CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diploma davasına ara verilmesinin ardından basın açıklaması yaptı. Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

Kılıçdaroğlu’ndan açıklama: ‘Çirkin bir provokasyona alet olması beni üzdü’
Kılıçdaroğlu’ndan açıklama: ‘Çirkin bir provokasyona alet olması beni üzdü’
İçeriği Görüntüle

“Dedim ki ‘Üçünde de 12 Eylül’de de arkadaşların hepsi serbest kalacaklar.’ Niye? Üçündekinde 2911’e, Gösteri ve Toplantı, Yürüyüş Kanunu’na muhalefetten, bugün de Cumhurbaşkanı’na hakaretten davaları görülüyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı’na hakareti de ‘Zıpla zıpla, zıplamayan Tayyip’tir’ sözünden çıkarıyorlar. Başka bir hakaret yok. Yani kimsenin Cumhurbaşkanı’na küfrettiği yok. Canlı yayın görüntülerine bakıyor. ‘Zıpla zıpla, zıplamayan Tayyip’tir’ diye zıplayanları alıyor, Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuyor. Kaç gün aldılar? 100’üncü gün tutuklanmışlardı; 19 Mart’ın, 100 kara günün akşamı. Bugün 176’ncı gün. 76 gün yattılar. Bir gün yatarı yok. 2911’den suçu ilk kez işliyor zaten. Yatarı olmadığı gibi zaten hükmün açıklanması geri bırakılacak ya da diğerinden bir gün yatmayacak. Ne oldu? 75 gün yattılar. Ne yapıyor? Gencecik, pırıl pırıl üniversite öğrencilerine, kadınlı - erkekli, ‘Siz protesto hakkınızı kullanırsanız, siz mitinglere giderseniz 75 günü, yazın en güzel 75 gününü; anasının, babasının, kardeşinin yanında geçireceği; memleketinde geçireceği en güzel 75 günü; belki çalışarak geçireceği en güzel 75 günü cezaevinde geçirirsiniz.’ Diğer gençlere gözdağı. ‘Bir daha çağırıldığınız yere gitmeyin.’ Ailelere gözdağı. ‘Evlatlarınızı eylemlere, mitinglere salmayın. Biz zulmedeceğiz, onlar susacak.’ Vallahi ne içeride ilk baştaki 301 gencimizi de partimiz defalarca ziyaret etti. Ben de bütün bayram onları ziyaret ettim. Bu arkadaşların hepsini ziyaret etmiştim. Hiçbiri ne bir adım geri atıyor, ne ailelerinde bir şey var. AK Partili baba telefonda diyor ki ‘Bu vakitten sonra biz de sizdeniz.’ Bu kadar zulüm sadece AK Partili anneyi, babayı CHP’li yapıyor ya da muhalif bir seçmen haline getiriyor; AK Parti’ye tepkili. Bu yaptıkları 75 günlük zulüm, büyük bir haksızlık. Bu öğrencilerin bir kısmı salındığı halde sonra tekrar alıp tutuklama yapıyorlar.”

“KÖTÜCÜL AKIL, GENÇLERE 75 GÜN HAPİS YATIRDI”

“Tamamının bir sorumlusu var. Kendini Türkiye Başsavcısı sanan, majestelerinden sorumlu başsavcı olan, Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı sürsün diye zulümle, kanunları eğip bükerek, yetkili mahkeme Ankara’dayken İstanbul’da mahkeme açtıran, şikayetçilerle diyalog kuran, özel avukatlar bulan, şu mahkemeyi düşürüp de dokuz kere verilmeyen kararı 10’uncu mahkemede verdiren başsavcıdan başkası değil bunu yapan. Onun talimatıyla haksız yere, kıdemsiz hakimlere, savcılara, gencecik çocuklara bir gün yatmayacakları halde 75 gün hapis yatırtan bu kötücül akla… ‘Kötü yüreğe’ demeyeyim, kötü kalbe, kötü zihne ve kara düzenin en baş aktörüne sadece şunu söylüyorum. İnşallah senin sevdiklerin değil ama sen bu yaptığın zulmün hesabını bir gün verirsin. İnşallah yaptıklarının hesabını verirsin. İnsanda şu kadarcık utanma olsa bugün o serbest kalan gençlerin ailelerinden utanır, ninelerinden utanır, küçücük kardeşlerinden utanır. 2911’den 75 gün tutukluluk… Yazıklar olsun. Çok memnunuz ki hepsi serbest kaldılar. Ümit ediyoruz ki bundan sonra da Türkiye’de böyle savcıların, böyle başsavcıların değil, gerçekten hukuk insanlarının verdiği kararlarla adalet tesis edilmeye çalışılır.”

“YARGI TARİHİNİN EN UTANÇ VERİCİ İDDİANAMELERİNDEN”

“İkinci mevzu, bir başka utanç. Yine aynı ekip. AK Parti’nin kara düzeninin atanmış yargı aparatının yaptığı diploma davası. 35 yıl önce ilanla başvurmuş. Kendinden iki yıl önce başlamış Kıbrıs’taki üniversitelere davet yapıyor İstanbul Üniversitesi, ‘Gelin, bu evrakları verin’ diye. Kendinden öncekilerden kendi evindeki arkadaşı bugün salondaydı, sesleniyor. ‘Benden bir yıl önce o başvurdu, gitti’ diyor. ‘Ben de 25-26 kişiyle başvurdum, kabul edildi’ diyor. Ama ne kendinden önce gidenlerin diploması iptal, ne kendisinden sonra gidenlerin iptal. Ne kendiyle birlikte olanlardan yargılanan var. Ekrem Başkan bugün tek başına yargılanıyor. Avukatlar açıkça soruyorlar; ‘Bu tarif ettiğiniz suçu kamu görevlileri, sivil insanlarla birlikte işlediyse… Siz diyorsunuz ki; Ekrem İmamoğlu bu diploma sahteciliği suçuna iştirak etmiştir. Madem müştereken işlendi. Kanun çok açık yazıyor, diyorlar. Hepsi birlikte aynı davada yargılanır. Nerede diğerleri?’ Cevap yok. Savcılık makamında… Tabii iddianameyi yazan savcı o değil. Savcılık makamını temsil eden savcı ne desin bunlara? Türk yargı tarihinin en utanç verici iddianamelerinden biri perişan oldu, paçavra oldu yine.”

“HERKESİN ‘YOK ARTIK’ DEDİĞİ BİR NOKTADAYIZ”

“Öyle bir hale geldiler ki dinleyen herkesin ‘Yok artık, bu kadar olmaz’ dediği, iddiaların ipe sapa gelmediği, saçma sapan olduğu ve 17 yaşındaki gencecik bir çocuğu yaptığı yatay geçişten meşru gören ama bu yatay geçişin devletin ilanıyla, davetiyle, onayıyla olduğu, en ufak bir kusurunun olmadığı bir meselede bu sefer burada cezalandırılmasını istiyorlar. Dokuz yıla kadar. Öbür taraftan da diplomayı iptal ettiler. Ama şöyle bir şeyi görmek lazım. Herkes bugün ikna, salondaki herkes gördü. Yapılmaya çalışılan iş şu, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olacak, zaten oraya demiş ki ‘Bu diplomayı YSK’ya veriyor.’ Belediye başkanı olmak için Ekrem İmamoğlu’nun lise diploması da ortaokul diploması da iş görür. Diploma YSK’ya sadece cumhurbaşkanı adaylığı için veriliyor. Bugüne kadar vermedik, önümüzdeki seçimde vereceğiz inşallah. Bütün korkusu bu. ‘Bu diploma YSK’ya verilir’ diye yazı yazmış üniversiteye, ‘Acil iptal et.’ Veren fakülte, ‘İptal etmem’ demiş, dekanını değiştirmişler, yenisi de ‘Çoğunluğu sağlayamayız’ demiş, alakasız bir üniversite yönetim kurulundan iptal etmişler.”

“EKREM BAŞKAN YARGILANMADI, YARGILADI”

“Dava devam ediyor, yargılama sürüyor. Biz bir televizyon yayından dolayı bu saatte ayrıldık, oldukça uzak bir yerde bir canlı yayın var. Onun için gitmek durumundayım. Bugün Ekrem Başkan yargılanmadı, Ekrem Başkan yargıladı. Saçma sapan iddiaları yargıladı. Sırf cumhurbaşkanı adayı olmaması için yapılan saçmalığı yargıladı. Bununla birlikte bu yatay geçişi o sene yapanların diplomalarını iptal ettiler. İçlerinde Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı vardı. Sorbonne’den yüksek lisanslı. Ama bir sene öncesini, iki sene öncesini sonrasını aynı işlem olduğu halde iptal edemediler. Çünkü hedef belli; Ekrem İmamoğlu. Bir tek Ekrem İmamoğlu yargılanıyor oysa aynı suçu işlediğini iddia ettikleri 26 kişi var. Yani kanunlar geneldir, kişiye özel olmaz. Bir suç suçsa herkese ait bir suçtur. Ama burada bir tane, o da Recep Tayyip Erdoğan’ı yenme suçu. Dört kez yapılan suçun bir kez daha işleneceğinden emin oldukları için bu zulmü yaşatıyorlar, bunları yapıyorlar. Biz bunun karşısında durmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz. Ama bugün herhalde ‘Kimin yerinde olmak istemezdin’ deseniz, 176 gündür yatıyor, daha da ne kadar zulüm edilecek belli değil ama ‘Ekrem Bey’in yerinde olmak istemezdim’ demem. Bugün o talimatla yazılmış iddianameyi o salonda temsil etmek, icap edildiğinde savunmak zorunda olan savcının yerinde olmak istemezdim. Yazdıranlar, onların yerinde zaten olmayız biz, onlar kötü ruhlar. Onlar, bu dünyada da onun hesabını verecekler inşallah. Öbür dünyada da bu kadar büyük kul hakkı yemenin hem de bir başka kul bunun hakkını yesin diye bu kulun hakkını yemenin hesabını öbür dünyada nasıl verecekler, bu kötülüğe alet olanlar? Nasıl can verecekler, kabirde ne azap çekecekler, öbür dünyada sorgu meleklerine daha sorarken nasıl, ne diyecekler? Bunun karşısında nasıl kendilerini savunacaklar? Herhalde ‘Biz yapmadık, çok korkuyorduk, o yaptırdı’ diyecekler. Ondan da sizden de hakkımızı helal etmeyeceğiz. O kadar söylüyorum. Bunu size yaptıran tek adamdan da o tek adamın Türkiye’de bulup da görevlendirdiği o tek kişiden, o kötü kalpli kişiden de mutlaka hesap soracağız ve hakkımızı helal etmeyeceğiz. Bu kadar kötülük olmaz.”

“KÖTÜLÜĞÜN NE KADAR BÜYÜK VE ORGANİZE OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Genel Başkan Özel, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin son açıklamaları hakkındaki soruya şu yanıtı verdi:

“Bizim sürekli söylediğimiz zaten sürekli ‘kent uzlaşısı’ dediğiniz ya da terör denilen o gün Cumhur İttifakının, Millet İttifakını suçlamak için ve daha sonrasında da cezalandırmak için yapmış olduğu bir tercihten, Cumhur İttifakı ‘Bu devlet politikası’ diyerek vazgeçti. Yanlıştan dönüldü. O gün o yanlışı savunanlar da onlardı, bugün bunun yanlış olduğunu söyleyenler de onlar. Ama ben yanlıştan dönüldükten sonra doğru bulduğumu söylemek durumundayım. Başka ne yapayım? Dönüp de bir doğru yapıldıktan sonra eski yanlışları, eski sözleri hatırlatmak bizim işimiz değil. Bizi bilen bilir. Ben kavgayı kavga için değil, kavgayı direnmek için kavgayı hakkımı savunmak için haksızlığa uğrayan arkadaşlarımın hakkını savunmak için yaparım. Eğer bir haksızlık yoksa kavga yapmam veya biri, bir yanlıştan döndüyse dönüp de onunla uğraşmam. O bize yakışmaz. O açıdan söylediği doğru, ümit ediyorum, biz de aynı şeyi söylüyoruz, bu doğruyu savunanların sayısı çok arttı, bu yanlışlardan dönülür diye ümit ediyorum. Tabii bir de şöyle illüzyonlar olmaması lazım. Şuna da dikkat edelim. Şimdi Ahmet Özer’in bu işten tutuksuz yargı tutukluluğu kalktı, bunu bildikleri için önceden alakasız bir yerden diğer davaya dahil edip oradan da tutuklama getirdiler. Şimdi burada örneğin Resul Emrah Şahan bugün açıklama yapıldı, bugün hemen Resul Emrah Şahan’ın, bunu bir bilgi olarak söylüyorum size, öbür dosyadan sorguya almışlar, belki öbür dosyadan tutuklama yapacaklar. Yani hem Devlet Bey’in gönlünü yapacaklar, ‘Efendim bakın biz Ahmet Özer’in, Resul Emrah Şahan’ın işte yani bu kent uzlaşısı dosyalarından olanlarını çözdük, tutuksuz yargılıyor’ veya ‘Bu davayı düşürdük’ husumet büyük ya öbür davadan tutukladık. Bugüne kadar öbür davadan tek soru sorulmamış. Devlet Bey Sabah Gazetesine açıklamayı yapıyor ve o davadan tutuklu arkadaşımızı öbür davadan sorguya alıyorlar. Kötülüğün ne kadar büyük ve ne kadar organize ve ne kadar çiğ ve ne kadar kaba saba olduğunun en belirgin göstergesi.”

“BİRİLERİ DEMOKRASİYE KÖRDÜĞÜM ATMAYA ÇALIŞIYOR”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, ‘15 Eylül’de kurultay davası olacak, ne söyleyeceksiniz?’ sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bu konuda söylenebilecek her şey söylendi. Partiyi yıpratmak için partiyi tartıştırmak için yapılan bir kötülüktür. Her kötülük gibi bu kötülüğün de son bulacağını umuyoruz. YSK’nın kararları hem İstanbul için hem Ankara için ve Anayasa Mahkemesi kararı ve sürecin bir bütün olarak hukukçular tarafından değerlendirilmesinde bu birileri demokrasiye kördüğüm atmaya çalışıyor, o kördüğümün nasıl çözüleceği belli oldu. Ama 15’inde bir düğüm daha atılır mı? Onun olmayacağını ümit ediyorum. Ben, yakından tanıyanlar bilir, iflah olmaz bir iyimserimdir. Yani asla ve asla bir şeyin kötüsünü düşünüp de onun benim motivasyonumu bozmasına engel olmam. İyisini düşünürüm. Kötüsü gelince onla baş ederim. O yüzden bugünden ne enerjimi düşürür ne moralimi bozarım, ne kötüyü bekler, kötüyü çağırırım. En iyisini düşünürüm, kötüsüne dünden hazırım. Geldiğinde mücadelemi veririm.”