Kamu çerçeve protokolü (KÇP) görüşmelerinde hükümetin yüzde 17’lik zam teklifine karşı Türk-İş’in başlattığı eylem programı bugün yeni bir aşamaya geçiyor. Türkiye’nin 81 ilinde kamu işçileri, AKP il binalarının önünde olacak. İşçiler, hem hükümetin sefalet ücreti dayatmasına hem de Türk-İş yönetiminin eylem planını ağırdan almasına tepkili.

AKP'li üye 'Türkiye hukuk devletidir' dedi, belediye meclisi kahkahalara boğuldu
AKP'li üye 'Türkiye hukuk devletidir' dedi, belediye meclisi kahkahalara boğuldu
İçeriği Görüntüle

Kartal Meydanı’ndaki mitingde en kitlesel katılımı sağladıklarını söyleyen İstanbul Tersanesinden bir Harb-İş üyesi işçi, bugün yapılacak eyleme ise sınırlı katılım sağlayabileceklerini belirterek, “Savunma sanayi iş kolunda olduğumuz için iş bırakmamız yasak. Bugün yapılacak eyleme ancak izin alabilen işçiler gidebilecek. Bu nedenle başka sendikalardan daha çok katılım şart. Bu sadece Harb-İş üyesi işçinin meselesi değil, tüm kamu işçilerinin geleceği” dedi.

Kamu işçisinin açlığa mahkum edildiğini söyleyen Harb-İş üyesi işçi, hükümete ve Diyanete de tepki gösterdi: “Aylarca teklif vermeyen hükümet, meydanlara çıkan işçileri de dikkate almadı. Önce yüzde 16, sonra yüzde 17 teklif ettiler. Cuma hutbesinde bile işçiyi hedefe koydular. Ama unuttukları bir hadis var: ‘İşçinin alın teri kurumadan emeğinin karşılığını verin.’ Biz hakkımızı istiyoruz. Açlığa, sefalete karşı ses çıkarıyoruz. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ sözünü de unutmasınlar, kamu işçileri açlığa mahkum ediliyor” diye konuştu.

“KÇP ÖZEL SEKTÖRDE DE SINIRI BELİRLEYECEK”

Türk-İş’in son eylemine yüksek katılımın hükümetin umursamazlığına karşı oluşan tepkiyle büyüdüğünü belirten işçi, “Katılımın yoğun olmasının nedeni, hükümetin dalga geçer gibi teklif vermesi. Ama bazı sendikalar hâlâ sessiz. Oysa KÇP yalnızca kamuda değil, özel sektörde de sınır belirleyecek. Şimdi dişimizi gösteremezsek, ileride sözleşme masalarında daha beterini dayatacaklar” dedi.

Hükümetin teklifine karşı sadece rakam değil, mücadele kararlılığıyla da yanıt verilmesi gerektiğini söyleyen Harb-İş üyesi işçi, “Bu eylemi çoktan yapmamız gerekiyordu. AKP il binası önünde taleplerimizi yinelememiz lazım ama eriyen taslağa da ses çıkarmamız şart. Bundan sonra yapılacak eylemler de sadece sembolik değil, somut taleplere sahip çıkan, baskıyı artıran eylemler olmalı” dedi.

"KAYBEDERSEK ÖNÜMÜZDEKİ BİRKAÇ YILI DA KAYBEDECEĞİZ"

Demiryol-İş üyesi bir işçi de Türk-İş’in sahadaki iradeyi arkasına almadan masada sonuç almasının mümkün olmadığını vurguladı, “Miting alanında, fabrika önünde işçi kararlı. Ama o kararlılığı örgütleyen bir sendikal yapı eksik. Eğer bu protokol böyle kapanırsa sadece bu yıl değil, önümüzdeki birkaç yıl da kaybedilmiş olacak. Biz bunun kavgasını veriyoruz” diye konuştu.

Aynı işçi, KÇP’nin sadece ücret değil, geleceği belirleyen bir sınav olduğunun da altını çizdi: “Bu protokol asgari ücretin bile altında yaşamaya zorlanan yüz binlerce kamu işçisini ilgilendiriyor. Ama sadece bizi değil, özel sektördeki milyonları da etkiliyor. Türk-İş ya bu sorumluluğu üstlenir ya da tarih önünde sınıfta kalır.”

"PATRONLAR BİZİ İZLİYOR, MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM"

Her iki işçi de Türk-İş’in eylem planının genişletilmesi gerektiğini söylüyor. “Biz işçiyiz. Yasaklara rağmen bir yolunu bulup sesimizi çıkarırız. Ama sendikaların da bu sesi büyütmesi gerek” diyen Harb-İş üyesi, “Eylemlerin dozajını artırmamız gerekiyor. Patronlar bizi izliyor, mücadeleyi büyütelim. Göstermelik değil, taslağa sahip çıkan, hükümete ‘Sabrımız kalmadı’ diyen bir çizgiye ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.