Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in ölümünün birinci yılında örgütün üst yönetimini oluşturan "Ali Heyet"te yaşanan kavgalar artarak devam ederken bazı örgüt mensupları, terörist başının örgüt üzerindeki gölgesi olarak bilinen Mustafa Özcan'ın heyetten çıkartılmasının "iç darbe" olduğunu iddia ediyor.
Bazı örgüt üyeleri, Özcan'ın "Ali Heyet" üyeliğini kaybetmesinde FETÖ'nün "kara kutusu" ve "para kasası" olarak bilinen Cevdet Türkyolu'nun rol oynadığını düşünüyor.
Örgütü Özcan ile yönettiği iddia edilen Türkyolu'nun, yapılan yönetim değişikliğine tepki göstermezken yapının bazı üyeleri onun bu sessizliğini sonuçtan memnun olmasına yorumluyor.
Sosyal medyada örgüt üyelerinin yaptığı tartışmalarda ise Özcan'ın "kolay pes etmeyeceği", hala örgütün para trafiğinin önemli bir kısmını yönettiği, yönetimdeki bu ayrışmanın tabanın daha da bölünmesine yol açabileceği yorumları yapılıyor.
Bazı örgüt üyeleri ise Özcan'ın yönetimden uzaklaştırılmasını memnuniyetle karşılarken Türkyolu'nun da görevden el çektirilmesi, bir an önce mal varlığını açıklaması ve bunları örgüte iade etmesi gerektiğini dillendiriyor.
Güvenlik uzmanları ise FETÖ'nün dağılma dönemine girdiğine dikkat çekiyor.
ÖZCAN SESSİLİĞİNİ BOZDU... 'ADİL ÖKSÜZ'Ü TANIRIM'
15 Temmuz'un planlayıcısı olduğu iddialarını reddeden Özcan, kilit isim Adil Öksüz'ü ise tanıdığını söyledi. Özcan, darbe girişiminin planlayıcısı olmadığını öne sürdü, "15 Temmuz ile ilgili bilgim yok. Ne bir görüşmem oldu ne başka bir şey. Ben Adil Öksüz'ü tanıyorum. Yardım Doçentliği terfsirle alakalı... Adil Öksüz'ü benim 'Hocaefendi'ye refere etme gibi bir durum yok ki... Benim refere etmemle bir kişiyi göreve getirmiş değil. Adil Öksüz ile ilgili görev değişiklikleri olmuş, ben onları sürmüşüm hiç böyle bir şey yok. 'Hocaefendi'ye sorulduğunda birinde 'talebelik yapmış olabilir' diyor. Birinde resim çektirmiş çocuklarıyla filan. Güya istihbarat filan diye ima ediyorlar. 'Hocaefendi' istihbaratın başındaki Hakan Fidan da ikidefa geldi' diyor. Bütün devlet erkanınn geldiğini söylüyor. Buraya gelmiş olabilir, resim çektirmiş olabilir ama bu konuyla alakalı ne yapıp yapmadığını ben bilemem ki diyor. Ne Adil Öksüz ile görüştüm ne böyle bir yönlendirme yaptım. Böyle bir şey yok." dedi.
Özcan Mehmet Değerli ile de hiçbir irtibatı olmadığını söyledi.
HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ VE ENVER ALTAYLI İLE DEMİREL TANIŞTIRDI İDDİASI
Kendisine yöneltilen Necip Hablemitoğlu cinayeti suçlaması için Özcan şunları söyledi:
Bu hadise 2002 Aralık'ta olmuş. AKP iktidarının hemen ilk hemen ilk günleri... Ben 2002'den 2014'e kadar Türkiye'deydim. 2014'e kadar da Cumhurbaşkanı seviyesinde, Başbakan seviyesinde, Meclis Başkanı seviyesinde bütün bürokrasiyle devlet erkanı ile görüştüm. Hiç böyle bir şey söz konusu değil olamaz da zaten. 20 sene sonra böyle bir senaryo ürettiler.
İrtibat noktasının FETÖ davası kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "siyasi ve askeri casusluk" suçlarından hapis cezası alan Enver Altaylı olduğunu belirten Özcan, Altaylı ile tanışmasını eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından gerçekleştiğini iddia etti. Özcan şunları söyledi:
Biz Enver Altaylı ile Demirel yurtdışına gittiğinde Orta Asya'dan gelen öğrencilerin din öğrenme ve orada açılan okullar vasıtasıyla. 'Enver beyin uzmanlık alanı 'Sovyetolog', bu okullar filan var. Sen onlarla bir tanışsan' demiş. Biz de o vesileyle tanıştık. Görüşme konularımız; Orta Asya meselesi, oradan gelen öğrencilere din-diyanet öğretilmesi konusunda radikalizme kaymamalarıyla ilgili bizlere tavsiyelerde bulunuyordu. Biz de onları takip ediyorduk. Özellikle Orta Asya ile ilgili olanları.
Ben vaizim, 'Hocaefendi' vaiz bizim böyle bir cinayet aklımızın köşesinden geçmez.
KASET ARİŞİVİ
FETÖ'nün 'kaset arşivi' ve şantaj iddialarıyla ilgili Özcan şu ifadeleri kullandı:
Şantaj, kaset maset ile alakalı bir şey bilmiyorum. Koca Diyanet İşleri Başkanı benimle alakalı böyle bir iftirada bulundu. Neymiş, ben görüşmüşün onla, ondan sonra istihbarattan 2 kişiyi göndermişim, bir arkadaşıyla alakalı bir video... Benim bundan ne bilgim var, ne de öyle bir video gördüm. Ondan sonra da çok görüştük. İstanbul'a geldiğinde görüşelim diyordu. 'Yabancı misafirim var' diyordum, yok ben İstanbul'a geleceğim hiç olmazsa Çamlıca'da buluşalım diyordu, tepede...
İki defa Çamlıca Tepesi'nde buluştuk onlardan sonra. Ama şimdi bunu koca başkan nasıl söyleyebiliyor? Bunu anlamak mümkün değil. Ben ondan duydum o söyledi. Bizim böyle bir şeyimiz yok olamaz.
Deniz Baykal dedi ki; bunların Pensilvanya ile alakası yok. 2002'den şu ana kadar iktidar ortada. Bu hangi dönem yapıldıysa o dönemin amirleri, memurları şu anda iktidar. Neden bunu bize fatura ediyorlar ki?
Ben hiçbir karanlık işte bulunmadım, bulunmam da...
Özcan açıklamasında 'Karanlıklar Prensi' olarak anılmasını kabul etmediğini çocukluğundan itibaren Fetullah Gülen'in yanında olduğu söyledi.
Özcan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan içinse şunları söyledi:
Tayyip Erdoğan ile komşuyduk. Ben Kağıtçıbaşı'nda oturuyordum o da Emniyet Mahallesi'nde oturuyordu. Belediye Başkanlığı'nın sonları ve belediye başkanlığından sonra 2-3 defa onu Altunizade'ye sabah namazına getirdim hocamıza.
Sonra başka arkadaşlar onla görüştü. Biz devlet büyükleri ile görüşmeye devam ettik. Tüm bu gitmeler gelmeler, 'Hocaefendi' adına ben onlarla görüştüm. Selam, kelam, mesaj gönderiyordu. Gizli kapaklı mıydı? Hayır. Ülkenin geleceği, hukuk, adalet, demokrasi için 'Hocaefendi' mesaj götürdük getirdik. O kadar.
Almanya kanalı ZDF, Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı olduğu dönemde Gülen'le yaptığı görüşmeye ait görüntüler yayınlamıştı.
Özcan, Hulusi Akar'ın Fetullah Gülen'e yazdığı iddia edilen mektuplar hakkında da bilgisi olmadığını olsaydı Gülen2in bundan kendisine bahsedeceğini söyledi.
MUSTAFA ÖZCAN KİMDİR?
Mustafa Özcan, 1951 yılında Kütahya’nın Gediz ilçesinde doğmuştur. Mesleki kariyerine Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde başlayan Özcan, 1970’li yılların sonlarına doğru İzmir’de müftü yardımcılığı görevini yürütürken Fethullah Gülen ile tanışmıştır. Bu tanışmanın ardından örgüt yapısı içerisinde aktif rol aldığı iddia edilen Özcan, zamanla hiyerarşik yapı içerisinde üst kademelere yükselmiştir.
ÖRGÜT İÇERİSİNDE HANGİ GÖREVLERDE BULUNDU?
Uzun yıllar boyunca örgütün İstanbul sorumluluğu, Balkanlar’daki yapılanma, Hava Kuvvetleri içindeki mahrem yapı gibi farklı alanlarında görev aldığı öne sürülen Özcan’ın, özellikle “hususi hizmetler” olarak adlandırılan mahrem yapılanmada etkili olduğu belirtilmektedir. Bu yapı içerisinde alınan kararların şekillenmesinde doğrudan söz sahibi olduğu da iddialar arasında yer almaktadır.
HANGİ YAPILARLA İLİŞKİLİYDİ?
2000’li yıllarda Kaynak Holding gibi örgütle ilişkili finansal kuruluşlarda da etkili olduğu ifade edilen Mustafa Özcan’ın, bu dönemlerde örgütün mali kaynaklarının yönetiminde aktif rol oynadığına dair çeşitli iddialar kamuoyuna yansımıştır. Yurt dışı faaliyetlerinde de etkin olduğu öne sürülen Özcan, bazı kaynaklar tarafından “örgütün gri kutusu” olarak tanımlanmıştır.
“İNGİLTERE İMAMI” NE ANLAMA GELİYOR?
Mustafa Özcan, FETÖ yapılanması içerisinde “İngiltere İmamı” olarak anılmaktadır. Bu tanım, örgütün yurt dışı yapılanmalarındaki görev dağılımı çerçevesinde kullanılırken, Özcan’ın İngiltere ve çevresindeki örgüt faaliyetlerinden sorumlu kişi olduğu yönünde değerlendirmelere neden olmuştur. Özellikle uluslararası bağlantılar ve yurt dışındaki finansal ilişkiler noktasında etkili bir figür olduğu yönünde iddialar bulunmaktadır.
HAKKINDA YAKALAMA KARARI VAR MI?
Türkiye’de hakkında yakalama kararı bulunan Mustafa Özcan’ın, uzun süredir yurt dışında olduğu değerlendirilmektedir. Güvenlik birimlerinin hazırladığı raporlarda adı geçen Özcan, terör örgütünün üst düzey yöneticileri arasında gösterilmektedir. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Özcan, halen adli makamlarca aranmaktadır.





