturabilecek hiç kimse bu partide yok."
“HALKIMIZ BU OYUNU BOZMALI VE GERÇEK GÜNDEME DÖNMELİ”
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir: "Sarayın planı tıkır tıkır işliyor… Hiç olmaması, baştan reddedilmesi gereken dava 8 Eylül’e ertelendi. Yandaş kanallarda aylarca vatandaşın açlığını, yoksulluğunu, tutsak edilmiş belediye başkanlarımızı konuşmak yerine partimize her türlü iftira ve saldırıya devam edecekler. Halkımız bu oyunu bozmalı ve bir an evvel gerçek gündemine dönmelidir."
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer: "Türkiye'de bugün esas mesele, CHP'nin kurultay davası değildir. Ülkenin temel gündemi, kendisini devletin yerine koyan, yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı tek bir elde toplayan, demokrasiyi ve hukuk devletini açıkça tehdit eden bir Erdoğan krizidir. Bu kriz, ekonomiden sağlığa, eğitimden dış politikaya kadar tüm toplumu vurmaktadır. Sırf koltuğu koruyayım diye ülkeyi farklı krizlere sokmaktan da geri durmamaktadır. Asliye Ceza Mahkemesi'nde kurultayımıza yönelik süre ve 8 Eylül'e ertelenen dava, siyasi iktidarın yargıyı araçsallaştırarak, siyaset mühendisliği yapma çabasının açık örneğidir. Ancak unutulmamalıdır ki, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iradesi mahkemelerde değil, delegelerimizin ve halkımızın vicdanında şekillenir. Ezcümle, bu davanın kendisi hukuken de siyaseten de yok hükmündedir yani açıkça mutlak butlandır. Biz ülkemizin gerçek sorunlarıyla ve yurttaşların yaşadığı derin yoksullukla ilgilenmeye devam edeceğiz.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen: "Kurultay davasının ertelenmesi, bu hukuka aykırı davanın sonuç odaklı değil süreç odaklı olduğunun göstergesidir. Türkiye’nin ve yargının bu kadar sorunu varken bu operasyonel davanın derhal reddedilmesi gerekirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi, sarayda ve yargı koridorlarında dizayn edilemez. Erdoğan’ın çizdiği sınırlar içinde siyaset yapmadık, yapmayacağız. Tuzaklı masalara oturmadık, oturmayacağız. Yol arkadaşlarımızdan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz."
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan: "CHP Kurultay davası ertelendi. Maksat tüm yaz CHP tartışılsın. Sık televizyona çıkan biri olarak söylüyorum. Bu saçma sapan işle ilgili ağzımı açmayacağım. Bu soruyu soranlar, yoksulluk, enflasyon, hukuksuzluk gibi yanıtlar alır benden. İstemeyen davet etsin yayınına."
CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal: “Kim bu Lütfü Savaş? Bir dönem AKP’den belediye başkanlığı yaptı. Ardından CHP rozeti taktı. Hatay’da iki kez aday gösterildi. 2024 seçiminde büyük tepkiye rağmen yine aday yapıldı ve seçimi kaybetti!
Şimdi ne yapıyor? CHP’ye karşı dava açtırıyor. Kurultayı iptal ettirmeye çalışıyor. Ama dava açan kişi içten, özden ve samimi CHP değil… Bu açık bir operasyondur. Bu, AKP’nin sızdırdığı bir truva atı gibi davranmaktır. Bu, yenilgiyi hazmedemeyip CHP’ye ihanet etmektir.”
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik: "Cumhuriyet Halk Partisi son bir yıldır yapılan tüm anketlerde iktidarın önünde çıkmaktadır. Böyle bir dönemde, bu koşullarda cumhuriyetin son kalesi olan CHP, 360 derecelik bir saldırı altındadır. Bugün CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu Silivri zindanlarında. Yol arkadaşlarımız tutuklu vaziyetteler. CHP'nin kurumsal kimliği saldırı altında.
CHP Genel Başkanı'na yapılan saldırılar... Amaçlarını biliyoruz. Bugün cumhuriyetin kurumlarını çökerten Ankara'nın azınlık iktidarı, Türkiye'nin ikinci partisi tükenmiş iktidarını sürdürme peşinde. Sandığın sembolik olduğu bir Türkiye istiyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi'siz bir Türkiye istiyorlar."