Türkiye'de uzun yıllar gündemdeki yerini koruyan Kobani davası kapsamında Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş 42 yıl, Figen Yüksekdağ ise 32 yıl 9 ay hapis hapis cezasına çarptırılmıştı.

Cezalara ilişkin mahkemenin 32 bin sayfayı aşan gerekçeli kararı ise, 13 aylık bekleyişin ardından Haziran ayında açıklanmıştı. Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından 22. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 2021/6 esas, 2024/87 karar nolu Kobani davası dosyası Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi.

KOBANİ DAVASI İSTİNAFTA

Bianet'ten Ayşegül Başar'ın haberine göre, onlarca HDP'li siyasetçinin ağır cezalar aldığı dava istinafa taşındı. Savunma avukatları, bir kaç gün içinde tutuklu siyasetçilerin tahliyesi için dilekçelerini teslim edecek.

Bursa'da kabus sürüyor: Gökyüzü kızıla boyadı
Bursa'da kabus sürüyor: Gökyüzü kızıla boyadı
İçeriği Görüntüle

Davada, bundan sonraki sürece ilişkin Başar'a açıklamalarda bulunan dava avukatlarından Nuray Özdoğan, gerekçeli kararın tüm taraflara tebliğinin ardından dosyanın İstaf Mahkemesi'ne gönderildiğini ve bir dosya numarası almış durumda olduğunu söyledi.

“İLK ACİL İŞLEM ASLINDA YARGILANANLARIN TAHLİYE EDİLMESİDİR”

Dava avukatları olarak İstinaf aşamasında tahliye beklediklerini vurgulayan Özdoğan, “Şimdi bu dosya, mevcut olan tüm AİHM kararları, Demirtaş kararı, Yüksekdağ kararı, defalarca alınmış ihlal kararları ve en son Avrupa Konseyi'nin Türkiye çağrısı, Sayın Demirtaş'ın tahliye edilmesine dair ihtarı hepsi birleştirildiğinde zaten hem yerel aşamada hem uluslararası aşamada hukuksuzluğu tamamıyla ortaya çıkmış bir dosya. Siyasi saikle bir yargılama olduğu uluslararası mahkeme kararlarıyla artık kesinleşmiş olan bir dava. Bizler yargılanan siyasetçilerin vekilleri olarak birçok aşamada tahliye taleplerimizi ilettik öncelikle. Sonuçta açık bir şekilde hukuka aykırı bir karar var. Neredeyse yok hükmünde bir karar var ortada ama ilk acil işlem aslında yargılananların tahliye edilmesidir. Daha sonra da esasa dair yeni bir kararla beraat kararı verilmesidir mahkeme tarafından” diye konuştu.

DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ TAHLİYE EDİLECEK Mİ?

Özdoğan, İstinaf Mahkemesi'nin ön incelemesini tamamlamasından sonra esas aşamasında tahliye kararı verebileceğini belirterek şunları söyledi:

“Ön aşamada tabii teknik hususları inceliyor. Bu ön inceleme aşaması aslında kısa süreli bir incelemedir. Çünkü basit usul işlemleri tek tek kontrol edilir. Bu dava çok bilinen defalarca kamuoyunda tartışılmış bir dava. Bırakın mahkeme yargıçlarını aslında kamuoyu tarafından da artık neredeyse her aşaması bilinen bir yargılama oldu. Kamuya açık bir yargılama oldu. Dolayısıyla istihdam mahkemesinin ilk yapması gereken inceleme aşaması hızlıca tamamlamak ve tahliye kararları vermek öncelikle.

Bunu yapabilir. Çünkü bu istinaf aşaması da bir kovuşturma aşamasıdır. Dolayısıyla ceza kanunu ve ceza muhakemesi kanunu der ki kovuşturma aşamasında her zaman bu karar verilebilir. Dolayısıyla İstinaf Mahkemesi bu yerel ilk mahkemenin vereceği bir karardır diyemez. Biz bu tarz beyanlarla bazen karşılaşıyoruz ama bunlar hukuki değil. Yasa açık, koğuşturma süreci içerisinde İstinaf Mahkemesi bir tahliye kararı da verebilir, tedbire ilişkin karar verebilir, esasa ilişkin de tabii ki karar verebilir. Bu tutukluluk halinin ısrarla devamı büyük bir hukuksuzluk, yerel mahkeme aşamasındaki hukuksuzlukları defalarca paylaştık, kanıtlarıyla... Şimdi de İstinaf Mahkemesi hakimlerinden beklentimiz bu hukuksuzluğa devam etmemeleri.”

“TAHLİYE BAŞVURUSU YAPILACAK”

Özdoğan, son olarak Meclis'e de taşınan yeni çözüm sürecine değinerek, şu çağrıyı yaptı:

“Eninde sonunda bir görüşme süreci başlamış durumda. Bir örgüt silah bırakmış durumda. Meselenin tarafları görüşmeye başlamış durumda ve bu yargılama siyaseten de artık sürdürülemeyecek bir yargılamadır. Hukuken zaten sürdürülmemesi gerekir. Ama tabii ki bizim şu an yargıçlardan beklentimiz var, siyasetçilerden değil. Öncelikli olarak o kürsüdeki hukukçuların, yargıçların hukukun gereğini yerine getirmelerini bekleriz. Tabii ki bu siyasi bir yargılama. En azından iktidarın ve çevresinin kararı ile süren bir yargılama olduğu için onların kararıyla devam edebilir ya da etmeyebilir. Bu bir gerçeklik. Ama bizler sonuçta hukukçular olarak diğer hukukçulardan, kürsünün diğer tarafında olan yargıçlardan tümüyle siyasi süreçlerden bağımsız bir karar vermelerini, hukuka uygun bir karar vermelerini bekleriz. Her yanıyla buna uygun tablo, bu kararı verebilirler. Yeter ki evrensel hukuk ilkelerine, Türkiye'deki anayasaya, Türkiye'deki ceza hukuku mevzuatına uygun davransınlar. Muhakkak yeniden tahliye talepli başvurular olacaktır. Her tutukluğun avukatı bu başvuruyu yapacaktır muhakkak. Bunun da sonucunu bekleyeceğiz.”

Avukatlar itiraz dilekçelerini Makeme'ye sunacak. İstinaf Mahkemesi’nin kararı onaylanmasıyla artık dosya Yargıtay'a gönderilecek.