Işık’a göre Türkiye ekonomisi, finansal istikrar maskesi altında büyük bir kırılganlık içinde. Hazine’nin iç borç servisi kaleminde faiz ödemeleri %53’e ulaştı; bazı aylarda bu oran %60’ları zorluyor. Ana paranın geri planda kaldığı bu tablo, her vergi artışının ya da gelir hamlesinin yeni yatırımlara değil, geçmiş borçların faizine gittiğini gösteriyor.
MİNSKY UYARISI: İSTİKRAR KRİZ DOĞURURYazısında Hyman Minsky’nin kriz teorisine atıfta bulunan Işık, Türkiye’nin finansal döngüsünün “Ponzi finansman” evresine girdiğini öne sürüyor. Bu evrede, yeni borçlarla eski borçların faizi bile ödenemiyor. Borç vadesinin kısalması, döviz cinsi borcun artması ve enflasyonla piyasa faizi arasındaki makasın açılması, krizin habercisi olarak değerlendiriliyor.
EKONOMİK SESSİZLİKTEN SİYASAL SARSINTIYAYalnızca Hazine değil, reel sektör de yüksek faiz ve belirsizlik nedeniyle kilitlenmiş durumda. Krediler durdu, yatırımlar ertelendi, tüketim daraldı. Işık, bu gidişatı “Minsky Moment” olarak tanımlıyor: “Her şey yolunda giderken bir anda hiçbir şeyin yolunda gitmemesi.”
SADECE FAİZ ÖDÜYORUZ, PEKİ NE ÖDEYEMİYORUZ?Yazının sonunda çarpıcı bir soru yer alıyor: “Bu yapıyla neyi ödeyemiyoruz?”
Işık’a göre devlet bugün yalnızca faizi ödüyor ama eğitim, sağlık ve gelecek kuşakların umudu için gerekli yatırımları yapamıyor. “Borçla yaratılan istikrar, yalnızca daha büyük bir istikrarsızlığın habercisidir” diyerek uyarısını net bir şekilde ortaya koyuyor.