Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu'na katıldı. Erdoğan şöyle konuştu:
"Bölgemizde son dönemde yaşanan gelişmeler, Hürmüz Boğazı'nda, hava sahalarında ortaya çıkan belirsizlikler yeni ve güvenli ulaştırma güzergahlarının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Tarihte olduğu gibi günümüzde de ulaşım imkanlarını geliştiren ülkeler toplumlarının sadece refahına katkıda bulunmuyor. Aynı zamanda kültürel ve bilimsel gelişimlerini de ilerletiyor. Türkiye’nin özellikle son 22 yıldır kara, hava ve deniz yollarına ilave olarak iletişim ve enerji hatlarına yaptığı büyük yatırımların gerisindeki en temel motivasyon işte bu yaklaşımdır. 'Yol medeniyettir' dedik ve bu alanda gerçekten büyük bir yatırım seferberliğini başlattık. İktidarlarımız döneminde ulaştırma ve haberleşme altyapısına yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bu yatırımların 177 milyar dolarlık kısmı kara yollarına, 64 milyar doları demiryollarına, 25 milyar doları hava yollarına, 4 milyar doları denizciliğe, 25 milyar doları ise haberleşme altyapısına harcandı. Bu yatırımların üretime etkisi ise 1 trilyon 65 milyar dolara tekabül ediyor. Ulaştırma yatırımlarımız sayesinde istihdamda da ciddi artışlar sağladık. Sanayiden ihracata, turizmden lojistik hizmetlerine kadar birçok sektör bu yatırımlardan olumlu etkilendi. Ulaştırma yatırımları adeta ekonomimizin itici gücü haline geldi.
BÖLÜNMÜŞ YOL MESAFEMİZ, 29 BİN 742 KİLOMETREYE ÇIKTI
6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemiz, 29 bin 742 kilometreye çıktı. Sadece 6 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken bugün bu sayı 77'ye yükseldi. Bin 714 kilometre olan otoyol uzunluğumuz 3 bin 796 kilometreyi buldu. Kara yolu tünel sayımız 83'ten 513'e, tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 790 kilometreye ulaştı. Köprü ve viyadük uzunluğumuzu 311 kilometreden 799 kilometreye yükselttik. Osmangazi, Yavuz Sultan Selim, Adıyaman Nissibi, Elazığ Ağın, Tohma, Hasankeyf-2, 1915 Çanakkale köprülerini ülkemize kazandırdık. Boludağı, Avrasya, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal, İzmir Konak, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit, Salarha, Pirinkayalar, Hasankeyf, Badal, Zigana tünellerini aziz milletimizin hizmetine verdik. İstanbul-İzmir otoyolu, Kuzey Marmara otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı otoyolu, Ankara-Niğde otoyolu, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe otoyolu gibi devasa yol projelerini hayata geçirdik.
HAVA YOLUNU HALKIN YOLU HALİNE BİZ DÖNÜŞTÜRDÜK
Türkiye'yi hızlı trenle biz tanıştırdık. Toplam 2 bin 251 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. 2002 yılında 10 bin 948 kilometre olan demiryolu ağımızı 13 bin 919 kilometreye, 2 bin 505 kilometre olan sinyalli hat uzunluğunu 8 bin 46 kilometreye, 2 bin 122 kilometre olan elektrikli hat uzunluğunu ise 7 bin 274 kilometreye çıkardık. 11 bin 668 kilometre uzunluğundaki demiryollarımızı komple yeniledik. Hava yolunu halkın yolu haline hamdolsun biz dönüştürdük. Havayollarında 26'dan devraldığımız havalimanı sayımızı 58'e ulaştırdık. Yurt dışı uçuş noktası 60'dan aldık, toplam 353'e getirdik. İstanbul Havalimanımız Türkiye’nin vizyon projesi olarak göz dolduruyor. Yılın ilk 5 ayında 32 milyona yaklaşan yolcu sayısıyla kendi rekorunu kırdı. Bir diğer çarpıcı rakam şudur, 2002 yılında ülkemizdeki toplam araç sayısı 8,5 milyon civarındayken, şehirler arasındaki ortalama hızımız saatte 40 kilometreydi. Bugün ülkemizdeki araç sayısı 32 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızımız 90 kilometreye çıkmış durumda. Yani ulaştırmaya dair her başlıkta kelimenin tam manasıyla destan yazdık.
MUHALEFETİN TAKOZ SİYASETİNE HİÇBİR ZAMAN TESLİM OLMADIK
Burada şu acı gerçeği de vurgulamak mecburiyetindeyiz. Hükümet olarak bütün bu yatırımları yaparken ülkemizdeki muhalefetin ve marjinal örgütlerin engelleme çabalarıyla da mücadele ettik. İstanbul Boğazı'na üçüncü bir gerdanlık gururla taktığımız Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü sabote etmek için sokak olayları dahil her yolu denediler, İstanbul Havalimanı ile ilgili akla ziyan bir sürü iftira attılar. Gün oldu, 'Yol mu yiyeceğiz' dediler. Gün oldu, 'Bunlar külliyen israf' dediler. Gün oldu, 'Yeni yol yaparak trafik sorunu çözülmez' dediler. Gün oldu, projeleri durdurmak için mahkeme kapılarında nöbet tuttular. Gün oldu, göçü hızlandırır iddiasıyla hızlı tren projelerini tenkit ettiler. Daha burada sayamayacağımız bir sürü iddia, iftira ve eleştiri ile ulaştırma yatırımlarımıza kara çaldılar. Hizmetlerimizi dinamitlemeye çalıştılar. Aslında ne iş yaptılar, ne hizmet ürettiler ne de bizim iş yapmamızı, hizmet üretmemizi, vatandaşımızı hak ettiği eserlerle buluşturmamızı istediler. İdeolojik konfor alanlarının dışına çıkmaya hiçbir zaman yanaşmadılar. Ama biz bunlara aldırmadık. Muhalefetin takoz siyasetine hiçbir zaman teslim olmadık. Engellere takılmadan projelerimizi kararlılıkla hayata geçirdik. Hemen hepsi kıvanç kaynağımız pek çok eseri, yatırımı, vizyon projesini hamdolsun ülkemizin kazanç hanesine başarıyla yazdırdık.
144 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIMIZI ÖNGÖRÜYORUZ
Vatandaşlarımızla birlikte ülke ve komşuları, bölgeleri birbirine bağlayacak barış ve iş birliği yolları, koridorları, rotaları tesis ediyoruz. Bu noktada iki büyük projenin stratejik anlam kazandığını görüyoruz. Bunlardan ilki Orta Koridor'dur. Çin'den Avrupa'ya kadar uzanan ve 21 ülkeyi demir yolu ağıyla birbirine bağlayan Orta Koridor, deniz yoluna kıyasla 2 kat daha hızlı, hava yoluna göre ise yaklaşık 4 kat daha ekonomik taşıma imkanı sunuyor. Adeta tarihi İpek Yolu’nu yeniden hizmete alıyoruz. Orta Koridor'un belkemiğini teşkil eden Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattını da faaliyete geçirdik. Bu muazzam projenin daha da geliştirilmesini gerek ikili gerek Türk Devletleri Teşkilatı gibi platformlarda ele almaya devam ediyoruz. Orta Koridor’u Çin Halk Cumhuriyeti'nin Kuşak ve Yol girişimiyle uyumlaştırmaya yönelik çalışmalarımız sürüyor. Bu güzergah Avrupa ve Asya'yı güvenli bir şekilde birbirine bağlayacak. Süveyş üzerinden yapılan taşımalar ortalama 35 gün, Ümit Burnu'ndan yapılan taşımalar yaklaşık 45 gün sürerken Orta Koridor'da yatırımlarımız tamamlandığında bu süre 15 günün altına inecek. Orta Koridor'un demir yolu üzerinden ticaret hacmi potansiyeli 75 milyar dolar seviyesinde. Ülkemizdeki yıllık taşıma kapasitesi ise 6,5 milyon ton civarında. Mevcut yatırımlarımızla yıllık 6,5 milyon ton taşıma hacmi hedefliyoruz. Orta Koridor için yapımına devam ettiğimiz ve planladığımız projelerimizi hayata geçirdiğimizde toplam 114 milyar dolarlık üretim etkisi ve yıllık ortalama 144 bin kişiye istihdam sağlayacağımızı öngörüyoruz.
KALKINMA YOLU’NUN ÜRETİME ETKİSİ 50 MİLYAR DOLARI AŞACAK
Bir başka önem verdiğimiz proje Kalkınma Yolu. Ticari bir tasavvur olmanın ötesinde bir barış projesi olan Kalkınma Yolu, kuzey-güney ekseninde coğrafyaları birbirine bağlarken komşumuz Irak'ı merkez alan konumuyla bölgesel istikrar ve refahın anahtarıdır. Kalkınma Yolu Basra Körfezi'nden başlayıp Ovaköy üzerinden ülkemize ve ortadan Avrupa'ya uzanan çok modlu yapısıyla öne çıkıyor. Proje sayesinde Irak'ın Fav Limanı’na gelen yüklerin ülkemiz üzerinden Avrupa'ya açılması hedefleniyor. Kalkınma Yolu'nun 10 yıllık projeksiyonla üretime etkisi 50 milyar doları aşacak. İstihdama etkisinin ise yıllık ortalama 63 bin kişiyi bulması hesaplanıyor. Kalkınma Yolu ile jeopolitik imkanlarımızı tüm bölgenin faydalanacağı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz. Projenin en büyük kazananı bizimle ve komşumuz Irak ile birlikte bölgemizdeki bütün kardeş ülkeler olacak.
Çevremizdeki tüm ülkelerle ilişkilerimizi kazan-kazan anlayışı temelinde ilerletirken aramızda gönül köprüleri kurmaya da önem veriyoruz. Barış ve huzurun tüm dünyaya egemen olmasının ancak insanlığın bir bütün halinde kalkınmasıyla mümkün olacağına inanıyoruz. İşte bu nedenle, artık Türkiye'nin sadece jeopolitik konumundan değil, jeostratejik güven adası olma özelliğinden de söz ediyoruz. Bu iddiamızın altını ise ulaştırma yatırımlarımızla insani yardımlarımızla girişimci dış politikamızla dünyada takdir toplayan vicdanlı duruşumuzla ve bölge halklarının refahına yaptığımız katkılarla dolduruyoruz."