HİLAL SOLMAZ / BABAOCAĞI
Tunceli’nin Pülümür ilçesi, bu yaz yalnızca doğanın serinliğini değil, şiirin, müziğin ve kolektif belleğin sıcaklığını da barındıracak. Yerelden evrensele uzanan bir kültür köprüsü kurmayı amaçlayan “Fırat’ın Salı” etkinlikleri, 24 Temmuz’da başlayacak. Şiirin çağrısıyla müziğin ritmi buluşacak; dayanışmanın ve üretimin sesi, Fırat kıyısında yankı bulacak.
Bu yıl ilki düzenlenen “Fırat’ın Salı”, Pülümür Belediyesi ve Cemal Süreya Kültür ve Bellek Evi’nin katkılarıyla hayata geçiriliyor. Etkinliğin ruhu, Pülümür’ün şiirle yoğrulmuş toprağından, Anadolu’nun çok katmanlı kültürel zenginliğinden besleniyor. Proje, yalnızca bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda belleği diri tutan, geçmişle bugünü aynı potada eriten bir kültürel üretim alanı olarak şekilleniyor.
BİR MUHABBETLE BAŞLAYAN YOLCULUK
Etkinlikler dizisi, 24 Temmuz’da Pir Sultan Abdal Ocağı’nda gerçekleşecek muhabbet buluşması ile başlayacak. Bu ilk durak, 2022 yılında yaşamını yitiren Mehmet Çelebi Dede anısına düzenleniyor. Ocağın duvarlarına sinmiş sözlerin gölgesinde gerçekleşecek bu gecede; Dertli Divani, Hüseyin Albayrak, Hüseyin Can Pala, Ertan Tekin ve Özgür Polat bir araya gelecek. Katılımın ücretsiz olduğu buluşma, Alevi inanç mekânlarında kültürün sözle, sazla ve muhabbetle yaşatılmasına katkı sunmayı hedefliyor.
KARDEŞ TÜRKÜLER'DEN ORTAK SAHNEYE
Etkinliğin ikinci ayağında ise müzikle harmanlanan bir atölye çalışması var. 22-23 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek Kardeş Türküler Atölyesi, iki gün boyunca katılımcıları hem öğrenmeye hem de üretmeye çağırıyor. Atölye kapsamında, katılımcılar Kardeş Türküler repertuarından şarkılarla çalışacak ve sonunda, Pülümür Bal Festivali kapsamında Pülümür Meydanı’nda birlikte sahne alacak.
İlk gün, yerel sanatçılar ve sözlü tarih anlatıcılarıyla müzikli bir muhabbet programı da düzenlenecek. Yüz yüze anlatılarla geçmişin izleri sürülecek, şarkılarla belleğin sesi açığa çıkacak. Atölye katılımı ücretli olup, başvurular @firatinsali Instagram ve https://forms.gle/sxaT2MCWkAcCzCzL7 adresi hesabı üzerinden alınacak.
KÜLTÜREL EKOSİSTEM VE DAYANIŞMANIN PEŞİNDE
Etkinliğin Genel Sanat Yönetmeni Ümit Altaş, “Fırat’ın Salı”yı yalnızca bir konserler dizisi olarak değil, üretime dayalı bir kültürel ekosistem olarak tasarlıyor. Altaş, bu projeyi dinleyici, müzisyen ve gönüllülerin birlikte hayal kurabileceği, paylaşım ve dayanışma içinde üretebileceği bir alan olarak görüyor.
“Sadece sahne değil, birlikte düş kurduğumuz, birlikte ürettiğimiz bir alan hayal ediyoruz. Telif haklarıyla özgün üretimlerin sürdürülebilirliğini destekleyecek bir sistem kurmak da hedeflerimiz arasında,” diyor Altaş.
Uzun vadeli hayallerden biri ise, Fırat’ın kıyısında kurulacak bir “Nağmeler Evi” ile bu üretimin kalıcı bir belleğe kavuşması. Bu ev, tıpkı Cemal Süreya’nın dizeleri gibi, geçmişi ve geleceği bir araya getirecek bir müzik yurdu olarak tasarlanıyor.
BİR DİZENİN PEŞİNDE YOLA ÇIKMAK
“Fırat’ın Salı”, adını Cemal Süreya için yazılmış bir dizeden alıyor. O dizenin içinde, bir nehrin kıyısında başlayıp okyanuslara ulaşan bir yolculuğun çağrısı var. Şimdi bu çağrı, Pülümür’den yükseliyor.
Doğudan batıya, yerelden evrensele uzanan bu yolculukta, şiirle, müzikle ve dayanışmayla örülen bir çember kuruluyor. Katılmak, bu çemberin bir halkası olmak isteyenler için detaylar, @firatinsali sosyal medya hesabında ve başvuru formu burada.