Antarktika, son yıllarda komplo teorisyenlerinin en fazla ilgi gösterdiği bölgelerden biri haline geldi. “Kanayan şelaleler” gibi sıra dışı doğal olayların ardından bu kez kıta üzerindeki sözde “piramit” tekrar tartışma konusu oldu. Ancak bilim insanlarına göre ortada herhangi bir gizem bulunmuyor; yapı bir piramit değil, sıradan bir dağ.

Antarktika’nın en yüksek sıradağları olarak bilinen Ellsworth Dağları, 400 kilometre boyunca uzanıyor. Tartışmalara konu olan dağ, 1910-1913 yılları arasındaki Britanya Antarktik Seferi sırasında keşfedildi. Dönemin araştırmacıları, bulgunun niteliğini gizlemek amacıyla zirveye “The Pyramid” (Piramit) adını verdi.

Aradan geçen yüzyılda, Google Earth üzerinden çok tıklanan 79°58’39.25”S 81°57’32.21”W koordinatları komplo teorisyenlerinin ilgisini çekmeye devam etti. Ancak uzmanlar söz konusu yapının jeolojik olarak son derece doğal olduğunu belirtiyor.

Almanya Potsdam’daki Alman Jeobilimler Araştırma Merkezinden jeolog Dr. Mitch Darcy, IFL Science’a yaptığı açıklamada şu değerlendirmeyi yaptı:

Piramit şeklindeki yapılar Ellsworth Dağları’nda bulunuyor. Bu bölge yüzlerce kilometre uzunluğunda, bu nedenle buz tabakasının üzerinde pek çok kayalık zirve görmek şaşırtıcı değil. Bu zirvelerin tamamen kayaçlardan oluştuğu açık. Bu tepenin piramide benzeyen bir şekle sahip olması tamamen tesadüf.

Darcy, bu tür oluşumların teknik olarak nunatak olarak adlandırıldığını, yani buz tabakası veya buzulun içinden yükselen doğal kaya çıkıntıları olduğunu vurguladı:

Şekli piramidi andırıyor olabilir, ancak bu durum onu insan yapımı bir yapı hâline getirmez.

Uzmanlara göre son günlerde gündeme gelen “yeni keşif” de benzer biçimde buz yüzeyinin üzerinde yükselen bir dağdan ibaret.

Suriye’deki Alevilere saldırılar protesto edildi
Suriye’deki Alevilere saldırılar protesto edildi
İçeriği Görüntüle

KOMPLO TEORİLERİ BİTMİYOR

Antarktika son dönemde farklı iddialarla da anılıyor. Komplo teorisyeni Eric Hecker, bu yıl yaptığı açıklamada Amundsen–Scott Güney Kutbu İstasyonu’nun “uzaylılara hava trafik kontrol merkezi” olarak kullanıldığını öne sürmüştü. Hecker, 2010 yılında ABD’li savunma şirketi Raytheon tarafından araştırma istasyonunda görevlendirildiğini iddia ederek merkezde “görünenden çok daha fazlası” bulunduğunu savunmuştu.

Bilim camiası ise bu iddiaların hiçbirinin somut kanıt taşımadığını vurgulayarak Antarktika’daki jeolojik yapıların tamamen doğal süreçlerin ürünü olduğunun altını çiziyor.