Frederiksen, bugün (24 Eylül) Nuuk’ta yapılacak resmi törenden bir ay önce yayınlanan açıklamasında, “Olanları değiştiremeyiz. Ama sorumluluk alabiliriz. Bu nedenle, Danimarka adına şunu söylemek isterim: Özür dilerim,” demişti.

Bu adım, 1960 ile 1991 yılları arasında Danimarkalı doktorların binlerce Grönlandlı kadın ve kıza, çoğu zaman rızaları veya uygun tıbbi takip olmadan rahim içi araçlar takarak kalıcı fiziksel ve psikolojik izler bıraktığını belgeleyen bağımsız bir raporun ardından geldi.

O dönemde yetkililer, hızlı nüfus artışının sosyal hizmetleri zorlayacağından endişe bahanesi ile bu faaliyetleri yürütmüştü. Şimdi, 143 kadın bu kampanya nedeniyle Danimarka devletini dava ediyor.

Çin'den Taiwan’a ‘bağımsızlık’ mesajı…
Çin'den Taiwan’a ‘bağımsızlık’ mesajı…
İçeriği Görüntüle

Nuuk ziyareti sırasında Frederiksen, Grönland Başbakanı Jens Frederik Nielsen ile de bir araya gelerek bir uzlaşma fonu kurulmasını görüşecek.

Frederiksen’e göre, bu fon doğum kontrol kampanyasından etkilenen Grönlandlı kadınlara ve Danimarka devleti tarafından ihmal ve sistematik ayrımcılığa maruz kalan diğer Grönlandlılara maddi tazminat sağlayacak.

Özür, uluslararası bir boyuta da sahip. Gözlemciler, bunu Frederiksen’in Danimarka ile Grönland arasındaki ilişkileri iyileştirme çabasının bir parçası olarak görüyorlar.

Frederiksen, ABD’nin bölgeye olan ilgisinin artması nedeniyle bu konunun daha acil hale geldiğini söylemişti.

Donald Trump, geçen yıl ABD’nin “Grönland’ın mülkiyeti ve kontrolünün kesinlikle gerekli olduğunu” ilk kez ilan ettiğinden bu yana, bu iddiayı birkaç kez tekrarladı ve hatta askeri güç kullanımını ima etti.

Danimarka yayıncısı DR’nin, Trump ile bağlantılı en az üç Amerikalının Grönland’daki kamuoyunu etkilemek için gizli operasyonlar yürüttüğünü bildirmesinin ardından, Frederiksen’in hamlesinin Trump’ın açıklamalarının ardından Grönland ile ilişkileri güçlendirmeyi amaçladığı yönündeki spekülasyonlar yoğunlaştı.

DR’ye göre, Amerikalıların birinin Donald Trump’ın Grönland’ı ele geçirme planını destekleyen Grönland vatandaşlarının bir listesini derlediğini de belirttiler. Bu listenin, ayrılıkçı veya bağımsızlık yanlısı bir hareketin kurulmasına ve üye kazanmasına yardımcı olması amaçlandığı bildiriliyor.

Frederiksen, bu ifşaat ile özrü arasında herhangi bir bağlantı olduğunu reddediyor. Öte yandan analistler, Washington’un ilgisinin Kopenhag’ı Nuuk’a yaklaştırdığını düşünüyor.

Frederiksen’in Nuuk’taki konuşması doğum kontrol kampanyasını ele alacak, ancak bu, masadaki tek şikayet konusu değil. Yirmi altı “yasal olarak babasız” Grönlandlı, babalarının kimliklerini öğrenme hakkı için Danimarka devletini dava etti, eski evlatlık çocuklar ise, geçerli ebeveyn onayı olmadan düzenlendiği iddia edilen yerleştirmeler nedeniyle Danimarka devletini dava edeceklerini söylediler.

Kopenhag’da Grönland’ı temsil eden Inuit Ataqatigiit partisinin milletvekili Aaja Chemnitz, Frederiksen’in hamlesini memnuniyetle karşıladı, fakat bunun yeterli olmadığını belirtti.

“Doğum kontrol kampanyası gibi belirli konular hakkında görüşmeler yapıyoruz. Ancak daha genel bir tartışma da yapmamız gerekiyor,” diyen Chemnitz, uzlaşmanın tek taraflı olamayacağını vurguladı.

Chemnitz, sözlerin ancak daha geniş bir diyalogun başlangıcı olması durumunda anlamlı olacağını savundu ve “[Sonuçta] tango iki kişiyle yapılır,” dedi.