DİSK'in mücadele tarihini anlatmayı amaçlayan DİSK Tarihi kitap dizisinde DİSK Davası'nı kapsayan (1980-1991 yılları) "Darbe, Dava, Dayanışma" isimli üçüncü cilt, okurlarla buluşuyor.

12 Eylül darbesi sonrası açılan DİSK Davası'nı işleyen "Darbe, Dava, Dayanışma", 10 Eylül 2025'te (bugün) saat 18.00'de İstanbul Şişhane'de bulunan Metrohan'da tanıtıldı.

Etkinlikte İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “Disk Davası Ahmet İsvan Vefa Plaketi” verildi.

Kayyum heyetinden liste açıklaması
Kayyum heyetinden liste açıklaması
İçeriği Görüntüle

İMAMOĞLU'NDAN MESAJ VAR

Plaketi teslim alan İBB Başkan Danışmanı Oğuz Duman, İmamoğlu’nun mesajını paylaştı.

İmamoğlu, tutuklu olduğu Marmara Cezaevi'nden şunları yazdı:

"Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun değerli yöneticileri, sevgili dostlar,

Sizleri Silivri’den sevgiyle, saygıyla, hasretle selamlıyorum.

Halkçı ve icraatçı belediyeciliğin simge ismi, emek ve demokrasi mücadelesinin yılmaz savunucusu Ahmet İsvan’ın adını taşıyan bir ödüle layık görülmek benim için çok büyük bir şereftir.

Beni böyle onurlandıran herkese çok teşekkür ediyorum.

Şahsen tanışma mutluluğuna kavuştuğum rahmetli Ahmet İsvan herkesin ama özellikle de yöneticilerin ve siyasetçilerin çok iyi bilmesi, anlaması gereken bir isimdir.

Ahmet İsvan 1973 yerel seçimlerinde yüzde 63.6 gibi tarihi bir oy oranıyla İstanbul Belediye Başkanı seçildiğinde, amacının Cumhuriyet Halk Partisi’nin o günlerdeki iki sloganını hayata geçirmek olduğunu söylemişti. Bugün de geçerliliğini koruyan o iki slogan, “Yoksulluk kader değildir” ve “Bu düzeni değiştireceğiz” idi.

Ahmet İsvan bu anlayış içerisinde örnek bir sosyal demokrat belediyecilik sergiledi. Belediyenin sahip olduğu mülkleri ilk kez kamuoyuna açıklamak gibi uygulamalarla şeffaflık yolunda çok önemli adımlar attı. İstanbul’u imar katliamlarına karşı son derece kararlı ve dirençli biçimde savundu. Engellemeler nedeniyle yapılamayan metro yerine, bugün “metrobüs” dediğimiz “Tercihli otobüs yolu” uygulamasını ülkemizde ilk kez o başlattı.

Ahmet İsvan pek çok halkçı yerel yönetim uygulamalarına imza atmıştır. Örneğin bugün bütün ülkeye yayılmış olan “Halk Ekmek” uygulamasını ilk o başlattı.

Ben de ilk günden beri Ahmet İsvan’a ve onun savunduğu değerlere yakışan bir belediye başkanlığı yapma kararlılığı içinde oldum. Beylikdüzü Belediye Başkanı iken başlamasına öncülük ettiğim Cumhuriyet Halk Partisi Vefa Ödülleri’nin birincisinde Türkiye Vefa Ödülü’nü Ahmet İsvan’a takdim etmiştik. Kendisini bir kez daha sevgiyle, saygıyla, rahmetle anıyorum. Ruhu şad olsun.

Elbette, Ahmet İsvan’a vefa göstermenin en anlamlı yollarından biri onun ismine yakışan bir belediye başkanlığı sergilemektir. Ben ve arkadaşlarım bunun için çok çalıştık. Onun gibi, imar katliamlarına asla geçit vermedik. Belediye kaynaklarını tamamen şeffaf ve adaletli bir biçimde kullandık. Bu sayede rekor düzeyde metro üretimi, altyapı ve çevre yatırımı gerçekleştirdik.

Tıpkı Ahmet İsvan gibi, sosyal adaleti sağlamayı hedefleyen öncü uygulamaları hayata geçirdik. Örneğin bizden önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi üniversitelilere burs vermiyordu. Üniversite öğrencileri için bir yurdu yoktu. Okul öncesi çocuklar için kreşi yoktu. Küçük çocuğu olan annelere ücretsiz ulaşım imkanı sağlayan Anne Kart’ı yoktu. Yenidoğan bebekler için yenidoğan destek paketi yoktu. Halk Süt yardımı yoktu. Emeklilere pazar desteği yoktu.

İlk kez bizim başlattığımız sosyal destek uygulamalarının listesi uzar gider. Vaktinizi çok almak istemem ama böyle bir günde, Ahmet İsvan’ın en önemli miraslarından biri olan Halk Ekmek konusunda neler yaptığımızı da hatırlatmamak olmaz.

Türkiye’nin en büyük, en modern ekmek fabrikasını, Ahmet İsvan Halk Ekmek Fabrikasını İstanbul’a kazandırdık. Günde, farklı türlerde 1,8 milyon ekmek üreten bu fabrikayla ve artırdığımız dağıtım kanallarıyla birlikte İstanbul’da artık 1 milyon 200 bin kişinin sofrasına temiz, sağlıklı, güvenilir Halk Ekmek” ulaştırıyoruz. Ayrıca, ilk olarak bizim dönemimizde başlayan tarımsal destekler sayesinde Halk Ekmeklerin üretiminde kullanılan buğdayı da İstanbullu çiftçilerden alıyoruz.

Bütün bunları yaptık, yapmaya da devam edeceğiz çünkü biz de tıpkı Ahmet İsvan gibi, tıpkı sizler gibi, yoksulluğun kader olmadığını biliyoruz ve bu düzeni değiştirebileceğimize yürekten inanıyoruz.

Sevgili dostlar,

Bugün bana takdim edilen ödülü hak edebilmek için yalnızca Ahmet İsvan’a değil, DİSK’in simgelediği emek ve demokrasi mücadelesine de layık olabilmenin gerektiğine inanıyorum.

"EMEK MÜCADELESİ HÜRRİYET MÜCADELESİDİR"

Emek mücadelesi ekonomik ve sosyal haklar kadar, bir demokrasi, adalet ve hürriyet mücadelesidir. Çünkü herkesin insan onuruna yakışan şartlarda çalıştığı, emeğin hakkını aldığı bir ülke ancak demokrasiyle, adaletle ve hürriyetle mümkün olabilir.

Demokrasi, işçilerin, emekçilerin ve tüm toplumun örgütlenme, hak arama hürriyetinin güvencesidir. Demokrasiye yapılan her saldırı işçinin, emekçinin hayatını daha da zorlaştırır. Öte yandan, sendikal örgütlenme ne kadar güçlü olursa, demokrasi de o kadar güçlü olur.

Ben bunları size, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde örgütlenmiş sendika sayısını 8’den 15’e çıkarmış bir belediye başkanı olarak söylüyorum. Sendikalı işkolu sayısını 7’den 12’ye çıkarmış bir belediye başkanı olarak söylüyorum.

Ben bunları size, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde sendikalı çalışan sayısını 5 yılda, 31 binden 83 bine çıkarmış bir belediye başkanı olarak söylüyorum.

Bütün bunların sonucunda belediyemizde ücretler ve çalışma saatleri çalışanlar lehine hiç olmadığı kadar iyileşti.

"DEMOKRASİDEN YANAYSAN İŞÇİDEN YANA OLURSUN"

Siyasetin temel denklemi işte bu kadar basittir: Demokrasiden yanaysan işçiden, emekçiden, dar gelirliden yana olursun. Demokrasiye düşmansan, işçiye, emekçiye, dar gelirliye de düşman olursun.

Bugün ülkemiz, özgür ve adil bir ortamda siyaset yapılmasını engellemeye çalışan, rakiplerini zindanlara atarak saf dışı etmeye kalkan, demokrasi düşmanı bir anlayışla yönetiliyor.

Kimse hakkını hukukunu savunamasın, vatandaş istediği adaya oy veremesin diye devletin bütün kurumlarını millete karşı baskı aracı haline getirdiler. Onları durdurmak, milli iradeyi korumak, vatandaş olarak onurumuza, hakkımıza sahip çıkmak zorundayız. Ülkemize ve devletimize sahip çıkmak zorundayız.

Bugün göstereceğimiz kararlılık ve dayanışmayla, çok yakın bir gelecekte, bu ülkeye hep birlikte demokrasiyi getireceğiz. Hayatın her alanında adalet ve hürriyet hakim olacak. Çünkü adaletin ve hürriyetin olmadığı yerde emeğin ve insanın değeri bilinmez.

O nedenle, “herkes için her yerde, önce adalet, önce hürriyet” diyorum ve bizlerin ellerinde şekillenmekte olan güzel günlere yürekten inanıyorum.

Bana verilen ödülü, demokrasi, adalet ve hürriyet mücadelesi uğrunda her türlü zorluğa göğüs geren, cesaretini ve umudunu asla yitirmeyen tüm vatandaşlarımıza adıyorum.

Sevgi ve saygılarımla,

Ekrem İmamoğlu

Silivri Zindanı"