Habertük TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un tutuklanmasının ardından iktidara yakın Sabah gazetesi soruşturma dosyasındaki 35 yaşındaki bir spikerin ifadesini yayınladı. Kimliği açıklanmayan spiker, Mehmet Akif Ersoy hakkında grup seks ve kokain iddiasında bulundu, anlattıkları mide bulandırdı. İfadesinde Ersoy’la üçlü bir ilişki yaşadığını öne süren spiker, Ersoy’un uyuşturucu kullandığını da dile getirdi.

Kadın spiker Mehmet Akif Ersoy ile grup seks yaptıklarını itiraf etti! Mide bulandıran ifadeler
Kadın spiker Mehmet Akif Ersoy ile grup seks yaptıklarını itiraf etti! Mide bulandıran ifadeler
İçeriği Görüntüle

Bu iddiaların ardından gazeteci Erk Acarer de Youtube yayınında Habertürk'te yaşanan taciz iddialarını gündeme getidi. Acarer, Gülben Ergen'in eski eşi Erhan Çelik'in Habertürk'ün genel yayın yönetmeni olduğu dönemde gece yarısı bir kadın spikere ses kaydı attığını bu ses kaydında cinsel tatmin yaşarken ki seslerin yer aldığını iddia etti.

Acarer'in bir diğer iddiası da 'Alo Fatih' olara bilinen Fatih Saraç'tı. Acarer, Saraç'ın bir kadın spikere Habertürk binasındaki 11. katta bulunan odasında bir iş insanı için ikinci eş olmasını teklif ettiği, kadının kabul etmediği için programına son verildiğini söyledi.

Kahramanmaraş'ta kanlı pusu! Genç kadın aracında katledildi
Kahramanmaraş'ta kanlı pusu! Genç kadın aracında katledildi
İçeriği Görüntüle

Acarer'in iddiaları bununla da sınırlı kalmadı. Acarer, Habertürk'te yöneticilerin bu tür işlerini rahat yapabilmeleri için Cihangir'de evler tutulduğunu öne sürdü.

"PAVYONDAN FARKSIZ OLDU"

Acarer şunları söyledi:

Şantaj gibi iddialar işi özel hayatın gizliliği meselesinden çıkarıyor. Sadece şantaj değil, taciz iddiaları da var. Habertürk böyle zaten. Haraç mezat işlerin döndüğü bir yer. Pavyondan farksız oldu her zaman. Öteden beri yani. Kadın meslektaşlarımız isteneni yapmadı diye işten çıkarıldı mı dersiniz? Yoksa yine istekleri yerine getirmedi diye programları kaldırılanları mı ararsınız? Tam tersi hiçbir televizyonculuk ve gazetecilik bilgisi olmayan kimi türbanlı kadınların jet hızıyla yükselişlerine mi tanık olursunuz?

"ŞANTAJ, TEHDİT VE TACİZ HABERTÜRK'ÜN RUHUNA İŞLEMİŞ DURUMDA"

Habertürk ne yazık ki böyle alengirli bir yer. Tuhaf bir şantaj, tehdit ve taciz mekanizması adeta Habertürk'ün ruhuna işlemiş durumda. Hatta Şimdi dön geri yine Mehmet Akif Ersoy'a. Bu işler için bu dönem gazeteye yakın olsun diye Ulus deniyor. Cihangir'de de evler tutulmuş. Cihangir'de evler var bu işler sürsün diye. Peki ne oluyor? Şimdi gelelim taciz iddialarına. Bunun konuşulması gerekiyor elbette.

ERHAN ÇELİK SES KAYDI İDDİASI

Çok sıkıntılı işler var. Mesela bu sıkıntılı işlerin başka kişilere ulaştığını da söyleyebiliriz. Gülbel Ergen'in eski eşi Habertürk'ün eski genel yayın yönetmeni aynı zamanda kim? Erhan Çelik. Mehmet Akif Ersoy'a da yakın. Beraberler iyi piştikleri birlikte bir haber spikerine şunu yapıyor Erhan Çelik. Bu kişinin bizzat kendi iddiası. Bunu paylaşmak istiyorum.

"CİNSEL HAZZA ULAŞTIĞI ANDAKİ SES KAYDINI ATIYOR"

Gece yarısı arayıp, yani ne denir nasıl söyleyeyim bunu hani bir ahlak meselesinden söyleyemiyor değilim. Yani YouTube'daki sıkıntılardan dolayı söyleyemiyorum. Şöyle diyeyim. Cinsel hazza ulaştığı sıradaki ses kaydını atıyor. "Hoşuna gitti mi?" diyor o. Cevap? Cevap yok. Ne oluyor? Ertesi gün program kaldırılıyor. Yani buralardan, bu noktalardan da söz etmemiz gerekiyor.

"BİR MÜSLÜMAN İKİNCİ EŞİNİ ARIYOR"

Mehmet Saraç, bu genç, yetenekli, işte pırıl pırıl diye lanse edilen kişileri işe sokan kişi. Hala odası boşaltılmış değil ha bu arada. Kayyum odası boşaltılmış değil. 11. kattaki odası. Mehmet Fatih Saraç da 11. kattaki odasına bir kadın gazeteciyi çağırıyor. "Bir Müslüman ikinci eşini arıyor. Hayat seni bıktırdı, yordu. Rahat edersin ne dersin?" diyor. Bir televizyon kanalından söz ediyoruz arkadaşlar.

"MİNİ ETEĞİN ÇOK İYİYDİ, YARIN BİR KONUŞALIM"

Sözüm bana bir yandan da böyle ortada yürüyen ortacı bir televizyon kanalından söz ediyoruz. Ama Türkiye'deki ne yazık ki her şey siyasal islamcıların kucağına düşmüş. Kurgular buraya kadar gitmiyor. Gece yarısı çalışanlara mesaj atıyor. 'Alo Fatih' işte. Diyor ki "Bugün kıyafetin çok güzeldi. Mini eteğin çok iyiydi. Yarın bir konuşalım mı?" diyor.

"ZIVANADAN ÇIKILMIŞ"

Medya dünyasında işler böyle deniyor. Eskiden böyle Türk filmlerinde falan şey denirdi. Hani rejisör bizi oynatmıyor. Çünkü yatağı atmak istiyor. O günler sinema sektörü açısından bile çok masummuş. Bugün geldiğimiz yer hakikaten zıvanadan çıkmış bir nokta. Zıvanadan çıkmış bir yer. Bunların tümünü şöyle anlatabilirim. Biraz hayal kırıklığıyla değerlendirmek de mümkün. Neden? Biz bir gelenekten geldik. O geleneğin parçası olmaya çalıştık. Bize anlatılanlar Uğur Mumculardı. Biz onlara benzeyerek bir noktaya gelmek istedik.

"SİYASİ GÜÇ OYUNLARI, PUDRA ŞEKERİ" PARTİLERİ"

Ya da işte Metin Göktepe'lerdi. Bu isimlerden feyz alarak yürümek istedik. Ancak biz böyle bir feyz noktasında bu aşamalarla yürümek isterken başkaları siyasi güç oyunları ve pudra şekeri partileriyle vaktini geçirmiş.