MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından PKK lideri Abdullah Öcalan ile başlatılan süreç kapsamında silahların imha edileceği ve örgütün silahlarını bırakacağı açıklandı.
AKP iktidarı yeni İmralı sürecine “Terörsüz Türkiye” derken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise yol haritasını “AK Parti, MHP, DEM biz en azından üçlü olarak bu yolda beraber yürümeye karar verdik” sözleriyle açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski hukuk danışmanı olan Prof. Dr. İzzet Özgenç, AKP iktidarının başlattığı “Terörsüz Türkiye” sürecinde hukuk dışına çıkıldığını, kaleme aldığı açık mektupta belirtti.
Prof. Dr. İzzet Özgenç’in Erdoğan hitaben kaleme aldığı ve sosyal medya hesabından yayınladığı açık mektup şöyle:
“Sayın Cumhurbaşkanı’m,
Kürt kimlik ve kültürüyle ilgili olarak izlenen Devlet politikalarındaki ve terörle mücadeledeki yanlışları görmezlikten gelemeyiz. Ancak bu yanlışlar, özellikle on binlerce insanımızın hayatını kaybetmesine sebep olan terörün bir yöntem olarak kullanılmasına meşruiyet kazandırmaz.
Terör suçlusu olarak Devletin gözetim ve denetimi altında bulunan bir hükümlüden medet umularak örgütün dağıtılmasını, elindeki silah, mühimmat ve sair malvarlığı değerlerini teslim etmesini beklemenin gerçekçi bir yönü bulunmamaktadır.
Kürt sorunu görmezlikten gelinerek terörle mücadelede izlenen yanlış politikaların sonucu olarak, hukuka uygun veya aykırı bütün engellemelere rağmen, terör örgütünün yönlendirmesiyle kurulan siyasi partiler, grup oluşturacak çoğunlukla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde varlık göstermeyi başarabilmişlerdir.
Bu siyasi partiler, hukuki varlığını devam ettirdiği sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Kürt sorununun çözümüne yönelik olarak hukuk alanında atılacak adımların belirlenmesinde muhatap alınabilirler ve alınmalıdırlar.
Ancak Kürt sorununun çözümü bağlamında terör örgütünün, dolaylı bir surette de olsa, muhatap alınması, hukuk dışı bazı isteklerin Devlete dayatılması sonucunu doğurur.
Tılsımlı “terörsüz Türkiye” sloganı ile başlatılan süreçte, hukuk dışına çıkıldığını belirtmem gerekir. Zira on binlerce insanın öldürülmesinden sorumlu kişiler, bu süreçte Devlete dayatmada bulunan "siyasi aktör" konumuna getirilmişlerdir.
Gereği takdir edilmek üzere, bilgilerinize arz ederim.
Selam ve saygılarımla”