Dünya

İsrail 'sarı hatta' çekildi… 'Esir takası süreci başlayacak'

İsrail ordusu ateşkesle birlikte “sarı hat” olarak bilinen sınıra kadar çekildi ancak Gazze’nin büyük bölümünde kontrolünü sürdürüyor. Hamas, İsrail ile arasındaki esir takası sürecinin Pazartesi günü başlayabileceğini duyururken, Filistinliler harabeye çevrilen evlerine dönmeye başladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze’de ateşkes anlaşmasına varıldığını duyurmasının ardından Hamas ve İsrail anlaşmaya varıldığını doğrulamış, Mısır'da varılan 20 maddelik Gazze planını içeren anlaşma sonrası Gazze Şeridi'nde ateşkes dün yerel saatle 12.00'de yürürlüğe girmişti.

İsrail'in, esir takası kapsamında müebbet hapis cezasına çarptırılan 250 Filistinli ile Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de alıkonulan 1700 Filistinliyi serbest bırakması öngörülüyor.

Ateşkes görüşmeleri boyunca saldırılarını sürdüren İsrail Ordusu'ndan yapılan yazılı açıklamada, İsrail askerlerinin "sarı hat" olarak tanımlanan noktalara doğru kısmi çekilmesinin tamamlandığı belirtilmişti.

'Serbest bırakılmayan Filistinli esirlere rağmen anlaşmaya bağlı kalacağız'

Hamas, İslami Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, İsrail yönetiminin çok sayıda Filistinli esirin serbest bırakılmasını engellediğini, buna rağmen Gazze'deki soykırımın durması için anlaşmaya bağlı kalacaklarını açıkladı.

İsrail Adalet Bakanlığının ateşkes kapsamında serbest bırakılması beklenen müebbet hapis cezasına çarptırılmış 250 Filistinlinin isimlerini yayımlaması ancak bu listede Hamas tarafından serbest bırakılması istenen isimlerin yer almamasına tepki geldi.

Mısır'da İsrail ile gerçekleştirilen dolaylı müzakerelere katılan Hamas, İslami Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nden yapılan ortak yazılı açıklamada, "Tüm kadın ve erkek esirlerin ve ulusal hareketin esir liderlerinin serbest bırakılmasını sağlamak için yoğun çaba sarf ettik, ancak İsrail her zamanki gibi önemli sayıda tutuklunun serbest bırakılmasını engelledi" ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, İsrail'in ateşkesi baltalamaya dönük bu hamlelerine rağmen direniş gruplarının, Filistin halkına yönelik soykırımın durması için anlaşmayı uygulamayı sürdürmeyi tercih ettiği belirtildi. "Onlardan asla vazgeçmeyeceğiz" ifadesine yer verilen açıklamada, Filistinli esir ve tutukluların direniş gruplarının ulusal önceliği olarak kalmaya devam edeceği vurgulandı.

Ulusal birlik çağrısının yinelendiği açıklamada, bu amaçla Mısır'ın da desteğiyle ateşkesten sonra Filistinlilerin ortak bir tavır alması için acil ve kapsamlı bir ulusal toplantı düzenlenmesi üzerinde çalışıldığı ifade edildi.

Açıklamada, yabancı vesayetin kesinlikle reddedildiği, Gazze'nin yönetim şeklinin ve kurumlarının çalışma prensiplerinin Filistin'in iç meselesi olduğu vurgulandı.

Ara bulucu ülkeler Mısır, Katar ve Türkiye'ye teşekkür edilen açıklamada, ABD'ye de anlaşmanın tüm maddelerinin uygulamasının garanti edilmesi için baskı uygulama çağrısı yapıldı.

İsrail'in müzakere sürecini baltalama ve anlaşmayı engelleme yönündeki ısrarlı girişimlerine ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaşı uzatma gayesine rağmen Filistin müzakere heyetinin, halkın soykırımın durması yönündeki taleplerine odaklandığı ve böylelikle bu sürecin ilk aşamasını uygulama konusunda bir anlaşmaya varıldığı ifade edildi.

İsrail Adalet Bakanlığı, ateşkes kapsamında serbest bırakılması beklenen müebbet hapis cezasına çarptırılmış 250 Filistinlinin isimlerini yayımlamıştı. Ancak Hamas'a bağlı "Esirler Basın Bürosu" listeyle ilgili bir anlaşmaya varılmadığını açıklamıştı.

İsrail tarafından yayımlanan listede, Hamas'ın serbest bırakılmalarını özellikle istediği "Mervan el-Bergusi, Ahmed Sadat, Abdullah el-Bergusi, Hasan Selame ve Abbas es-Seyyid İbrahim Hamid" gibi isimlerin yer almaması dikkati çekmişti.

HAMAS: İSRAİL İLE ESİR TAKASI PAZARTESİ BAŞLAYABİLİR

Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk, katıldığı bir televizyon programında, "Esir takası işlemleri büyük ihtimalle Pazartesi günü başlayacak" dedi. Ebu Merzuk, Hamas’ın, esirlerin teslimi sürecinde askeri tören ya da kutlama yapılmaması yönünde bir tutum benimsediğini de belirtti.

İsrail ordusunun ateşkesle birlikte “sarı hat” olarak bilinen sınıra kadar çekildiğini kaydeden Ebu Merzuk, ordunun Gazze’nin yaklaşık yüzde 53’lük bölümünde kontrolünü sürdürdüğünü vurguladı.

"İsrail’in belirlediği çekilme sınırları ne doğru ne de planlı. Rastgele belirlenmiş durumda" diyen Ebu Merzuk, "İşgalin mevcut pozisyonlarını korumasını asla kabul etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

Ebu Merzuk, ayrıca ABD askerlerinin ateşkesin uygulanmasını izlemek amacıyla bölgeye gönderildiğini, ancak bu askerlerin Gazze içinde değil, İsrail tarafında konuşlanacağını söyleyerek, "Önümüzdeki dönem, ulusal bir proje ve Gazze ile Batı Şeria’da barış gücü varlığının tartışılacağı bir süreç olacak" değerlendirmesinde bulundu.

FİLİSTİNLİLER KUZEYE DÖNÜYOR

İsrail ordusunun iki yıldır soykırım yaptığı Gazze Şeridi'nde sahil kesimindeki Reşid Caddesi, yürürlüğe giren ateşkesin ardından on binlerce yerinden edilmiş Filistinlinin güney kesiminden kuzey bölgelerine dönüşüne sahne oldu.

Harabeye dönen evlerine geri dönmeye çalışan Filistinliler her şeye rağmen yaşadıkları yerleri terk etmeyeceklerini söyledi.

Gazze’ye dönen Filistinliler, AA muhabirine yaptıkları açıklamalarda, yıkılan evlerinin enkazının üzerinde yaşamayı göze alacaklarını belirterek, geri dönüşün, yıkıntılara rağmen göç ve sıkıntılı yaşamdan daha iyi olduğunu anlattı.

Bir Filistinli, "İşgal saldırıları ve yıkımlar nedeniyle güneye göç ettik, şimdi tekrar kuzeye dönüyoruz. Hayatımızı yeniden kuracağız" diye konuştu.

Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’ndan bir kadınsa yıkımın büyük olmasına rağmen geri dönüşün, göç ve zor yaşamdan daha iyi olduğunu belirtti. Gazzeli kadın, "Göç etmek ve yabancı bir yerde yaşamak zordu. Evimiz gibisi yok, bir oda bile olsa kendi evimizde olmak en iyisi" dedi.

ALTYAPI, HASTANELER VE SİVİL SAVUNMA TESİSLERİ YOK EDİLDİ

Gazze'deki Hükümetin Medya Ofis Müdürü İsmail es-Sevabite, doğrudan altyapı kayıplarının 70 milyar doları aştığını açıklayarak, şeffaf bir yeniden inşa planının acilen uygulanmasını talep etmişti.

Sevabite, İsrail’in yaklaşık 300 bin konutu tamamen, 200 bin konutu kısmen veya ağır hasarlı hale getirdiğini belirtmiş, bunun sonucu olarak yaklaşık 2 milyon Filistinli zorunlu göçe tabi tutulduğunu, göç edenler yıpranmış çadırlarda ve ağır insani koşullar altında yaşamak zorunda kaldığını açıklamıştı.

Sevabite'ye göre, İsrail ordusu Gazze’ye 200 bin tondan fazla patlayıcı attı, bu da altyapının yüzde 90’ının yıkılmasına ve iki yıldır devam eden zorunlu göç nedeniyle yaklaşık 2 milyon sivilin yerinden edilmesine yol açtı.

Gazze’de yaşanan insani kriz halen devam ediyor. İsrail’in saldırıları, şehrin büyük bir bölümündeki altyapıyı, hastaneleri ve sivil savunma tesislerini yok etti. Kurtarma ekipleri, malzeme ve yakıt eksikliği nedeniyle enkaz altındaki kişilere ulaşmakta büyük zorluk yaşıyor.

İSRAİL CENAZELERİ DE VERMİYOR

Filistin Şehitlerin Naaşını Kurtarma ve Kayıp Kişileri Arama Ulusal Hareketi'nden yapılan açıklamada, İsrail'in alıkoyduğu Filistinlilerin cenazelerine ilişkin bilgi verildi. İsrail'in 735 Filistinlinin cenazesini alıkoymayı sürdürdüğü ve bunların 256'sının "Sayılar Mezarlığı'nda" tutulduğu belirtildi.

Sayılar Mezarlığı'na gömülenlerin dışındakilere dikkati çekilen açıklamada, "İsrail, 2025 yılı başından bu yana 86'sı tutuklu, 67'si çocuk ve 10'u kadın olmak üzere toplam 479 Filistinlinin cenazesini alıkoymayı sürdürüyor" ifadesi kullanıldı.

İsrail'in Haaretz gazetesinde 16 Temmuz'da çıkan habere işaret edilen açıklamada, İsrail ordusunun, işkence ve kötü muameleyle ünlü Sde Teiman gözaltı merkezinde Gazze Şeridi'nden yaklaşık 1500 Filistinlinin cesedini tuttuğu hatırlatıldı.

İsrail makamlarının, İsrail askerleri tarafından öldürülen ya da hapishanede ölen Filistinlilerin cenazelerini, "herhangi bir esir takasında pazarlık konusu yapmak için" alıkoyduğu belirtiliyor.

İsrail, ailesine teslim etmediği Filistinlilerin naaşını ise "Sayılar Mezarlığı" adı verilen ve üzerinde isimler yerine yalnızca sayıların bulunduğu mezarlara defnediyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 8 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda en az 67 bin 211 Filistinli hayatını kaybetti, 169 bin 961 kişi de yaralandı.