Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanlığı Yerleşkesi Temel Atma Töreni'nde açıklamalarda bulundu.

Erdoğan burada, "Kudüs, sizin değil, bizim şehrimiz" diyen Netanyahu'ya yanıt verdi.

"KUDÜS'ÜN KİRLETİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"

"Bizim boş lafla ucuz polemikle işimiz olmaz. Döktükleri kanda boğulacaklardır. Bundan kaçış yoktur" diyen Erdoğan, "Netanyahu bunları bilmez. Bugün buradan haykırıyorum belki öğrenir. Hikmet hoşgörüyle bu şehri bir barış ve esenlik yurdu haline biz getirdik. Gazzeli mazlumların yanında olmamıza kimse engelleyemez. Kudüs'ün kirletilmesine izin vermeyeceğiz. Kudüs bizimle birlikte 2 milyarlık İslam Aleminin ortak davası ve mirasıdır" ifadelerini kullandı.

Tutuklanarak görevden uzaklaştırılan Hasan Mutlu'dan ilk açıklama: Tutuklanmamın tek nedeni...
Tutuklanarak görevden uzaklaştırılan Hasan Mutlu'dan ilk açıklama: Tutuklanmamın tek nedeni...
İçeriği Görüntüle

"Diplomasinin dili nezakettir, Türkiye'nin dış siyaseti barış odaklıdır. Fakat bu demek değildir ki hadsizlikler karşısında susacak veya geri adım atacağız" diyen Erdoğan, "İsrail'in haydutluğunun hedefi olanın yanındayız" ifadelerini kullandı.

"DÖKTÜKLERİ KANDA BOĞULACAKLAR"

Erdoğan, "Zulümle, soykırımla masum çocukların hayatları pahasına güvenli bir gelecek inşa edeceklerini zannedenler kaybedecek, döktükleri kanda boğulacaklardır. Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı hiç geçmeyecek" dedi.

Netanyahu’dan Erdoğan’a Kudüs çıkışı... "Burası sizin değil, bizim şehrimiz"
Netanyahu’dan Erdoğan’a Kudüs çıkışı... "Burası sizin değil, bizim şehrimiz"
İçeriği Görüntüle

NETANYAHU NE DEMİŞTİ?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te düzenlenen bir programda yaptığı konuşmada, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile olan anısını paylaşarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Kudüs açıklamaları üzerinden hedef almıştı. Netanyahu, “(Kudüs) Bu bizim şehrimiz Erdoğan. Sizin şehriniz değil. Bizim şehrimiz. Her zaman bizim şehrimiz olacak. Bir daha bölünmeyecek” ifadelerini kullanmıştı.

Netanyahu, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile anısını paylaştığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, Erdoğan'a şöyle seslendi:

"1998’de Türkiye’nin başbakanını ağırladım. Adı Yılmaz’dı. O zamanlar Türkiye ile harika ilişkilerimiz vardı. Son zamanların sınavına dayanamadılar ama o dönemde çok iyiydiler. Başbakanlık konutunda güzel bir akşam yemeğinin ardından salonda kahve içiyorduk ve dedim ki, 'Sayın Başbakan, sizden bir ricam olacak' O da 'Evet, buyurun' dedi.

Ben de şöyle dedim: 'Burada, az önce gezdiğimiz tünelde bulunan bir tablet var, İbranice bir taş tablet. 2700 yıl önce Kral Hizkiya tarafından kazdırılmış. 'Bakın' dedim, 'size bir önerim var. Bizim müzelerimizde binlerce Osmanlı eseri var. İstediğinizi seçin, size verelim. Bir değiş tokuş yapalım.' Ama o, 'Hayır, üzgünüm, bunu yapamam' dedi. Ben de 'Peki, müzelerimizdeki tüm eserleri alın' dedim. O yine, 'Hayır, yapamam' dedi. 'O hâlde fiyatınınızı söyleyin' dedim. O da 'Başbakan Netanyahu, bunun bir fiyatı yok' dedi. 'Neden?' dedim.

Şöyle yanıtladı: 'O dönemde İstanbul’un belediye başkanı olan birinin başını çektiği büyüyen bir İslamcı taban var. İsmini biliyorsunuz. Türk halkının bu kesiminden, Kudüs’ün 2700 yıl önce Yahudi kenti olduğunu gösteren bir tableti İsrail’e vermemize tepki gelir.'

Şimdi, 2000 yıl sonra, şehrimizi geri aldık. Bağımsızlığımızı geri aldık. Egemen bir devlet kurduk; bir ordu kurduk, dünyada eşi olmayan bir ülke inşa ettik.

Burası bizim şehrimiz Sayın Erdoğan. Sizin şehriniz değil, bizim şehrimiz. Hep bizim şehrimiz olarak kalacak. Bir daha asla bölünmeyecek. İşte bu yüzden, Başkan Trump’ın bu konudaki liderliğini çok takdir ettim; Kudüs’ü başkent ilan ettiğinde ve bunu dünyanın tüm liderleri kabul ettiğinde. Ardından da Amerikan büyükelçiliğini buraya taşıdı."