Güncel

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, iki askerin 'susuzluktan' ölmesine ilişkin açıklama...

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, İskenderun Deniz Er Eğitim Alayı'nda yaşanan olayla ilgili soru işaretlerinin sürdüğünü belirterek, olayın üstünün örtülmemesi, sorumluların ortaya çıkarılması ve sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini vurguladı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, İskenderun Deniz Er Eğitim Alayı'nda iki erin hayatını kaybettiği olaya ilişkin, olayın üzerinden 30 gün geçmesine rağmen kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılmadığını belirterek tepki gösterdi. Bağcıoğlu yaptığı yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:

"İskenderun Deniz Er Eğitim Alayı'nda yaşanan üzücü olaya ilişkin aşağıdaki sorulara yanıt içeren 'Tahkikat Sonuç Raporu'nu bekliyoruz. TBMM'de bu olayla ilgili araştırma komisyonu kurulması reddedilmiş olsa da, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın iç denetim ve tahkikat süreçlerinin, hangi makama ulaşırsa ulaşsın, kamuoyunu tatmin edecek şekilde bağımsız ve şeffaf yürütülmesi hayati önem taşımaktadır. Esasen barış şartlarında, barış garnizonunda ve rutin eğitim çevriminde meydana gelen bu müessif olayın idari tahkikatının Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılması daha uygun olabilirdi. Bu 'kurumsal ihmal zinciri'nde sorumluluğu bulunan kişiler hakkında adaletin gecikmesi veya eksik tecelli etmesi kabul edilemez."

Bağcıoğlu, olaya ilişkin şu soruların yanıt beklediğini ifade etti:

"1. Erlerin uzun süre güneş altında bekletilmesinin nedeni nedir? İddia edildiği gibi, birkaç erin firar girişimi yüzünden tüm bölüğün cezalandırılması doğru mudur?

2. Güneş altında, yönergelere ve idari emirlere aykırı şekilde uzun süre bekletme talimatını kim verdi? Bu emri fiilen kim uyguladı?

3. Tüm sıralı amirler ve rütbeli personel, erlerin bu şekilde güneş altında tutulduğunu fark etmedi mi? Fark ettiyse neden müdahale etmedi?

4. Birlik Komutanı, güneş altında uzun süre kalmanın ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini öngöremedi mi? Bu durum komuta ve sevk-idare zafiyetini göstermiyor mu?

5. Birinci Basamak Sağlık Merkezinde görevli tabipler, olumsuz hava koşullarını takip ederek birlik komutanını personele yönelik muhtemel sağlık riskleri konusunda uyardı mı?

6. Birlikte içme suyu yetersizliği olduğu, askerlerin kantinden para ile su almak zorunda kaldığı doğru mu?

7. Eğer bu doğruysa, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı dahil olmak üzere sıralı komutanlıklar neden zamanında lojistik açıdan düzeltici tedbirler almadı?

8. Alay Komutanlığı’nda ilk tıbbi müdahale kim tarafından yapıldı?

9. Rahatsızlanan erlere yapılan acil müdahale ne zaman, nerede ve kimler tarafından yapıldı? Müdahaleye yönelik zaman - olay çizelgesi mevcut mu? Yapılan müdahale, yürürlükteki tıbbi müdahale standartlarına uygun muydu?

10. TSK’nın çok daha zorlu coğrafi ve harekât şartlarında görev yapan birliklerinde dahi yaşanmayan bu olumsuzlukların, bir şehir merkezindeki askeri birlikte yaşanması ciddi bir komuta zafiyeti değil midir?

11. Mevcudu oldukça kalabalık olan ve acemi er eğitimi verilen İskenderun Deniz Er Eğitim Alay Komutanlığı’nın, İskenderun Deniz Üs Komutanlığı kuruluşundan çıkarılarak yüzlerce kilometre uzaktaki Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı’na bağlanması kontrol ve denetimde zafiyet yaratmış mıdır?

12. 2025 yılı atamaları kapsamında, İskenderun Deniz Üs Komutanı olarak bir albay yerine tuğamiral görevlendirilmesi, bu kontrol ve denetim zafiyetini gidermeye yönelik bir adım mıdır?

13. Benzer olayların önlenmesi için TSK Askeri Sağlık Sisteminin yeniden tesis edilmesi, personel sağlığına yönelik erken uyarı ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi yönünde somut bir adım atılmış mıdır?"