İYİ Parti Aydın 4. Olağan İl Kongresi, partililer ve yurttaşların katılımıyla Akarsu Park Tesisi'nde yapıldı. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, burada yaptığı konuşmasında, kardeşliğin temelinin Cumhuriyet olduğunu vurguladı, eşit yurttaşlık vurgusu yaptı.
Tek listeyle gidilen seçimde Ahmet Ertürk yeniden il başkanı oldu.

"YAZIKLAR OLSUN"
Dervişoğlu, açılış konuşmasında yeni çözüm sürecine değinerek şunları kaydetti:
- İmralı canisinin özgür kalıp kalmayacağını tartışıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Abdullah Öcalan’ın suçuna ortak edilmek üzere kurulmuş komisyonun çalışmalarını tartışıyor. 'Gazi Mustafa Kemal’e Fatiha okunur mu, okunmaz mı?' Onu tartışıyor. Bir ülkede, Cumhuriyetin kurucu liderine Fatiha okunur mu, okunmaz mı tartışması yapılıyorsa bu vasatı oluşturanlara yazıklar olsun.
Dervişoğlu, Ulu Önder Atatürk’ün vefatının 87. yılı nedeniyle yarın, Atatürk’ün manevi huzurunda olacağını belirterek, şöyle konuştu:
- Fatiha’mı okuyup teşkilatlarımızla birlikte Hacı Bayram Veli Camisi’nde hem Anıtkabir’e çıkan yollarda lokma döktüreceğiz hem de Mustafa Kemal Atatürk’ü, Kur’an tilavetiyle ve Mevlid-i Şerif’le ruhunu yâd edeceğiz. Bunları yaparken bile konuşmak zorundayız. Yani dedik ki 'Camilerde mevlit okutalım.' Bunu önce Kocaeli Valisi söyledi; Kocaeli’nin bütün ilçelerinde Atatürk’ün ruhuna Kur’an tilavetinde bulunacağını açıkladı.
- Türkiye’de bazı kesimler ayağa kalktı. Bakın, hiç endişe etmedim ama bir durum tespiti yapmak zorundaydım. Ben, üç tane meczup Atatürk düşmanlığı yapıyor diye Atatürk’ün unutulacağına kani değilim. Bu millet ne Atatürk’ü unutur ne Adnan Menderes’i unutur ne Alparslan Türkeş’i unutur ne Süleyman Demirel’i unutur ne Bülent Ecevit’i unutur ne Muhsin Yazıcıoğlu’nu unutur ne de Turgut Özal’ı unutur. Kim ki taş üstüne taş koymuşsa, bu millet onlara medyun-u şükrandır.
"BİZZAT ERDOĞAN'IN OKUMASINI DİLERİM"
- Ama bu tartışmalar gündeme gelince Sayın Cumhurbaşkanı’nın ismine de bazı gölgeler düşüyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nı, bu şaibeden kurtarmak adına, eğer lütfedip gelirlerse, ikindi namazı öncesinde Hacı Bayram Veli Camisi’ne davet edip, Kur’an-ı Kerim’e son derece hâkim, Kur’an-ı Kerim’i usulü, erkânı ve âdâbıyla okuduğunu bildiğim için, Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhuna yapacağımız Kur’an tilavetinin, bizzat onun tarafından yapılmasını istedim. Diler ve umarım ki bu temennim karşılık bulur. Ama yok bizim davetimize icabet etmezse, Beştepe’de Külliyenin içinde büyük bir cami var; o camide Atatürk’ün anılmasını ve bizzat Recep Tayyip Erdoğan tarafından Kur’an tilavetinde bulunarak, onun ruhunun şad edilmesini istiyoruz.
"BİZ BUNA NASIL MÜSAADE EDELİM?"
Dervişoğlu, kardeşliğin, vatan bütünlüğünün, bağımsızlığın hepsinin temelinde Cumhuriyet’e olan bağlılıkları ve aşklarının bulunduğunu söyledi. Kardeşliğin, vatandaşlığın ve eşitliğin teminatının da Cumhuriyet olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, şöyle devam etti:
"Ama maalesef ve maatteessüf yaşadığımız bu gelişmeler kapsamında hem üniter devlet yapımız tartışmaya açılıyor hem de tanzim edilmiş bir yol haritasıyla, İmralı’daki cani başının yol göstericiliğinde bir güzergâh belirlenmeye çalışılıyor. Bunu yapan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulmuş komisyon ve o komisyona başkanlık yapan Numan Kurtulmuş Beyefendi’dir. Bakın, ben hiç kimseyi niyetleri yönüyle, icraatları yönüyle telafisi mümkün olmayacak bir dille eleştirmem. Ama bazı kişileri sizlerin adına uyarmak mecburiyetindeyim. Yol göstericiliğini İmralı canisinin yaptığı bir çalışmanın, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk milletine hiçbir faydası yoktur.
- Bu konuyla alakalı bu beyleri uyardık. ‘Bu böyle yapılmaz’ dedik. ‘Türkiye’nin birliği, beraberliği, kardeşliğine bu yaptığınız uygulama zarar verir’ dedik. ‘PKK eşittir Öcalan o da eşittir Kürtler’ denklemi, Türk milletinin kardeşlik hukukunu zedeler dedik. Siz bir PKK’dan bahsediyorsunuz; PKK bir çatı örgüttür. Irak’ta PÇDK’sı vardır, İran’da PJAK’ı vardır, Suriye’de YPG’si, PYD’si vardır. O çatı örgütünün adı da KCK’dır. ‘Yılana kabuk değiştirerek onu yılan olmaktan çıkaramazsınız’, dedik. Uyardık. Ama hâlâ ısrar ediyorlar. Ve bu beyefendi, Numan Kurtulmuş denen beyefendi, geçenlerde yaptığı bir açıklamada diyor ki: ‘Tavsiye kurulu niteliğinde olan Milli Güvenlik Kurulu, PKK’nın terör örgütü olmadığını açıklarsa bizim yasal düzenlemeler noktasındaki çabamızı tahkim eder.’ Yani Türkiye’de Milli Güvenlik Kurulu, Abdullah Öcalan’a terörist, PKK’ya da örgüt demekten vazgeçsin istiyorlar! Şimdi biz buna nasıl müsaade edelim? Ondan sonra bu Meclis Başkanının bu tavırlarından ötürü tarafımızdan eleştirilmesi hâli, farklı bir sıkıntıyı beraberinde getiriyor.
"KÜRSÜYÜ KURTULMUŞ'UN KABUSU HALİNE GETİRİRİM"
İYİ Parti Genel Başkanı; Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Erhan Usta'nın, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a, Meclis bütçesi konuşulurken, "Sizin Abdullah Öcalan sevdanızı anlıyorum ama Abdullah Öcalan’ın size olan muhabbetini anlayamıyorum?" sorusunu sorduğunu hatırlattı.
"Bu masum bir soru değil mi? Yaşananlara baktığınızda, sorulması gereken bir soru değil mi? Bu soruyu soralım diye bizi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne göndermediniz mi?" diyen Dervişoğlu, bu soruyu sorduklarında Meclis Başkanı'nın toplantıyı terk ettiğini aktaran Dervişoğlu, şunları söyledi:
- Şimdi Meclis Divan Kâtibimiz işte burada. Pazartesi günü için Meclis’i toplantıya çağırmıştı ve o toplantıda Erhan Usta’nın komisyonda yaptığı konuşma münasebetiyle cezalandırılması talep edilecekti. Çıktık, dedik ki: ‘Bakın, bu yarayı daha da derinleştirir, bunu yapmayın. Siz eğer doğruyu söyledi diye benim Plan ve Bütçe Komisyonu Sözcümü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde cezalandırırsanız, 30 milletvekili her gün kürsüye çıkar, Numan Kurtulmuş’a Erhan Usta’nın sorduğu soruyu tekrar tekrar sorarız.’
- Gördüğüm ve anladığım kadarıyla, olacağı da budur. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, pazartesi yapacağı toplantıyı perşembe gününe almış. Diler ve umarım ki aradaki dört günü doğruyu düşünmek için geçirir. Ama yanlışa bir daha düşerse, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsülerini Numan Kurtulmuş’un kâbusu hâline getiririm. Herkes bunu iyi bilsin istedim.
- Şimdi Türkiye bir tehditle karşı karşıya. Bu melun terör örgütünün herhangi bir emelini ve hedefini değiştirdiğine şahit olan hiç kimse yok. Üniter devlet yapımız tartışılıyor. Zaten bizim bu komisyona girmeme gerekçemiz de budur. Türkiye’nin tartışılmazlarını tartışma masasına yatıracaksınız, o komisyonu da oylatacaksınız. Kendiniz 'Evet' oyu vereceksiniz, biz 'Hayır' oyu vereceğiz. Bizim 'Hayır' oylarımızla kararlarınızı meşrulaştıracaksınız.
- Yani ‘Biz bunu oylattık’ diyeceksiniz. Biz öyle demedik. Hepiniz bir olun; biz de yine Türkiye için mücadeleye devam edeceğiz. İşte, bize onun için ‘Son kale’ diyorlar, bize ‘Milletin son mevzisi’ diye sesleniyorlar. Bize ‘Milletin son siperi’ diye onun için sahip çıkıyorlar. Bu kötü gidişata dur diyen, tepki gösteren ve buna bağlı olarak da direnç gösteren tek siyasi yapıyız.
"DURAKLAMA DEVRİNİ GEÇTİK"
İYİ Parti'ye, Türk milletinin sesinin sesi olma görevi verildiğini, onun için süreçte İYİ Parti'nin rahat bırakılmayacağını ifade eden Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:
- Bakın, netameli günler geride kaldı. Duraklama devrini geçtik. Şimdi yükseliş devrine başlıyoruz. Tamam, bunların hepsi doğrudur ama karşımızdaki büyük cephenin hedef ve beklentilerinin hilafına tek siper olma vasfımızı sürdürüyoruz. Bu siperi bozmak, bu siperi dağıtmak, bu siperde bizleri yok etmeye çalışmak düşmanın görevidir. Bunun için en başında karşı karşıya bulunduğumuz siyasi sıkıntıların benzerleriyle karşılaşabiliriz.
- Siz siyasette ne büyük entrikalar olduğunu bizzat yaşadınız, Aydın’ın belediye başkanını aldılar düşünün, bakın ona göre hesap yapın, bize neler yapılabilir acaba diye ona göre hesap yapın. Birliğimizi, beraberliğimizi, küçük meselelere takılarak geleceğimizi, mücadele azmimizi zaafa uğratmayın. Ben anladım biliyorum görüyorum çünkü şahidi sizlersiniz, bize bir şey yapamazlar ama bizi zaafa düşürmek için her tuzağı kurarlar o sebeple tuzaklara karşı erken uyarı sisteminde bulunuyorum. İYİ Parti her zaman zaten erken uyarı sistemi vazifesini yerine getiriyor. Tuzaklara karşı saflarınızı sıklaştırın, aranıza şeytan bile almayın sevgili Aydınlılar. Asıl mesele budur. Sığınacağımız yer Cumhuriyet’tir ve Cumhuriyet’in değerleridir. Cumhuriyet’in ve değerlerinin korunacağı siyaset, doğru bir dil, doğru bir söylem, doğru bir duruş üretmesinden geçer.





