Baba Ocağı / Haber Merkezi

Günden güne eriyen maaşlar, yüksek enflasyon, faiz, borç kıskacında hayatını idame etmeye çalışan vatandaşlar, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçilen 2018 yılından sonra daha da yoksullaştı. Tek adam döneminin ekonomik politika ve tercihlerinin gelir dağılımındaki uçurumu büyüttü. Kimi ekmek derdindeyken kimi yat, kat ve pırlanta derdine düştü. Zengin daha da zenginleşirken milyonlarca çalışan bir lokma ekmeğe muhtaç hale geldi.

Orta sınıf da yoksulluk sarmalı içerisine girdi adeta eridi. Ev, araba almak hayal oldu. Kira ve faturalar derken mutfaklarda tencere kaynamaz oldu.

Yoksulluğun en acı fotoğrafı İstanbul'un Esenyurt ilçesinden geldi. Fotoğraf Atatürk Mahallesi'ndeki bir fırında çekildi. Fırın bayat ekmek satmaya başladı. 15 lira olan ekmeğin bayatı 5 liraya, 30 lira olan pidenin bayatı 15 liraya, bayat; simit 10, boğaça ve açma 5, esmer ekmek 10 liraya satılmaya başladı.

Y1-103

İstanbul'daki birçok fırında ise askıda ekmek uygulaması var. Fırıncılar ise askıya ekmek çıkar çıkmaz tükendiğini dile getiriyor ve ekliyorlar: Eskiden askıdaki ekmek ertesi güne de kalırdı.

EKONOMİNİN BATIRILIŞ HİKAYESİ

2001 krizinin ardından iktidara gelen AKP iktidarı IMF politikalarını sürdürdü. 3 koalisyon döneminde alınan tedbirlerin meyveleri toplandı, ekonomi toplanır gibi oldu. Ancak sonrasında alınan yanlış kararlar ülkeyi hep daha da aşağıya sürekledi. Kur Korumalı Mevduat Sistemi ile 'ülke bir gecede fakirleşti' denilse yanlış olmaz.

AKP döneminde Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı. Türk Telekom, TÜPRAŞ, PETKİM, TEKEL gibi kritik işletmelerin yanında elektrik üretim ve dağıtımı gibi pek çok alan özelleştirildi. 1986 yılından AKP’nin iktidara geldiği döneme kadar 8 milyar dolarlık özelleştirme yapılırken, 2002’den günümüze toplam 63 milyar dolarlık satış gerçekleştirildi.

AKP döneminde, özelleştirmelerin hız kazandığı, Cumhuriyetin bütün birikimlerinin satıldığı, kamu harcamalarının çalışanlar ve yoksullar lehine kısıldığı bir dönem olarak kayıtlara geçti.

Ayrıca bu dönemde yabancı sıcak para girişleri ve özelleştirmelerle birlikte enflasyonda düşüş ve TL'de geçici bir istikrar dönemi yakalandı.

Ancak ithalata, yüksek cari açığa ve yüksek dış borçlanmaya dayalı bu geçici istikrar dönemi önce 2008 küresel finans krizi, ardından da 2013'te küresel para musluklarının kısılacağı işaretleriyle son buldu.

2018 yılı ise Türkiye ekonomisindeki biriken sorunların krize dönüştüğü yıl oldu. Türkiye'de siyasi rejim değişikliğiyle parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilen 2018'de Türk lirası hızla değer kaybetti.

2021 yılında başlayan faiz indirimleri ile Türk lirasının değeri daha da düştü ve Türkiye, 1990'lı yıllarda yaşadığı aşırı yüksek enflasyon dönemine geri döndü.

Türkiye'de enflasyon 1990'lı yıllardaki seviyelerine dönerken Tüketici Enflasyonu da AKP öncesi seviyelere geri dönüş yaptı. Bu dönemde ücretli kesimlerin milli gelirden aldığı pay azalırken servet sahiplerinin gelirleri arttı.

AKP döneminde sıcak para ve dış kaynak bolluğu ile artan kişi başı milli gelir, yaşanan kur krizinin ardından 2008 krizi öncesi seviyelere döndü.

Yunan oyuncu Sivas'ta vergi ikincisi oldu
Yunan oyuncu Sivas'ta vergi ikincisi oldu
İçeriği Görüntüle

Milyonlarca asgari ücretli açlık ve yoksulluk sınırının altında çalışmaya mahkum edildi.

Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğuna oturması ile fatura bir kez daha garibana kesildi. Maaşlara zam yapılmazken iğden ipliğe her şeye zam geldi.